Amerika’nın para politikası imtihanı: Amerika’dan en son gelen enflasyon verileri beklenenin üzerindeydi. Bu durum zaten bir süredir dalgalanmalara şahit olan piyasalarda ciddi bir hareketlenme yarattı.
Amerika’nın para politikası imtihanı
Enflasyon tüketicilerin satın alma gücünde olumsuz bir etki yaratsa da enflasyonun belli bir oranda olması ülke ekonomisinin iyi işlediğinin işareti olarak görülüyor. Küresel ekonomide işlerin yolunda olduğuna dair genel bir kanı olsa da şu günlerde fiyatlarda görülen değişimler piyasalarda tedirginlik yaratıyor.
Amerikan hükümetinin Ocak ayı için yayınladığı aylık iş gücü raporuna göre ücretler yaklaşık son on yılın en yüksek artışını yaşadı. 2017’nin son çeyreğinde gelen %2,5 büyümenin ise neredeyse yarısının işsizlik rakamlarındaki düşüşten kaynaklandığı yorumları yapıldı. Ancak işgücü piyasasındaki işten çıkarmaların hesaba katılmadığı, dolayısıyla istihdam verilerinin doğruyu yansıtmadığını düşünenler de var.
Nitekim ücretlerdeki bu yükseliş istihdam konusunda olumlu sinyaller vermekte, dolayısıyla enflasyondaki yükselişin daha da artacağı beklenebilir. Bununla birlikte enflasyondaki artışın bir faiz arttırımı için henüz yeteri kadar hızlı olmadığı da düşünülüyor. Dahası Başkan Trump’ın hem kurumsal gelir vergisi hem de bireysel gelir vergisi kesintileri ekonominin aşırı ısınmasına yol açabilir. Bu da Fed’in yeni başkanının beklenenden daha agresif bir para politikası izlemeye zorlayabilir.
Ekonominin tam istihdama ulaştığı ve faizlerin artmaya başladığı dönemde genelde büyük yatırımcılar getirilerinin artık azalmaya başlayacağını düşünerek satış pozisyonuna geçerler. Son dönemde bir çok gelişmiş ekonomi aşırı kapasiteyle çalışmakta, artan talepler karşılanamamakta, bu da fiyatları daha da yukarı çekmekte.
Çok sayıda büyük yatırımcı en azından son bir iki senedir piyasalarda bir çöküş beklemekte, nitekim durgunluk veya kriz dönemlerinin dünya ekonomisinin kronik bir problemi olduğu konusunda da bir görüş birliği var. Örneğin dünyanın en büyük yatırım fonu yöneticisi Ray Dalio Avrupa’daki bir çok şirket hisselerine yönelik karşı pozisyon aldı.
Amerika borsasındaki yükseliş
Trump’ın başkanlık koltuğuna oturmasından beri borsada da durmak bilmeyen bir yükseliş gözlemlenmekteydi. Enflasyon verisinin açıklanmasından sonra da dolar fiyatında kısa süreli yukarı yönlü bir hareketlenmeye sebep oldu.
Bunun yanında Amerikan hükümetinden son dönemlerde doların değeri hakkında farklı sesler yükselmekteydi. Bu gelişmeler ve Jerome Powell‘dan beklenen performansın yarattığı belirsizlik ile piyasalarda ciddi oynaklık görüldü. Öte yandan geçtiğimiz haftalardaki finans piyasalarında gerçekleşen ani çalkantının da ABD’deki ücret ve fiyat artışlarındaki beklentiden kaynaklandığı düşünülüyor.
Fed’in %2’lik enflasyon hedefi konusunda dikkatli olması gerekli. Beklenenin altında bir enflasyon ise Fed’in elini kolunu bağlayabilir. Böyle bir durumda faiz arttırımında yavaş olunması finansal piyasalarda bir balon oluşumuna neden olabilir. Fed’in beklenenden daha hızlı faiz artırımına gitmesi ise şu günlerde kısa süreli şoklara sahne olan volatil piyasalarda daha ciddi bir sarsıntıya sebep olabilir.
Dibe oturmuş faiz oranlarının olduğu bir dönemden piyasaların hareketlendiği ve parasal genişlemeden kademeli bir şekilde çıkılmaya çalışıldığı bir döneme geçerken, ki bu bir sonraki şok gelmeden yapılmaya gayret edilmekte, hem akademik çevrelerde hem de piyasalarda sıra dışı para politikalarının sonuçlarına dair belirsiz bir bekleyiş var.