Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, uluslararası toplumun yük paylaşımı ve sorumluluk üstlenme testini geçemediğini söyleyerek, “Türkiye şimdiye kadar 31 milyar euro harcadı” diye konuştu.
Akdağ, Brüksel’de düzenlenen ‘Suriye’nin ve Bölgenin Geleceğinin Desteklenmesi’ konulu konferansın ikinci gününde yaptığı açılış konuşmasında, Suriye savaşının İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki en korkunç insani krize dönüştüğünü ifade etti.
Kayıtlı Suriyeli göçmen 3,5 milyon
Krizin Suriye sınırlarını aştığına işaret eden Akdağ, Türkiye’nin 3.5 milyondan fazla kayıtlı Suriyeliye, inanç ve etnik ayrım yapmaksızın, ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Bu kişilerin sağlık, eğitim, konaklama gibi hizmetlerden ücretsiz faydalandığını belirten Akdağ, savaşın başlangıcından bu yana Türk topraklarında 300 bin Suriyeli bebeğin doğduğunu ifade etti.
“20 bin Suriyeliye çalışma izni verildi”
Diğer yandan yaklaşık 20 bin Suriyeliye çalışma izni verildiğini, 13 bine yakın Suriyeli işletmenin açıldığını söyleyen Akdağ, tüm bu rakamların Türkiye’nin krizin insani yükünü üstlenmeye devam ettiğini gösterdiğini kaydetti.
Recep Akdağ, “Suriyeliler için sağladığımız birçok hizmet kapsamında Türkiye’nin giderleri 31 milyar euroya ulaştı. Burada açıkça söylemem gerekiyor ki uluslararası toplumun büyük bir kısmı yük paylaşımı ve sorumluluk üstlenme sınavını başarıyla geçemedi” diye konuştu.
“AB sorumluluklarını yerine getirmeli”
Türkiye’nin AB’nin tarihi boyunca karşılaştığı en büyük krizlerden birini çözmek konusunda temel bir rol oynadığını hatırlatan Akdağ, taraflar arasında varılan 18 Mart mutabakatının olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini vurguladı.
Türkiye’nin mutabakat çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirmeye devam ettiğini kaydeden Akdağ, “Böylelikle 2015 ekiminde Ege Denizi’nden yasa dışı sığınmacı geçişleri 7 bin iken bugün bu rakam 50’nin altına düşmüş durumda. Türkiye, olağanüstü çabalarını yerine getirmeyecek olsa, Ege Denizi bir kez daha yasa dışı sığınmacıların geçiş yolu haline gelir” değerlendirmesinde bulundu.
Akdağ, “Biz bu ağır yükü kaldırmaya devam ederken AB’nin de en azından 18 Mart mutabakatından kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz” ifadesini kullandı.