Beykoz Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi akademisyenleri bir araya gelerek İstanbul trafiğindeki 500 bin aracın koordinatlarını ve hızını 5 yıl boyunca takip etti. Raporun sonuçlarına göre İstanbul’da yaşayanlar hayatlarının ortalama 3.5 yılını trafikte geçiriyor. Bu da haftada bir iş günü mesai fazladan yapmış etkisi yaratıyor.
Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Gürsoy, trafik nedeniyle kısa vadede zaman, enerji ve fırsat kaybı; orta vadede çevre kirliliği ve sağlık kayıpları; uzun vadede ise sosyoekonomik ve sosyokültürel kayıplar yaşattığını söyledi.
İstanbul Trafik Otoritmi 2017 raporu:
Raporun sonuçları, trafiğin insanı çevreleyen insanlar ve diğer unsurları anlatmak için kullanılan ‘Bir şehirde trafik yoksa, hayat da yoktur’ sözünün anlamını resmen değiştirdi. Trafikteki yoğunluktan kaynaklanan gecikmeler ilişkileri de olumsuz etkiledi. Girilen zahmetin, gidilecek yere değip değmeyeceği ikilemleri de artış gösterdi.
Rapora göre; İstanbul’da yaşayanlar hayatlarının ortalama 3,5 yılını şehir trafiğinde yaşanan yoğunluktan kaynaklanan gecikmelere feda ediyorlar.
Zamanın yüzde 67’si trafikte geçti
2017 yılında İstanbul ana arterlerinde hareket eden sürücüler ve yolcular seyahatleri süresince harcadıkları zamanın yaklaşık yüzde 55’ini trafik yoğunluğu nedeniyle kaybettiler. Açık trafikte 20 dakikada alacak mesafeleri yaklaşık 45 dakikada ancak kat edebildiler. Ortalama sürüş hızı 36 km/saat olarak belirlendi. Trafik yoğunluğu sabah ve akşam saatlerinde daha da arttı. Hafta içi sabahları ortalama hız ana arterlerde yaklaşık 27 km/saate indi, trafikte kaybedilen süre toplam zamanın yüzde 67’sine ulaştı. Açık trafikte 20 dakika süren mesafe, sabah ve akşam saatlerinde yaklaşık 1 saat sürdü. Hafta içi sabah ve akşamlarında 30 km araç kullanan kişiler yaptıkları her seferde 40’ar dakika kaybettiler. Günde 2 saatlerini harcadıkları trafikte, 1 saat 20 dakika yoğunluktan dolayı harcandı. 5 gün boyunca benzer yoğunluk seviyelerinin yaşanmasından dolayı haftalık kayıp 7 saate başka bir ifadeyle neredeyse 1 iş günü mesaisine yaklaştı.
10 dakikalık yol 47 dakika sürdü
Raporun verilerine göre:
– 7.5 km’lik Maslak-Mecidiyeköy arası 2017 yılı sabahlarında ortalama 25 dakika sürdü, tersi yönde aynı rota 23 dakika sürmüş. Trafik açık olsaydı yalnızca 12 dakika sürecekti.
– 17 km’lik Taksim-Kozyatağı arasında 2017 akşamlarında sürüş hızı ortalama 15 km/s olmuştur. Açık trafikte yaklaşık 15 dakika sürmesi gereken yol bir saatten fazla sürmüştür (69 dk). Aynı saatlerde tersi yönde hareket eden sürücüler ise aynı mesafeyi yaklaşık 45 dakikada almışlardır.
– 10 km’lik Mecidiyeköy Bakırköy arası açık trafikte 10 dakika sürebilecekken, sabahları 17 dakika akşamları ise yoğunluktan dolayı 47 dakika sürmüştür. Tersi yönde hareket eden sürücüler Bakırköy’den Mecidiyeköy’e giderken yolda sabahları 42 dakika akşamları ise yaklaşık 30 dakika harcamışlardır.
500 bin otomobil 5 yıl takip edildi
Trafipper ve Başarsoft iş birliği ile desteklenen çalışma 500 binden fazla aracın 5 yıl boyunca kesintisiz takip edilmesi sonucu elde edilen koordinat ve hız verilerinin analiz edilmesi ve işlenmesiyle oluşturuldu.
Bu çalışma için işlenen veriye İstanbul’da yaklaşık 4 bin km’lik bir yol ağı takip edilerek ulaşıldı. Bu uzunluk İstanbul ile Atlantik Okyanusu’na kıyısı olan Lizbon arasındaki karayolu mesafesine (4.092 km) eşit. 5 yıl boyunca, 120 arterde her 2 saniyede bir bu mesafedeki hareket kayıt altına alındı. Çalışma, trafiği 3 farklı hareketlilik üzerinden değerlendirmeye aldı: Ana Koridor, Doğu-Batı Aktarma Koridoru ve Batı-Doğu Aktarma Koridoru.
Orta vadede sağlık kaybı uzun vadede ekonomik ve kültürel kayıp
Trafik yoğunluğunun yarattığı gecikmelerin neden olduğu kayıpların kısa, orta ve uzun vadede değerlendirilmesi gerektiğini belirten projenin sorumlusu Beykoz Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Gürsoy, “Kısa vadede ortaya çıkan zaman, enerji ve fırsat kayıpları orta vadede genişleyerek çevre kirliliği, sağlık kayıpları, aşınma ve yıpranma artışları olarak ortaya çıkıyor” dedi. Gürsoy, uzun vadede ise kent insanın eş zamanda erişebileceği çevrenin giderek küçülmesinin yaratacağı sosyoekonomik ve sosyokültürel kayıpların boyutlarına dikkat çekti.