Sustainable Brands Istanbul: Jacob Benbunan’dan markalara tavsiyeler

Jacob Benbunan, Sustainable Brands Istanbul sahnesindeydi!

“Geçmişte kara kutu şeklinde olan şirketler bugün kristal topa dönüşmek zorunda”
Global Sustainable Brands ağının İstanbul buluşması olan Sustainable Brands 2018 Istanbul, dünyadan ve Türkiye’den önemli isimlerin katılımıyla gerçekleşti. Konferansta markaların tüketiciye karşı samimi ve dürüst olmaları gerektiği belirtilirken, ‘İyi yaşam’ adına olumlu çalışmalar yapan markaların da mutlaka bunları anlatması gerektiği vurgulandı.

Sustainable Brands Istanbul’un ikinci gününde öne çıkan konuşmacılarından biri, Türkiye markasının yaratıcı danışmanı olan ve ezber bozan yaratıcı teorileriyle tanınan iletişimci Jacob Benbunan’dı. Aynı zamanda Saffron Brand Consultants CEO’su olan Benbunan, günümüzde insanların tüketici olmaktan çıkıp ürettiğini tüketen insanlara dönüştüğünü vurguladı.


“Yukarıdan aşağıya yönetim değişti. Bu da şirketlerin yönetimlerini de değiştirdi” diyen Benbunan, eski ve yeni ekonomiden şirketlerin yaşadığı değişime dair örnekler verdi. Tesla’nın enerji üreteceğini duyurduğunu, Google’ın Project’i geliştirdiğini, Alexa’nın ise alışveriş yapma şeklini değiştirmeye soyunduğunu, airbnb’nin çatılara güneş panelleri yerleştirdiğini, kitap satarak başlayan Amazon’un artık akla gelebilecek her şeyi tedarik ettiğini dile getiren Benbunan, sözlerine şöyle devam etti: “Çok farklı ve belki de olmak istemediğimiz dünyaya doğru gidiyoruz. Tüm değişime rağmen insanoğlunun barınma, kimlik, hürriyet, sevgi gibi ihtiyaçları değişmedi. Markalar bunu görmeli ve kesinlikle ataletten kurtulmalı. Samimi olmalı ve mutlaka insan hayatına dokunmalı. Bunu yapamazsanız başarılı da olamazsınız. Doğru, dürüst ve şeffaf olmalı. Eskiden şirketler büyük kara kutular şeklindeydi. Fakat internetin gelişmesi her şeyi değiştirdi. Bugünün şirketleri mutlaka kristal bir topa dönüşmeli…”

Lojistikte kadın ağırlığı artıyor

‘Başarılı tedarik zincirinin arkasındaki sır: İyi Lojistik’ başlıklı oturumda, Transorient Yönetici Ortağı Nil Tunaşar, lojistik sektörünün günümüzün şartlarında rekabetçi ve uzman olmak zorunda olduğunu, kompleks yapısının kompleks yazılımlarla yönetilmesi gerektiğini belirterek, “Sektörümüzün çevresel duyarlılığı çok yüksek. Müşterilerimizin sürdürülebilirlik taleplerine uygun çözümler üretiyoruz. Dünden bugüne geldiğimiz noktaya bakacak olursak bugün dünden daha iyi konumdayız. Endüstri 4.0 ile insansız lojistik, Nesnelerin İnterneti ile çalışan sistemler hayatımıza giriyor. Gelecekte bugünden daha iyi, karbon izi daha düşük bir sektör olacağız” diye konuştu. UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Kıta Lojistik Genel Müdürü Emre Eldener de sektörde profilin değiştiğini, kadınların daha fazla rol almaya başladığını ifade ederek, “Şoförsüz araçlar gündeme geldiğinde sektörümüzü kadınlar yönetecek” dedi.

İyi yaşam için özgürlük ve dikkate alınmak da önemli

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır ve Ünite İletişim Yürütme Kurulu Başkanı Işıl Arıdağ, ‘İyi yaşam için iletişimi yeniden tasarlamayı’ tartıştı. Arıdağ, “Değer üretenler iyi yaşama doğru koşuyor. Bunun için de ekosistemi harekete geçirerek ortak akla sevk etmek büyük önem taşıyor” derken, Bekir Ağırdır şöyle konuştu: “Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi bugün artık değişti. Yeme-içme kadar özgürlük de temel bir ihtiyaç halini aldı. İyi yaşam için, iyi olmak için var olmak lazım. İnsanlar bugün ihtiyaç, beklenti ve taleplerinin dikkate alınmasını istiyor.”

Dove, güzellik tanımını tanımsızlaştırıyor!

Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Kategorileri Başkan Yardımcısı Kamuran Uçar ve Tiyatro Sanatçısı Doğa Rutkay, “Benim güzelliğim #rakamlarınötesinde” başlıklı oturumda kalıp yargılardan uzak güzellik anlayışını tartıştı. Uçar, “Dünya değişiyor. Değişen tüketici bizi de değişmeye zorluyor” dedi. Dove markasıyla yaptıkları araştırmanın sonuçlarına vurgu yapan Uçar şunları söyledi: “Araştırmaya katılan kadınların yüzde 40’ı, reklamlardaki kadınların kendisini temsil etmediğini, yüzde 51’i ise bu kadınları rol model olarak görmediğini söylüyor. Yine 13-18 yaş arasındaki genç kızların yüzde 50’sinin bedeniyle barışık olmadığını, her 10 kızdan 7’sinin kendini güzel bulmadığı için sokağa çıkmak, okula ya da doktora gitmek istediğini biliyoruz. Buna bir ‘dur’ demek için 2016’da reklamlardaki iletişim dilini değiştirmek üzere bir taahhütte bulunduk. Amacımız, güzellik tanımını tanımsızlaştırmak! Ancak Unilever’in tek başına çaba göstermesi yeterli değil, birlikte değişmeliyiz!”

Kordsa ve Arzu Kaprol ‘İyi yaşam’ için buluştu

Sustainable Brands Istanbul, teknoloji liderlerinden Kordsa ile dünyaca ünlü moda tasarımcısı Arzu Kaprol’ü buluşturdu. ‘Teknoloji ile Geleceği Tasarlamak’ başlıklı oturumda Kordsa İş ve Pazar Geliştirme Direktörü ve İnşaat İş Birimi Lideri Murat Oğuz Arcan, “Kordsa olarak ‘Yaşamı Güçlendiriyoruz’ hedefiyle çıktığımız yolda, her adımımızla, her yatırımımızla ‘sürdürülebilir teknolojiler’ yaratmaya çalışıyoruz. Dünyaya teknoloji ihraç eden bir marka olarak faaliyet gösterdiğimiz üç alanda da yaşamı kolaylaştıran, daha verimli ve en önemlisi çevreci teknolojiler üretmek için çalışıyoruz” dedi. Arcan, dünyanın bireysel sahiplikten toplumsal sahipliğe geçtiğini, Kordsa’nın ‘açık inovasyon’ yaklaşımıyla bu akıma katıldığını vurguladı. Teknolojiyle moda tasarımını buluşturmaya 12 yıl önce başladığını belirten Arzu Kaprol da “Bugün artık hava durumuna göre şekil değiştiren, beden ısısını azaltıp yükseltebilen giysiler üzerinde çalışıyoruz. Pek yakında mahallemizdeki bir 3D baskı dükkanında, beğendiğimiz modeli kendi bedenimize göre bastırabileceğiz” diye konuştu.

Metro, ev ve balığın izinde…

Metro Türkiye Gıda Kategori Grup Müdürü Mesut Doğukan konferansta tedarik zincirinde yaptıkları köklü değişiklikleri anlattı. Doğukan, “Biz eti ve balığı yalnızca ticari bir ürün olarak değil, gelecek nesillere bırakılması gereken bir değer olarak görüyoruz. İşte bu nedenle ‘Bugünün balığını yarına da bırakalım’ dedik ve Su Ürünleri Kooperatifleriyle, balıkçılarla el ele vererek balığın izlenebilirliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için yola çıktık.

Teknolojinin nimetlerinden de faydalanarak, limanlarda ve karaya çıkış noktalarında su ürünleri kasalarına konulan balığın hangi sularda, hangi tekne ile ne zaman avlandığını belirten izlenebilirlik bilgilerini kayıt altına aldık. Tüketici ne yediğini bilsin diye, bu bilgileri satış aşamasında kasalara veya poşetlere konulan QR barkod ile müşterilerin bilgisine de sunduk” dedi. Doğukan, Et İzlenebilirliği konusunda da çiftlikten tabağa tüm tedarik zincirini takip ettiklerini, etin tüm tedarik sürecini kayıt altına alarak, QR kod etiket sistemiyle, etin %100 izlenebilirliğini sağladıklarını aktardı.

‘Gelecek için gözünüz yükseklerde olsun’ başlıklı oturum için sahneye gelen Prefabrik Yapı Genel Müdürü Mustafa Tolunay, 360 derece süreç yönetimiyle gerek müşterilerinin gerekse çalışanlarının memnuniyetini sağladıklarını kaydederek, “Şirketler tüketiciye dokunmadan önce mutlaka çalışanlarını anlamalı. Çünkü mutlu çalışan mutlu müşteri getiriyor” dedi.

