İtalya’nın pizzası, İsveç köftesi, İspanya’nın Paella’sı, Yunanistan’ın Souvlaki’si, Macaristan’ın Gulaş’ı, Çin’in Pekin ördeği ve dahası… Dünyanın en meşhur yemeklerini yakından tanımak için mutfak turizmine ‘merhaba’ deyin!
Dünyanın en meşhur yemekleri:
Souvlaki, Yunanistan
Mesafeyi açmadan, sağ baştan sayalım, anlatmaya komşumuzdan başlayalım. Mutfaklarımızın akrabalık derecesini tahmin etmeyi de size bırakalım. Mesela yazılışı bir hayli karışık görünen “Tzatziki” ancak “Caciki” olarak okunan, “acaba nedir nedir?” sorusuna gerek dahi olmayan meze; cacık! Yunanlılar küçük bir farkla süzme yoğurtla yaptıkları biraz da kıvamlı cacığı ekmeklerinin üstüne de sürüyor. “Peki yolumuz komşumuza düşerse tıka basa doyacağımızı, hiç yabancılık çekmeden zeytinyağlılarla dolacağımızı anladık da en meşhuru söyleyin de onu yiyelim” diyenler; “Suvlaki” yemeden dönmek yok. Tavuk etinden yapılan, her yerde kolayca bulabileceğiniz, Türkiye’nin döneri gibi yaygın olan bu hızlı yiyecek daha küçük parçalardan oluşan şiş kebabı andırıyor
Borsch, Ukrayna
Adana’nın bicibicisine benzeyen, tatlı bir isminin olduğu düşünülen Rus Pancarından yapıldığı söylenen çorba aslen Ukrayna’nındır. Daha doğrusu Rusya’nın çok benzeri bir çorbası var ancak meşhuru bu! Üzerine de ayva tatlısının üzerindeki kaymak misali krema kondurulmuş iyice tatlı görünümüne bürünmüş olan çorba, içinde bulunan kemikli sığır inciğiyle tüm hayalleri önce yıkıyor, sonra damaklarda yeni bir lezzet biçimi yapılandırıyor. Sebzesi de bir hayli bol olan çorba, içindeki kereviz, kuru soğan, sirke ve pancar ile özellikle kış aylarında şifa dağıtıyor. Kökeni 19. Yüzyıla uzanan bu kırmızı çorba, malzeme çeşitliliğiyle damaklarda iz bırakmak için Ukrayna’da hazır bekliyor.
Pizza, İtalya
Pizza’nın anavatanını bilmeyenimiz, en klişe sohbetleri çekmeyenimiz kaldı mı? Esasen İtalya’da yiyecekten bol bir şey yok; pizzanın yanında türlü hamurla yapılan makarnanın da lezzetine diyecek yok. Marifetli mutfakların soslarının lezzetleri de dünyada başka hiçbir yerde yok. İyisi mi pizzayı bahane edip İtalyan mutfağına leziz bir yolculuk yapmanın vakti geldi çattı. İtalyan efsanesi pizza aslında Türklerin peynir ekmeğiyle eş değer. Zaten bir rivayete göre de Osmanlı pidesinden ilham alan İtalyan aşçı, pizzayı icat etti. Yoksul halkın mozzarella peyniri ve domatesle yarattığı şaheser, kraliçenin sihirli dokunuşuyla dünyanın en meşhur lezzetlerinden birine dönüştü. Ayrıca fakir nerede bulacak pizzayı, zenginin mutfağına çoktan transferini istedi. İtalya’da yediğiniz pizzada bambaşka bir lezzetle karşılaşacağınıza sizi temin ederiz. Peynir, domates ne kadar farklı pişirilebilir diyenlerden de dönünce bir randevu isteriz.
Paella, İspanya
Bazen aynı yemeği birimiz bayıla bayıla yeriz, ötekimiz içimiz hoplamadan yan gözle dahi bakamayız. Şimdi İspanyolların yeniden bayılmak için ayıldığı, Türk mutfağında ufak tefek değişikliklerle entegrasyonu mümkün olan oldukça Akdenizli bir yemekte sıra!
