Atatürkçü düşüncenin yılmaz savunucu Prof. Dr. Muammer Aksoy 31 Ocak 1990 tarihinde suikaste uğradı. Öldürüldüğü gün dosyasına giren üç adet mermi kovanından başka hiçbir kanıt bulunamadı. Muammer Aksoy’u kim neden öldürdü?
Tarih 31 Ocak 1990. Bürosundan çıkmış evine doğru giderken kafasında önceki günlerde büroya gelen meçhul telefonlar vardı. Arayanlar, ses vermeden telefonu kapatıyorlar o ise arayanların kimler olabileceklerini düşünüyordu. Çok geçmedi, evinin bulunduğu apartmanına girdi ve tak tak tak!
Sağ şakağı ile sağ göğsünden aldığı iki kurşun yarası ile merdivenin dibine düşerek yaşamını yitiriyordu.
Kimdir Muammer Aksoy?
1917’de Antalya’da doğdu. 1939’da Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Zürih Hukuk ve Devlet Bilimleri Fakültesi’nde doktorasını tamamladı ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde asistan oldu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde doçent olarak görev aldı. Demokrat Parti iktidarının üniversite özerkliğini zedelediği gerekçesiyle, 1957’de istifa etti. 1958’de Cumhuriyet Halk Partisi üyesi oldu.
27 Mayıs 1960’tan sonra üniversiteye döndü, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde anayasa hukuku profesörü oldu. Kurucu Meclis’e Antalya Temsilcisi olarak girdi, CHP Parti Meclisi Üyesi oldu, TBMM Anayasa Komisyonu Sözcülüğü yaptı. 12 Mart askeri yönetimi sırasında tutuklandı. 1977’de CHP’den İstanbul Milletvekili seçildi. Türkiye’yi Avrupa Konseyi’nde temsil etti. Hukuk, siyaset, laiklik, insan hakları ve ekonomik kalkınma alanlarında çok sayıda kitap yazdı. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı ve Ankara Barosu Başkanlığı görevlerini üstlendi.
Muammer Aksoy’un eşi Ülke Aksoy: “Cinayeti çözmek istemediler”
“Demek ki, yaptıkları, görüşleri, Türkiye’de gerçek demokrasiye ulaşma uğraşı, bazı insanların çıkarlarını baltaladığı için öldürüldü. Toplumda huzursuzluk yaratmak, sevilen, sayılan bir insanı öldürerek, dikkatleri başka tarafa çekmek ve bazı şeyleri gizlemek için.”
“Öldürüldüğü gece bile, çevrede ciddi önlem alınmadı. Denetleme, polis kordonu, çevrede ayrıntılı parmak izi araması gibi şeyler yapılmadı. Kaç kurşun var, ona bakıldı. Nasıl takip edildi, apartmanın içine mi saklanıldı, bunlar açığa çıkmadı. Olay anında evdeydim. Muammer, evin önünde vuruldu ama hiç silah sesi duymadım. Cinayet susturucu ile mi işlendi? Oysa susturucu temin etmek öyle kolay değil. Bunlar açıklığa kavuşmadı. Üstelik öldürüldüğü cadde oldukça işlekti ve herkesin işten çıktığı bir saatte saldırıya uğradı.”
Muammer Aksoy’un eşi Ülke Aksoy: “Cinayeti çözemeyenler ya beceriksiz, ya da bu işi yapanlarla bağlantılı”
“O zaman dendi ki, kimse devletten güçlü olamaz, katiller mutlaka bulunacak, hesap sorulacak, kanı yerde kalmayacak. Katiller bulunamadı, hesap sorulamadı, kanı yerde kaldı… O zaman güç kimde? Katillerin bulunamamasında iki ihtimal var. Ya görevlilerin yeterince bilgi ve beceriye sahip olmaması, ya da bunların bu işi yapanlarla bir bağlantılarının olması.” (Kaynak: Milliyet Gazetesi arşivi)
Cinayeti soruşturan Ankara DGM Savcısı Nusret Demiral; “Muammer Hoca yakın dostumdu. Bu soruşturmada ona vicdan borcumu ödeyeceğim” dedi. Ancak verdiği söz havada kaldı.
Muammer Aksoy’u kim neden öldürdü?
Suikasttan sonra gazeteleri arayan bir kişi eylemi üstlenerek, “Tesettür konusunda İslam’a karşı takındığı tavır nedeniyle Müslümanlar tarafından cezalandırıldı” dedi. Cinayet İslami örgütler tarafından gerçekleştirilmiş olabilir miydi?
Muammer Aksoy; ‘Türkiye’de terörü tırmandırmak’ için toplumda tanınan bir kişi olarak hedef seçilmiş ve cinayet herhangi bir örgüt tarafından işlenmiş olabilir miydi?
Turgut Özal’a başbakanlığı zamanında düzenlenen suikasta azmettirici olarak adı karışan ve 1982-1983 yıllarında Emlak Bankası’nı dolandıran Kemal Horzum hakkında açılan Horzum Davasında Emlak Bankası’nın avukatlığını yapmış olması nedeniyle öldürülmüş olabilir miydi?