Son 3 İngiliz Başbakanının danışmanlığını üstlenen, Core Purpose Kurucu Ortağı Paul Twivy de ‘Kent ve toplumu radikalleşen bakış açısıyla yeniden tanımlamak’ başlıklı bir sunum yaptı. Şehirlerin sürdürülebilir markalara dönüşmesi gerektiğini vurgulayan Twivy, dünyanın farklı kentlerinden dikkat çeken iyi yaşam örnekleri verdi.


BASF’den yeni girişimlere destek

BASF Yeni Girişimler (Starting Ventures) Yöneticisi Manuela Werner ‘Yeni Girişimler – Daha iyi bir yaşam programı’ başlıklı bir sunum yaptı. BASF Yeni Girişimler Programı’nın (Starting Ventures), dünyada Güney Amerika, Afrika ve Güney Asya’daki az gelişmiş bölgelerde yaşayanların ‘daha iyi bir yaşam’ sürmeleri için geliştirilen yerel girişimleri desteklediğini belirten Werner, bu sayede destek verdikleri projelerin BASF’nin uzun vadeli iş ve sürdürülebilirlik başarısına katkıda bulunduğunu söyledi.

İş planları yerine mutluluk planları yapalım

Kurumsal şiir üzerine çalışmaları bulunan, Ink of The Future şirketinde ‘Şiir Müdürü’ olarak görev yapan Vincent Avanzi de ‘Kelimelerle dünyayı değiştirmek’ başlıklı konuşmasında, iyi yaşamı tanımlayan 4P’nin (Purpose, Planet, Profit, People) yanına Poem yani şiiri de eklemek gerektiğini söyledi. Avanzi, “Bu şekilde yaşamaya devam edersek 2050’de elimizde bir şey kalmayacak! Çözüm ya da kirliliğin bir parçası olabiliriz. Hepimiz farklı gemilerden geldik, ama bugün aynı geminin içindeyiz. Sürdürülebilir olmak için tek ruh, tek aile, tek toplum olmak zorundayız. Hayallerimizde de hedeflerimizde de bir olmalıyız. 1 numara olmaktansa bir olalım. İlla başarılı bir şirket olmaktansa değerlere sahip bir şirket olun. Dikkatli olmayın, harika olun” şeklinde konuştu ve salona şu soruyu yöneltti: “İş planları yapmaktansa mutluluk planları yapmaya ne dersiniz?”

Yüz yüze iletişim azaldı

Sahneye birlikte çıkan Lipton Pazarlama Müdürü Gamze Öztoygar Masia ve Uzman Psikolog Zeynep Selvili Çarmıklı da Lipton’un #konuşalımartık kampanyasına ilham veren araştırmanın sonuçları hakkında bilgiler verdi. Araştırmaya göre, insanların yüzde 90’ı ‘yüz yüze iletişim’in azaldığını söylüyor; buna gerekçe olarak yüzde 78 oranla sosyal medyayı, yüzde 75 oranla cep telefonunu, yüzde 73 oranla ise koşuşturmayı gösteriyor. 10 kişiden 9’u iletişim eksikliğinin yalnızlığa yol açabileceğini vurguladı. Bu araştırma sonuçlarının #konuşalımartık kampanyası için kendilerine ilham verdiğini söyleyen Gamze Öztoygar Masia, “Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı tüm markalarımızın olduğu gibi Lipton’un da faaliyetlerinin kalbinde yer alıyor. Marka olarak global çapta yeni iletişim çatımızı ‘Hayatı Farket’ diye belirledik. Çay ve sohbetin birleştirici gücünden yola çıkarak insanlarımızı yüz yüze iletişim kurmaya teşvik ediyoruz” dedi. Zeynep Selvili Çarmıklı da “Bugün daha sık ama daha az kaliteli iletişim kuruyoruz. Çünkü gülümsemenin yerini emojiler aldı” diye konuştu.

Anadolu Efes, arpa ve şerbetçiotu tarımını güvence altına almayı hedefliyor

Anadolu Efes Kurumsal İletişim Müdürü Simge Balaban da ‘Geleceğin tarımı için markalar nasıl köprü olabilir?’ başlıklı oturumda, WWF-Türkiye ile iş birliği ve ‘Gelecekte Tarım, Tarımda Gelecek Var” sloganıyla gerçekleştirdikleri proje hakkında bilgiler verdi: “Arpa ve şerbetçiotu çiftçisini akıllı ve doğaya duyarlı tarım uygulamalarıyla tanıştırıyor, ayrıca gençleri tarımsal üretime teşvik ederek Anadolu’da tarımın geleceğini güvence altına almayı hedefliyoruz. Projede kullanılacak ‘Toprak ve Hava Sensörleri’, ‘Uydudan Tarla Sağlığı Takibi’ ve ‘Dijital Toprak Tahlil Cihazı’ gibi akıllı tarım uygulamaları vasıtasıyla çiftçilerin arazisinde toprak nemi, toprak ısısı, nispi nem ve ısı değerleri anlık olarak toplanacak ve düzenli olarak ölçülüp kayıt altına alınacak. Akıllı tarım teknolojileri sayesinde arpa ve şerbetçiotu tarımında kullanılan konvansiyonel yöntemlerden kaynaklı, ekolojik dengeye yönelik tehditlerin azaltılmasını amaçlıyoruz.”

