Günde en az 8 bin adım atmak vücudumuza neler yapıyor?

Günde en az 8 bin adım atmak vücudumuza neler yapıyor? Uzmanlara göre oturduğunuz her saat için yapacağınız 5 dakikalık yürüyüş, kalp-damar hastalıklarından, beyinde oluşabilecek pıhtıdan, varisten, kemik erimesi ve kireçlenmeden, omurilik sisteminde yaşanacak bozukluğa kadar birçok hastalıktan korunmaya yardımcı oluyor.

Günde en az 8 bin adım atmak vücudumuza neler yapıyor?
Günde en az 8 bin adım atmak vücudumuza neler yapıyor?

Günde en az 8 bin adım atmak vücudumuza neler yapıyor?

Yaşadığınız ya da yaşamaktan korktuğunuz birçok hastalıktan korunmak bazen çok basit formüllerde gizlidir. Gün içerisinde 8 bin adım ve su içerek hastalıklardan korunabilir, daha sağlıklı bir geleceğin temellerini atabilirsiniz. Uzmanlara göre oturduğunuz her saat için yapacağınız 5 dakikalık yürüyüş, kalp-damar hastalıklarından, beyinde oluşabilecek pıhtıdan, varisten, kemik erimesi ve kireçlenmeden, omurilik sisteminde yaşanacak bozukluğa kadar birçok hastalıktan korunmaya yardımcı oluyor.


Sürekli oturmak bedene zarar veriyor

İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi VM MedicalPark Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Umut Yavuz, uzun süreli oturmanın, eklemlerde, bel ve sırtımızdaki omurilik sisteminde ve omurga sisteminde ciddi sorunlar yaratabileceği konusunda uyardı, “Çok oturduğumuz zaman diz ekleminde belli aşınmalara fırsat veriyoruz; özellikle dizde, kemikte, kıkırdakta. Yürümek hem kıkırdağın canlılığı için hem de kemiğin içindeki yapım ve yıkım dengesi için önemlidir. Bu yüzden gün içinde muhakkak yürümeye vakit ayırmamız lazım” dedi.

Günde en az 8 bin adım atın

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre günde en az 8 bin adım atmamız gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Umut Yavuz, “Bir saat oturarak çalışılmışsa, en azından 5 dakika ofis içinde muhakkak ayağa kalkıp, küçük yürüyüşler yapmamız lazım. Bu sürede hem kaslar tekrar aktive olmuş olur hem kemiğin yerden aldığı basınç sayesinde kemik döngüsü sağlanmış olur hem de omuriliğin tekrar eski, dik duruşuna sahip olması sağlanır” ifadelerini kullandı.

Kalp ya da beyinde pıhtı oluşmaması için yürüyüş yapın

Oturduğumuz her saatin sonunda en azından 5 dakikalık bir yürüyüş yapmamız gerektiğinin altını çizen Yavuz, “Varis hastalığı ya da kalp dolaşım sorunu olanların yürümesi, ayakta biriken göllenmeyi, kalbe doğru pompalamayı sağlayacaktır. Kaslar içindeki toplardamarlar, kaslar kasılırsa kanı geri pompalar. Bunun için bile yapmamız lazım. Pıhtı atmaya neden olacak hastalıkları olanlar ya da ilaç kullananlar da kalp ya da beyinde pıhtı oluşmaması için kesinlikle yürümeliler” dedi.

Birçok hastalığı ana nedeni hareketsizlik

“Çok oturmak en basit ihtimalle kabızlık yapar, ayaklarda şişkinlik yapar ve bu ilerlerse cerrahi boyuta ulaşır. Birçok hastalık hareketsizlikten kaynaklanır, bağırsak problemleri, kas-eklem ve boyun problemleri, damar problemleri gibi. ”

Sabah yataktan aniden kalkmayın

Farkında olmadan yaptığımız ve alışkanlık haline getirdiğimiz bazı hareketler bir gün bize hastalık olarak dönebilir. Sabah uyandığımızda, yataktan hızlıca kalkmak, bazılarımız için bu alışkanlıklardan biri. Doç. Dr. Umut Yavuz bu konuda da uyarıyor, “Önce nerede olduğumuzu idrak etmeliyiz” diyor;


“Uzun süre yattığımızda zaten tansiyonumuz düşmüş oluyor. Ani hareketler, hem baş dönmesi hem de bazı kas zedelenmelerine neden olabilir. Bu yüzden önce yatağımıza oturup etrafa bir bakmamız lazım, bu süre zarfında, bilinç durumu oluşur, tansiyon dengelenir. Kısa süreli bu hazırlıktan sonra ayaklarımız yere değebilir ve harekete geçebiliriz.”

