Ebeveyn-çocuk ilişkisinin temelini iletişimin oluşturduğunu vurgulayan Yön Koleji Rehberlik Danışmanı Özde Gül Şen, çocuğunuzla iletişiminizin 6 altın kuralı olduğunu söyledi.
Şen, ‘Bunlar; tutarlı davranmak, cesaretlendirici olmak, iyi dinlemek, açıklayıcı olmak, sen değil ben dilini kullanmak ve yaşına uygun beklentilerde bulunmaktır’ dedi. Her ebeveynin isteği çocuklarının özgüvenli, topluma duyarlı, sorumluluk sahibi bireyler olmasıdır. Bunu beklerken, ebeveynlerin de üzerine düşenler vardır.
‘Ebeveyn çocuk ilişkisi nasıl olmalı?’ sorusunun cevabının iletişim temeli üzerine kurulduğunu belirten Yön Koleji Rehberlik Danışmanı Özde Gül Şen, “Doğru iletişimin de 6 altın kuralı vardır. Bunlar; tutarlı davranmak, cesaretlendirici olmak, iyi dinlemek, açıklayıcı olmak, sen değil ben dilini kullanmak ve yaşına uygun beklentilerde bulunmaktır” dedi. Ebeveynlere rehber niteliği taşıyacak açıklamalarda bulunan Özde Gül Şen, şunları kaydetti:
‘Tutarsızlık güveni zedeler’
“Ebeveyn önceden tahmin edilebilir şekilde çocuğuna davranmalıdır, tutarlı olmalıdır. Mantıkla hareket eden ebeveyni çocuk kısa süreli fark etmese de ailenin belirli yaptırımları kararlılıkla sürdürmesi çocukta güven duygusu yaratır ve bu duygu iletişimi kuvvetlendirir.”
‘Açıklayıcı olmak özgüveni artırır’
“Çocuğu yeni girdiği ortama karşı ya da eğitim öğretim dönemini kapsayan okul çağına karşı yapacağımız hazırlık onun ile olan iletişimimizi kuvvetlendirir. Çocuğu önceden belirli durumlara karşı hazırlama onun özgüvenini arttırır. Elini yıkamadan sofraya oturmamak gerektiğini açıklayarak yaptığımız bir konuşma çocuk için bir sonra ki seferde bir uyaran haline gelir ve kurmuş olduğumuz iletişim ona istendik davranışları yaptırtabilir. İstendik davranışları sergileyen çocuk çevre tarafından onaylandığında, aileden gelen bildirimleri ve uyarıları daha dikkate alma girişiminde olur. Bu da aile ile sağlam iletişim kurmasına sebep olur.”
‘Cesaretlendirmek kendini ifade etmeyi kolaylaştırır’
“Çocuk ile iletişimde onu cesaretlendirmek çok önemlidir. Cesaretlendirme sürecinde ona küçük sorumluluklar vererek, lütfen ve teşekkür ederim sözcüklerini kullanarak, empati, mizah, övgü ve ödül ile onu destekleyerek yapmaktan çekindiği durumlara karşı istekli olduğunu ifade etmesini sağlayabiliriz. Bu şekilde çocuk ileriki dönemler de ailesine veya arkadaşlarına karşı ifade etmek istediği durumları kolaylıkla söyler.”
‘Dinlenilmeyen çocuk içine kapanır’
“Kendilerinin dinlenmediklerini düşünen çocuklarda özgüven problemi ile birlikte içe kapanıklık gözükebiliyor. Onunla her konuştuğumuzda aktif bir dinleyen olmalıyız. Onu dinleyen tavrımızı baş sallayarak ve göz kontağını daimi tutarak ifade edebiliriz.”
‘Sen değil ben dilini kullanın’
“Çocuklara uyarılarda bulunurken ‘Sen televizyonu çok izliyorsun, bu yanlış ve izin vermiyorum’ değil ‘Ben televizyon başında çok uzun süre kaldığını düşünüyorum ve bu durum beni çok üzüyor’ şeklindeki bir ifade çocukla aramızdaki iletişim köprüsünü zedelemez.”
‘Beklentileriniz yaşına uygun olmalı’
“Çocuktan yapmasını istediğimiz şeyler onun gelişim düzeylerine uygun olmalıdır. Beklentilerimizi onların yaş grubunu göz önüne alarak oluşturmalıyız. Örneğin 2. sınıf çocuğunun 1 saat kitap okumasını istemek, onu kitaptan soğutmaktan başka bir işe yaramaz. Çocukları beklentilerimiz ile değil onun yapmasını istediği şeyler üzerinden biçimlendirerek sunarsak iletişim bağlarımız daha da kuvvetlenir.”