Z kuşağında sağlık bilinci yüksek

Ülker Türkiye Başkanı Mete Buyurgan da ‘Bu Dünya Bizim’ başlıklı sunumunda, 2010 yılında alışverişçilerin yüzde 40’ının Z kuşağından oluşacağını, bu kuşaktaki sağlık bilincinin markaların pazarlama stratejilerine yön verdiğini söyledi. ABD’de sağlık ve iyi yaşamı destekleyen gıda pazarının 2016-2021 arasında yüzde 11 büyümesinin beklendiğini hatırlatan Buyurgan, “10 kişiden 8’i, iş dünyası sosyal problemleri çözmeye öncülük etmeli diyor. Sağlıklı yaşam, önümüzdeki 5 yılın en önemli trendlerinden biri olmayı sürdürecek. Ülker olarak sürdürülebilirlik yaklaşımımızı çevre, inovasyon, değer zinciri, çalışanlar, toplumsal sorumluluk ve liderlik gibi başlıklar üzerinden şekillendirdik. Global iyi yaşam trendlerine cevap verecek inovasyonlar geliştiriyoruz. Daha mutlu bir toplum amaçlıyoruz” dedi.

P&G’nin odak noktasında sorumlu tüketim var

P&G Global Fairy Genel Müdürü Elvan Önal da konuşmasında dünya üzerindeki insanların yüzde 66’sının yılın en az bir ayında su kesintisi ya da kıtlığı yaşadığına dikkat çekerek, şirket olarak 2030 hedeflerini (Ambition 2030) belirlerken sorumlu tüketimi odak noktasına aldıklarını dile getirdi. Önal, “Ambition 2030, markalar, tedarik zinciri, toplum ve çalışanlarımız üzerine kurgulandı. Biz insanların duyarlılıklarını artırmayı, alışkanlıklarını değiştirmeleri için onları teşvik etmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.

İyi bir şey yapan şirketler bunu mutlaka anlatmalı

MullenLowe salt CEO’su Andy Last, günümüzde durdurulamaz trendlerle karşı karşıya olunduğuna ve insanların şirketlere sorumluluk yüklediğine dikkat çekerek, “Şirketlerin yaptıkları iyi şeyleri anlatmaktan çekindiklerini görüyoruz. Oysa iyi bir şeyler yapan ve aynı zamanda para da kazanan şirketler bundan gurur duymalılar” dedi.

Daha fazla bilim kadınına ihtiyaç var

“Dünyanın bilime, bilimin kadınlara ihtiyacı var” başlıklı sunum için Loreal Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal İletişim Direktörü Bige Mercan ile 117 ülke ve 275 proje arasından ‘Uluslararası Yükselen Yetenek’ ödülünü kazanan Doç. Dr. Duygu Sağ sahnedeydi. Bige Mercan Loreal’in bilime global çapta verdiği öneme dikkat çekerken, Doç. Dr. Sağ da kansere karşı yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi ve “Bilim dünyasında erkeklerle kadınların aşması gereken yol aynı ama kadınlarınki daha dikenli!” dedi.

Konferansta toplu yoga

Sustainable Istanbul 2018’de büyük bir sürpriz de yaşandı. Yoga Eğitmeni ve müzisyen Chris Chavez, “Bireysel olarak mutlu olursak toplu olarak da mutlu oluruz” diyerek konferans katılımcılarına toplu yoga yaptırdı.

İş dünyası Sustainable Brands 2018’in yanında


FairmontQuasar İstanbul’da yarın da devam edecek olan SustainableBrands 2018’in Principal sponsorluğunu BASF, Lipton ve Dove üstlenirken, Premier sponsorlar Ülker ve Fairy, Major sponsorlar Loreal, Anadolu Efesve Kordsa, Supporting sponsorlar arasında ise Philips, Defacto, Prefabrik Yapı, Pınar, Metro Toptancı Market, Zorlu Holding, Balparmak ve Kalekim yer alıyor.

Erken yaşta akademik eğitim keşfetme isteğini azaltıyor!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.