Dünya nüfusu büyürken şehirlerin geleceği ne olacak?

Dünyada çeşitli sebeplerden dolayı yaklaşık 65.5 milyon göçe zorlanan insan var. Küresel nüfusun yarısından fazlası yani 4 milyardan fazla insan da şehirlerde yaşamakta. Üstelik Asya ve Afrika’da özellikle bu rakam büyümekte. Şehirlere göçün sebebi ise belli, daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak. Bununla birlikte 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık %70’inin şehirlerde yaşayacağı tahmin ediliyor.

dünya nüfusu şehirlerin geleceği şehir planlaması

Dünya Bankası’nın hesaplamalarına göre şehirler, küresel GSYH’nın %80’ini oluşturuyor ve bu sayede yüz milyonlarca insanın aşırı fakirlikten kurtulmasına yardımcı oluyor. Buna rağmen gelir eşitsizliğindeki uçurum, kirlilik ve yaşlanmakta olan binalar, şehirlerin gelecekte nasıl bir rol oynayacağı konusunda tartışmalara sebep oluyor.

Araştırmalar hemen hemen bir milyar insanın, Asya Afrika ve Latin Amerika bölgelerinde barınma, kaliteli temel hizmetler ve işlerden yoksun kaldığını gösteriyor. Dünya bankasının tahminine göre 2030’da şehirlerin iklim değişikliğinin olumsuz koşullarından yılda 314 milyar dolar maliyeti olacak ve bu da şehirlerde yaşayan 77 milyon insanı fakirliğe sürükleyecek.


Planlı şehirler, halkın refah seviyesini artırıyor

Şehirlerin belli standartlar dahilinde planlı bir şekilde geliştirilmesi refah seviyesinin artışında oldukça önemli. Bunun yanında refah seviyesi ile yaşam süresi arasında da önemli ölçüde bir korelasyon var. IMF’nin hesaplamalarına göre bir çok ülkede yüksek öğrenim görmüş ve görmemiş bireyler arasındaki yaşam süresi farkı bunun bir göstergesi. Nitekim toplum bireylerinin sağlığı, istihdamın üzerinde de önemli etkilere sebep oluyor.

İstihdamdaki sorunlar da ekonomik problemleri derinleştiriyor, büyümeyi düşürüyor. Düşük büyüme oranları ile de yatırımlar azalıyor, dolayısıyla şehirlerin gelişimi duruyor veya yavaşlıyor. Bu durumun düzeltilmesi için de içme suyundan gelir seviyesine, çevre koşullarına kadar bir çok faktörün üzerinde durulması gerektiği düşünülüyor. Ancak sağlık hizmetlerinin ve programlarının genişletilmesi ve geliştirilmesi konusuna özellikle odaklanılması gerekiyor.


Şehir planlamaları doğru yapılmazsa…

Şehir merkezlerinin %90’ından fazlası kıyı bölgelerde, ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri buralarda sıklığını ve şiddetini artırmakta. Binlerce şehir ve kasabada felaketlerden korunması için milyarlarca dolar harcama yapılıyor. Ancak daha çok göç alacak olan bu şehirlerin büyümesiyle bu harcamalar artacak. Ve şehir planlamaları doğru yapılmaz ise felaketlerin etkileri çok daha büyük olacak.

Şehirleşmenin hızla büyüdüğü göz önüne alınacak olursa, şehirleşmeyi doğru bir şekilde hayata geçirmek çok önemli. Bu yüzden şehirleşme konusunda küresel standartlar oluşturulması ve sürdürülebilir gelişmeler sağlanması konusunda çalışmalar yapılıyor. Hedef, güvenli, kapsamlı, dirençli ve sürdürülebilir şehirlere sahip olmak. Bu tür bir ajandanın ise etkili bir şekilde finanse edilmesi projenin başarıya ulaşması için elzem.


Şehirleri ve bölgeleri tekil olarak görmeyip, aralarında bağlantı kurmanın, kalkınma konusunda işbirlikleri sağlamanın; ekonomik büyüme, yeni iş olanakları yaratma ve bunları insanlarla buluşturmak için etkili bir strateji olabileceği düşünülüyor. Özellikle Afrika’da altyapı alanlarına yatırımın ve arazi piyasalarında yapılacak reformların, şehirlerin gelişimine ve rekabetçiliğine de katkı sağlayabileceği düşünülüyor.

İstanbul Depremi için korkutan senaryo: 625 bin ölü!


Akın Ayberk
1991 yılında İzmir'de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde İşletme okudu. 2016 yılında Milano'da Ekonomi alanında master eğitimine başladı. Halen daha Milano'da ikamet etmekte. Dünya ve Avrupa Birliği ekonomisi, uluslararası ilişkiler başlıca ilgi alanları.