Tatilde ödev vermeyin diyen Milli Eğitim Bakanı’na sorularla arzı endam

Milli Eğitim Bakanı tarafından tatilde ‘ödev vermeyin’ diye talimat verilen başka bir ülke var mıdır? Neden ödev verilmesin? Tatil uzun diye mi? 15 gün için ödev verilmiyorsa, günlük ödev neden veriliyor?

tatil ödev vermeyin diyen milli eğitim bakanı ismet yılmaz

Bu ülkede yaşayan ve okula giden çoğu insan gibi naçizane benim de 33 yıllık eğitimcilik yaşamı ve öğrencilik hayatını da eklerseniz 50 yıldır algılayarak duyduğumuz şey, her sömestr ve yaz tatillerinden önce ilgili bakanların “çocuklara ödev vermeyin” diye demeç vermeleri üzerinedir.

Üstelik bu kişilerin çoğu eğitimci değillerdir. Dahası tüm öğretmenler bu sözlü talimatlara rağmen ödev verirler.


Ödev vermeyin diye talimat verilen başka bir ülke ve o ülkenin eğitim sistemi adına bu kadar ilginç ve absürt bir şey var mıdır acaba?

Şu ödev ve eğitim meselesine kısaca maddeler halinde kısaca değinmeye çalışalım:

1. Neden ödev verilmesin? Tatil uzun diye mi? Ödev korkunç veya zararlı bir iş midir? Yoksa ödev zararlı ve tehlikeli bir şey midir?

2. 15 gün veya 3 ay için için ödev verilmiyorsa, günlük ödev niye verilmektedir? Eğitimin devamı ve sürekliliği bağlamında “işe koşma” diye tanımlanan, pekiştirmeler ve geri bildirimler imkanı sunacak olan pratiklerin en kullanışlı yollarından birisi ödev değil midir?

3. Ödeve bu kadar karşı olan ama ironik olarak bu kadar tezat oluşturacak şekilde toplumsal yaşamda başta yoksullara, çalışanlara ve güçsüzlere bu kadar çok ödev yükleyen başka bir toplum ve ülke var mıdır acaba? Karşı olunacaksa bu tür ödevlere ve angaryalara karşı olmak eğitimin bütünlüğü açısından daha önemli değil midir?


4. Eğitimin genel içeriği dahilinde ödev vermeye değil, verilen ödevlerin çocukların düzeyine uygun olup olmaması ve onlar üzerinde olumlu bir etkiler yaratıp yaratmadığı meselesi çok daha önemli değil midir? Ödevlerin eziyet, zaman kaybı ve olumsuz tutum geliştiren ödevler olmaması gereği üzerinde durmak başka ödeve karşı olmak başka şeylerdir.

5. Eğitimi dört duvar arasına sıkıştırılmış bir sistemde, öğretmen daha fazla işi ödev vermeyip de nasıl halledecektir. Eğitimi yazmaya, çizmeye ve görece okumaya indirgemiş bir ülkede okulları test çözme pratiği ve zamanı geçirme yerlerinden ibaret hale getirilmiş  bir eğitim modelinde ödev öğretmen için bir zorunluluk değil midir?

6. Eğitiminin niteliğini ödeve, ezbere, sözlüye ve yazılıya endekslemiş bir toplum ve ülkeyiz. On yıllardır eğitimde hayatilik, yaratıcılık ve kendini ifade etme adına hiç bir işe imza atmamışız. Ama “ödev” meselesine takmış vaziyetteyiz. Hangi eğitsel gerekçeye dayalı olarak “ödev vermeyin” diye düşünüyor ve açıkça ifade edebiliyoruz?

7. Ödevden değil, sadece ödeve ihtiyaç duyan ve ödevden medet uman bir eğitimden ve ödevden değil, ödevin ne olduğu asıl endişe duyulması gereken mesele değil midir?


Saygılarımla ve kızgınlıkla arz-ı endam ederim sayın bakan.

MEB Müsteşarı: Ezberci eğitim geleneklerimize uygun