Tıpkı güveç gibi, Paella da pişirildiği iki kulplu tavanın ismiyle anılır. Ana malzemesi pirinç ve safran olan, tabanı sapsarı pilavla kaplı bir tava yemeği Paella. Üzerindeki süslemelere gelince iş biraz karışıyor, standart bir şey söylemek pek mümkün olmuyor. Akdenizli dostlarımızın sıcak kanlı olduklarını, Türklere benzediklerini ve kültürel olarak çok da uzak hissi yaratmadığını duymuşsunuzdur. Esasen mutfakları da öyledir. Bolca deniz ürünü bulunabilir, sebze tariflerine kulak kabartılabilir. Paella yalnızca balıklı istenebilir ancak orijinalinin içinde karides, balık, kalamar ve mevsim sebzelerinin yanı sıra, sezonun av hayvanlarının etleri de eklenebilir. Oldukça karışık bir pilav olan Paella herkesin damak zevkine ortak olmasa da denenmesi muhakkak tavsiye edilir.
Köfte, İsveç
İsveç köftesi bir kol mesafesine, her daim ulaşılması kolaylaşan buzluklarımıza dahi girdi. Anca köfte deyince ne Tekirdağ gelsin aklınıza ne de kasap. İsveç’in köftesi avuç içinde yuvarlanan minik topların, kremalı sos, reçel ve patates püresi karışımı eşliğinde sunularak yenir. Eskiden en güzel av hayvanlarından biri olan, şimdilerde neyse ki yaşamına karışılmayan ya da popülasyonu azaldığı için vurulamayan ren geyiklerinden yapılan İsveç köftesi artık dana etinden yapılıyor, tüm ülke de bayıla bayıla yiyor. Elbette İsveç’in suyuyla ıslanmış, hamuruyla tatlanmış bir köfte bambaşka lezzetler sunar ama çok merak edenler gidene kadar ülkemizde ya da komşunun buzluğunda da bulabilirler.
Pekin Ördeği, Çin
Ördek ilk olarak asırlar önce Yuan Hanedanı Çin İmparatoru için hazırlandı ve o yıllarda sebzesiz, sossuz bir türü mutfakta yerini aldı. Daha sonra Ming Hanedanlığı’nda içeriği zenginleşti, lezzeti gelişti ve Pekin Ördeği, imparatorluk mutfağındaki sarsılmaz yerini aldı. Ogün bugün tadı damaklarda, hikâyesi hafızalarda kalan, eskinin asillerinin masalarını süsleyen bu yemek, soslandığı marmelattan dolayı zıt lezzetleri sevmeyenlerin ön yargılarına hedef olsa da bir yudum alanın ardından ortam sessizleşiyor. Eleştirinin ardı arkası kesilip şikâyetler sona eriyor, herkes bir tek anın tadını çıkarmak için tabağına konsantre oluyor. Nasıl deneyim ama yemeyen pişman oluyor.
Gulaş, Macaristan
Hikayesi Osmanlı’nın dünyaya ün saldığı, her yerde hüküm sürmeye başladığı dönemlerden, ismi esasen “kul aşı” olan bir tür yahniden armağan olan Gulaş, Macaristan’ın en harika lezzetlerinden biri. Genellikle dana etiyle yapılan, nadiren domuz yağı ile karıştırılan yahut domuz eti karıştırılan lezzet, esasen çorbadan kuru, yahniden sulu, orta direk bir kıvamda yapılıyor. Türk mutfağını seviyor, et yemeden yapamıyorsanız, “nerede bu yahninin soğanı” da diyemeyecek, soğan ve biber kavurmasıyla lezzetlenen gulaşın tadına bayılacaksınız. Oralara kadar gitmişken dünyanın en büyülü kenti Budapeşte’yi etraflıca gezmeden dönmeyin.