Kireçlenmeden en kolay korunma yolu; su içmek

Yaşam kalitesinde ciddi düşüşe neden olan eklem kireçlenmesi, tedavisi zaman alan, bazen cerrahi müdahaleler gerektiren bir hastalık, Doç. Dr. Umut Yavuz bu hastalığın da yürüyüşle ertelenebileceğini söyledi, “Kireçlenmenin oluşmasında muhakkak genetik faktör etkili. Bu hastalık olacaksa bile bunu mümkün mertebe ileri yaşlara atmamızı ve daha hafif atlamamızı sağlayacak önlemler almamız gerekiyor. Özellikle kalça ve diz bölgesinde yaşanan kireçlenmeler sorun yaratıyor ve cerrahi boyutlara ulaşıyor. Bunun için kalça ve diz bölgesini kuvvetlendirici egzersizler yapmak, vücudu susuz bırakmamak, yürüyüş yapmak gerekiyor. Yürüyüş sıklığına, yürüyüş şekline ve yürüdüğümüz zemine dikkat etmek gibi önlemler kireçlenmeyi geciktirir” dedi.

Yürüyüş kemik erimesinden korur

“Yürüyüş, hem kas dengesini sağlar hem de turnover dediğimiz, kemikteki yapım-yıkım dengesini düzenler” diyen Yavuz, eklem kireçlenmesi yaşayan ya da yaşaması muhtemelen olan bir hastanın, düzenli yürüyüş yaparak, kireçlenmenin üzerine bir de kemik erimesinin eklenmesini engelleyebileceğine vurgu yaptı. Yavuz, yürüyüş ve egzersiz yapmayan ve genetik yatkınlığı olan hastaların eklem kireçlenmesine daha erken yaşlarda yakalanabileceğine dikkat çekti.

Göbek, karaciğer ve iç organlarda yağlanma sebebi

Halk arasında, ‘Türk Kası’ denerek sempatik hale getirilen göbek, sayısız hastalığa neden oluyor. Lokal bir yağlanma gibi görünen göbeğin, karmaşık bir hastalıklar dizisine zemin hazırladığı konusunda uyarıda bulunan Doç. Dr. Umut Yavuz, “Türk halkı yemeyi biliyor ve seviyor ama düzgün beslenmiyor. Ağız tadı iyi ama kendini kontrol edemiyor, durduramıyor. Adına Türk Kası deniyor ama bunun birçok komplikasyonu var örneğin karaciğer yağlanması, iç organlarda yağlanma ya da fonksiyonlarını bozma, kalp koroner damarlarında yağlanma gibi sistematik problemler oluşur. Ortopedik olarak da aşırı yük öne doğru eğilmeye davetiye çıkarıyor” dedi.

Öne doğru eğilme vücutta 60 kiloluk yük yapıyor

“En çok omuriliğe yük bindirme pozisyonu öne doğru eğilme pozisyonudur. Bu pozisyonlar, taşınan kiloyu 6 kilodan 60 kiloya çıkarabiliyor. Sırt, bel, omurilik hepsi bu durumdan etkilenebiliyor. Altyapıda, kıkırdak ve bağlarınızda bir problem varsa zaten fıtık hastalığı dediğimiz şeye davetiye çıkarmış oluyorsunuz.


Bunun yıllar içinde oluşturduğu, ‘pozisyona bağlı kamburluk’ dediğimiz şey de kiloyu verince hemen düzeltebileceğiniz bir şey değil. O yüzden, bunu geleceğe yatırım olarak düşünerek, hem damarlarımıza, hem karaciğerimize, hem iç organlarımıza, hem tüm sırt kaslarına ve omuriliğe zarar vermemek için, geleceğe yatırım açısından erken vakitte kurtulmak gerekiyor.”

Yürüyüş ömrü 6 yıl uzatıyor: Düzenli yürüyüşün faydaları


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.