Bize böyle doktorlar lazım değil!

‘Bıçak parası’ almak için hastayı ameliyat eden doktorları duymuştuk! Başka şekilde ‘yolunu bulan’ doktorlarımız da varmış!..

Bize böyle doktorlar lazım değil!

Bize böyle doktorlar lazım değil!

Yazıma başlamadan önce şunu belirtmeliyim: Bu yazıdan aşağıdakileri yapan doktorlarımız nasiplensin. İşini layığı ile yapan doktorlarımız ve ilaç mümesillerimize hiçbir sözümüz olamaz. Kısacası sözüm meclisten dışarı…

Hani derler ya “adam olmak makam, mevki ile olmaz” diye, durum aynen böyle!..


Hekimlik kutsal bir meslektir!

İnsanı kurtarmak için mesleğinin başında yemin eden başka bir meslek de yoktur herhalde. Önünüze cani bir katil de gelse onu yaşatmak zorundasınız. Gerçekten zor bir meslek. Bugün de ne kadar zor olduğunu görüyoruz…

Bazı doktorlarımız var ki, mesleğin zorluğundan dolayı intihar ediyor. Uzun nöbet saatleri ile kimi zaman intihara giden süreç yaşıyorlar…

Bu durumun dışında hasta yakınlarından şiddete maruz kalanları da çokça ekranlardan izliyoruz… Bunları hak etmediklerini düşünüyorum…

Ancak, bu mesleği hak etmeyen doktorlar da yok değil!

İnsan yaşamına değer vermeyen; acı ve sert bir sözcük olacak ama ne yazık ki mesleğini “ticaret” gibi gören doktorlarımız da var!..

Gazeteci, yazar kaynağını belirtmek zorunda değildir. Ben de kaynağımı belirtmeyeceğim ama kaynağımdan şaşkınlıkla dinlediklerimi buraya aktarmaya çalışacağım…

Hastalar doktora gittiğinde bazı doktorlarımız; hastanın, hastalığı ile ilgili ilacı reçeteye yazarken bir ilaç yazıyor. Kimi “kurnaz” doktorlar devletin tamamen ücretsiz verdiği ilacı değil de, yarısını devletin karşıladığı ilacı yazmaktalar…

Nedeni, ne dersiniz? Kimi doktorların, ilaç mümessilleri ile yaptıkları anlaşmalar! Hatta bazı eczacılar, doktorlara bu yüzden kızıyorlar! Aynı etkiye sahip iki ayrı ilacın, neden tamamen ücretsiz olanını değil de, yarı ücretini devletin karşıladığı ilacı öneriyorlar diye!

Nedeni açık ve net; doktor efendi, ilaç mümessili ile anlaşıyor ve buradan kendisine de bir pay çıkarıyor!

Asgari ücretin 1.600 lira olan ülkemde, 5 – 6 bin lira kazanıp hala da asgari ücretliler üzerinden nemalanmak isteyen herkesi eleştirmek hakkımızdır! Böyle doktorlarımız asgari ücretlinin cebine göz dikmesinler! Her zaman AKP iktidarını eleştirecek değiliz, değil mi?!..

Kaynağım öyle şeyler söylüyor ki şaşırmamak mümkün değil!


Yine bazı doktorların, mümessille yaptığı anlaşmadan dolayı ay sonunda mümessilden nakit para aldığını ifade ediyor…

Bu da bir şey mi?!..

Doktor efendi, pazar günü alışveriş yapmış… İlaç mümessilini arıyor ve diyor ki; “Ahmetçim, Mehmetçim; alışveriş yaptım da bir yardım eder misin?”

Mümessil gidiyor, önce alışverişin ücretini ödüyor sonra da poşetleri, doktorun aracına taşıyor!

Kaynağıma sordum senin tatil gününde seni çağırıyor ve bunları yaptırıyor; peki gitmezsen ne olur? “Ne olacak; senin ilacını hastaya yazmaz”.

Vay doktor efendi vay!..

Başka mı?..

Doktorcuğum uçağa yetişmelidir…

Gece kaç olursa olsun kendi aracı olmasına rağmen mümessili çağırır ve mümessili taksi şoförü gibi kullanır! Aynı zamanda çocuklarını da mümessilin aracı ile bale, gitar kurslarına gönderen doktorlar da yok değil!..

Bizi, büyüklerimiz her zaman iyi bir mesleği olsun, iyi para kazansın, rahat içinde yaşasın diye yetiştirdiler ne yazık ki! Erdemli, onurlu, şerefli, namuslu insan olmak bu saydıklarımın arkasında kaldı, bırakıldı!..

Haa, bu kaynağım şunu da söyledi: “Böyle doktorların yanında, ilacı kendi cebinden karşılayıp sağlık ocaklarında maddi durumu iyi olamayan insanlara ilaçları ücretsiz veren doktorlar da var” dedi. Eli öpülesi doktorlar…

Her zaman söylediğim bir şey vardır: Her meslek grubunda, her insan grubunda çürümüş zihniyetler vardır!


Kimse kusura bakmasın, Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet edin” dediği doktorlarımız artık belli sayıda ve bize, yukarıda eleştirdiğim doktorlar lazım değil!..

Türkiye’de en çok intihar eden meslek grubu hangisi?


Erdal Kişioğlu
Kişioğlu, zıt düşüncelere sahip kişilerle tartışmayı seven ve her olaya bilimsel olarak yaklaşıp, olaylara septik yaklaşmaktan kaçınmayan biridir. Olayları derinlemesine incelemeyi ve yanlışın ortaya çıkarılıp doğruya nasıl ulaşılacağı konusunda fikir üretilip bunun üzerinden felsefe yapılmasını arzulayan biridir. Etik, ahlaki ve hukuki sınırları aşmadan herkesin, her ortamda eleştirilmesi taraftarıdır. Dogmatik düşüncelerden uzak; sormayı, sorgulamayı kendisine görev edinmiş ve bunun çabası içerisindedir… Her türlü bilgi alışverişine açık; farklı görüşlerin çarpıştıkça büyüyebileceğine ve kolektif düşünsel ürünlerin ikamesinin de olabileceğine inanmakta; halk için, halk yararına olan her şeyin de yanındadır…