Otizm testi: Çocuğun otizmli olduğu nasıl anlaşılır?

Uzmanlara göre otizm testi yok, çocuğu gözlemlemek gerekiyor… Otizm özellikleri üç kategoriye ayrılıyor: (1) İletişim sorunları, (2) insanlara, olaylara ve olaylara ilişkin zorluk, (3) tekrarlayan vücut hareketleri veya davranışları.

Otizm testi: Çocuğun otizmli olduğu nasıl anlaşılır?
Otizm testi: Çocuğun otizmli olduğu nasıl anlaşılır?

Uzmanlara göre otizm testi diye bir şey yok. Düşünme, hissetme, dil ve başkalarıyla ilişki kurma becerisinde problemler olabilen karmaşık bir nöro-gelişimsel sendrom olan Otizm’de erken teşhisin önemi büyük.

Erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha yaygın olan Otizm’de en büyük belirti göz temasından kaçınma, ismi söylendiğinde tepki vermeme, belirgin derecede tekrarlayıcı hareketler. Otizmi testi olmadığını söyleyen uzmanlar, çocuğu iyi gözlemlenin önemine dikkat çekiyor.


Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Algun Tüfekçi, ilk çocukluk döneminde teşhis edilen Otizm’in erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla daha fazla görüldüğünü söyledi.

Otizm Spektrum Bozukluğunun (OSB) kesin nedeninin bilinmediğini belirten Dr. Algun Tüfekçi, şunları söyledi:

“Ancak birkaç karmaşık genetik ve çevresel faktörün dahil olduğu düşünülmektedir. Radikal tedavisi henüz olmayan bir bozukluktur. Bu grubun erken tanısı, eğitsel programlarının takibi ve etkinliğini değerlendirme, yeni gelişen belirtiler ve psikiyatrik bozuklukları değerlendirme görevi çocuk ve ergen psikiyatrlarına aittir.

Bu alana gereken ilginin gösterilmesi ancak gelişimsel problemleri olan bireylerde psikiyatrik bozuklukların değerlendirmesi ve bunun gerekliliğini algılamakla mümkündür. Otizm ve diğer gelişimsel bozukluklar bireyi psikiyatrik bozukluk geliştirmeye karşı korumamaktadır, tam tersi diğer merkezi sinir sistemini etkileyen bozukluklar için yatkınlık artmaktadır, bu sebebten dolayı iyi psikiyatrik takip şarttır.”

Erkeklerde 3-4 kat daha yaygın

Otizm Spektrum Bozukluğu’nun düşünme, hissetme, dil ve başkalarıyla ilişki kurma becerisinde problemler olabilen karmaşık bir nöro-gelişimsel bozukluk olduğunu ifade eden Dr. Algun Tüfekçi, “Bu da beynin işleyişini etkilediği anlamına gelir. Otizmin etkileri ve semptomların şiddeti her bir kişide farklıdır. Otizm genellikle ilk çocukluk döneminde teşhis edilir. Dünyada yaklaşık her 68 çocuktan birine otizm tanısı konulmaktadır. Otizm spektrum bozukluğu, erkeklerde kızlardan üç ila dört kat daha yaygındır” dedi.

Otizm kişiden kişiye göre farklılık gösteriyor

Otizmin kişiden kişiye şiddetli ve semptom kombinasyonlarında farklılık gösterdiğini ifade eden Dr. Algun Tüfekçi, “İki çocuk aynı şekilde görünmez veya davranmaz. Semptomlar hafif ila şiddetli arasında değişebilir ve sıklıkla zamanla değişebilir. Otizmli birçok çocuk, rutinlere ve aynılığa dikkat eder ve alışılmamış çevreye ya da rutin değişimlere uyum sağlamakta zorluk çeker. Otizmli birçok kişi normal bilişsel becerilere sahipken, diğerlerinin bilişsel zorlukları vardır. Bazıları, uyku sorunları ve nöbetler gibi bazı tıbbi durumlar için daha büyük risk altındadır” şeklinde konuştu.

Otizm özellikleri üç kategoriye ayrılıyor:

Otizm Spektrum Bozukluğu’nun özelliklerinin üç kategoriye ayrıldığını kaydeden Dr. Algun Tüfekçi, bunları da şöyle sıraladı:

İletişim sorunları: Dili kullanma veya anlama güçlüğü dahil. Otizmli bazı çocuklar dikkatlerini ve konuşmalarını birkaç konu alanı üzerinde yoğunlaştırırlar, bazıları sıklıkla cümleleri tekrar ederler ve bazıları çok sınırlı konuşmalara sahiptirler.

İnsanlara, olaylara ve olaylara ilişkin zorluk: Arkadaş edinme ve insanlarla iletişim kurma, yüz ifadelerini okumada zorluk çekme ve göz teması kurmama gibi.


Tekrarlayan vücut hareketleri veya davranışları: El çırpma veya tekrarlanan sesler veya ifadeler gibi.

Otizm gözlemle teşhis ediliyor; Otizm testi diye bir şey yok!

Erken tanı ve tedavinin Otizm belirtilerini azaltmak, Otizmli bireyler ve aileleri için yaşam kalitesini yükseltmek için önemli olduğunu belirten Dr. Algun Tüfekçi, “Otizm için tıbbi bir otizm testi yoktur. Çocuğun aynı yaştaki diğer çocuklarla karşılaştırıldığında nasıl konuştuğunu ve hareket ettiğini gözlemleyerek teşhis edilir. Eğitimli profesyoneller tipik olarak çocukla konuşarak ve ebeveynlerin ve diğer bakıcılarına sorular sorarak otizmi teşhis eder” uyarısında bulundu.

Küçük çocuklardaki belirtileri

“Bebeğinizin veya bebeğinizin normal gelişmediğine dair endişeleriniz varsa, erken tanı önemlidir. Küçük çocuklardaki olası otizm spektrum bozukluğu belirtileri aşağıdaki gibidir:

  • Adına 12 aylıkken tepki vermeme
  • 14 aylıkken ilgi gösterdiği nesneleri işaret etmeme
  • 18 aylıkken “taklit” oyunları oynamama

Çocuğunuzun olası otizm belirtilerini göstermesi konusunda güçlü bir endişeniz varsa, o zaman bir teşhis değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu genellikle çocuğunuzla bir çocuk psikiyatristi ve çocuk psikoloğu tarafından yapılan bir muayene ve oyun tabanlı testleri içerir.

Bilim adamları, Otizm Spektrum Bozukluğu’na neyin neden olduğunu açıkça anlayamamaktadır. Çocuğun doğduğu genler veya çevresel faktörler de dahil olmak üzere çeşitli faktörler muhtemelen otizme katkıda bulunur. Otizmli bir aile üyesi varsa, bir çocuk daha fazla otizm riski taşır. Araştırmalar, OSB’nin kötü ebeveynlikten kaynaklanmadığını ve aşılardan kaynaklanmadığını göstermiştir.”

Otizmde tek tedavi yok

Otizmin tek bir tedavisinin olmadığını belirten Dr. Algun Tüfekçi, çalışmaların erken tanı ve tedavi ile semptomların düzelebileceğini gösterdiğini belirterek “Otizm için tek bir tedavi yoktur. Tedaviler yoğun beceri geliştirme ve uygulamalı davranış analizi (UDA) olarak bilinen eğitimsel oturumları ve daha birçok etkileşimli, çocuk merkezli davranış terapisi versiyonlarını içerebilir. Tedavi ayrıca ebeveynler, konuşma ve dil terapisi, mesleki terapi ve/veya sosyal beceri eğitimi için özel eğitim ve destek içerebilir” diye konuştu.

Otizmin temel özelliklerini doğrudan tedavi eden ilaçlar bulunmadığını vurgulayan Dr. Algun Tüfekçi, “Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin kullanımı otizmli çocuklar arasında yaygındır, örneğin, özel beslenme takviyeleri ve diyetler. Bugüne kadar, bu tür tedavilerin etkili olduğuna dair çok az bilimsel kanıt bulunmaktadır. Bazen olumsuz sonuçları olabilmektedir; herhangi bir tamamlayıcı veya alternatif tedaviyi denemeden önce doktorunuzla konuşmanız önemlidir” diye konuştu.

Hayat boyu sürüyor

Otizmin genellikle hayat boyu süren bir bozukluk olduğunu ifade eden Dr. Algun Tüfekçi, “Erişkin çağda bu olguların üçte ikisi bağımsız yaşayamaz, ancak %5 ila %17 kadarı tam bağımsız hayat sürdürebilmektedir. Gidişata ait en iyi göstergeler 5 yaş öncesi konuşmanın başlaması, erken başlayan iyi bir eğitim programının olması ve IQ’nun (zeka puanı) 70’in üzerinde olmasıdır. IQ’su 50-60 altında olan grup bağımlı hayat sürdüren grup içinde yer almaktadır. IQ’su normal ancak dil gelişimi olmayan grup bakım evlerinde kısmi bakımla hayatını yürütebilmektedir. Hem dil gelişimi 5 yaş öncesi başlayan hem de IQ’su normal olanlarda ise %50 bağımsız hayat sürdürme şansı vardır” diye konuştu.

Dr. Algun Tüfekçi, OSB’li çocuklarda daha sonradan bağımsız olarak yaşamlarını sürdürebilenlerin sayısı günümüzde giderek arttığına dikkat çekti.

Ailelere tavsiyeler

Dr. Algun Tüfekçi, ebeveynler için önemli tavsiyelerde bulundu:

  • Otizm spektrum bozukluğu hakkında olabildiğince fazla bilgi edinin.
  • Tutarlı bir günlük plan ve rutin sağlayın.
  • Otizmli çocukların diğer ebeveynleri ile bağlantı kurun.
  • Size özel endişeleriniz için profesyonel yardım alın.

“Kendiniz ve diğer aile üyeleri için zaman ayırın. Otizmli bir çocuğa sahip olmak tüm aileyi etkiler. Stresli, zaman alıcı ve pahalı olabilir. Ailenin fiziksel ve duygusal sağlığına dikkat etmek önemlidir.”

Otizmin 3 yaşına kadar farkedilmesi mümkün


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.