ABD Başkanı Donald Trump, Çin’den gelen ithal ürünlere yıllık bazda toplam 60 milyar dolar düzeyinde gümrük vergisi koyulacağını açıkladı.
Ticari serbestleşmeye Donald Trump tehdidi
Dünya Ticaret Örgütü 1995’te kuruldu. Asıl hedefi, ülkeler arası ticarette belli kurallar uygulamaya koyarak varlık ve hizmetlerin ticaretine, ithalat ve ihracatın gerçekleşmesine yardımcı olmak. Şuanda 164 ülke üye ve bu ülkeler dünya ticaretinin %95 ini oluşturmakta. Ticaretin küreselleşmenin, ticari serbestleşmenin ve küresel büyümenin esas aktörü olduğu göz önünde bulundurulduğunda DTÖ’nün önemi daha kolay anlaşılmakta.
Çin de DTÖ’ne girdikten sonra, 2001’den sonraki dönemde kurumun kurallarına uygunluk gereği gümrük vergilerinde önemli ölçüde kesinti yaptı. Son dönemlerde küreselleşmenin savunucusu olarak ön plana çıkmakta olan Çin, ticarete kapılarını kapatmayacağını ve ekonomik entegrasyon ve işbirliği anlamında daha açık bir ülke olacağını sıkça dile getirmekte.
Belirtmek gerekir ki, Çin halen daha yabancı ülke menşeili şirketlere karşı zaman zaman kampanya da yürütmekte. Genellikle bu tür durumların altında yatan sebepler salt siyasi içerikli olmakta. Pekin (Beijing) yönetimi, geçtiğimiz günlerde Çin’in çıkarlarını korumak ve Donald Trump yönetiminin koyduğu kotalardan doğan kayıpları dengelemek adına yeni vergi zamları uygulamaya koydu.
Görünüşe göre ABD Başkanı Donald Trump ticaret savaşının olumlu, hatta kolay olduğunu düşünmekte. Trump hükümeti, Çin’den gelen ithal ürünlere yıllık bazda toplam 60 milyar dolar düzeyinde gümrük vergisi koyacağını açıkladı. Buna karşılık Beijing’in de 3 milyar dolarla karşılık vereceği açıklandı ancak ölçek olarak şimdilik Amerika’ya göre oldukça düşük. Çoğu uzman ihracata bağımlı ekonomisini tehlikeye atmamak için Çin’in bu meseleyi daha ileri götürmek istemediğini düşünse de, ileriki dönemde Çin’in skalayı arttıracağını beklemek yanlış olmaz.
ABD ekonomisini olumsuz etkiler mi?
Amerika’nın kota koyarak yürüttüğü bu yeni stratejinin Amerikan ekonomisine olumsuz sonuçları olacağı konusunda bir fikir birliği olduğu söylenebilir. Bu kotaların fiyat artışlarına ve işten çıkarmalara sebep olacağı, daha da önemlisi vergi kesintilerinin yaratacağı ekonomik canlanmayı ortadan kaldıracağı düşünülüyor. Öte yandan Trump’ın diğer kimi ülkeleri de bu meseleye dahil edebileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Amerikan Başkanı’nın bu yeni korumacı tavrına karşılık olarak özellikle Batılı ülkeler DTÖ’nün kendi kurallarının sorunu çözmede temel rol oynamasını savunmakta.
Hatırlamak gerekirse, Hawley Smoot Tarife Kanunu da Amerika’daki işleri korumak ve hükümet gelirlerini arttırma gayesiyle yapıldı. 30’ların başından ortalarına gelindiğinde GSYH’daki azalma devasa boyutlara ulaştı ve ticaretin de GSYH’ya katkısı önemli ölçüde düştü. Bu yasanın, Büyük Buhran’ın uzamasına sebep olan çok önemli bir faktör olduğu kabul edilmekte.
Ancak asıl büyük etki Wall Street’in 1929’daki çöküşü ile değil, ülkelerin birbirlerinden etkilenip ticari kotalar koyarak misilleme yapması ve de meselenin küresel boyutlara ulaşmasıyla oldu. Nihayetinde aşırılıklar, otoriter rejimler ve şiddetin kol gezdiği bir döneme şahit olundu. Dolayısıyla insan yaşamında gerçekleşen köklü değişimlerin ekonomide yarattığı olumsuz etkilerin yanı sıra, küresel anlamda daha derin bir karmaşa dönemine girmemek adına en iyimser beklenti uluslararası ticaretin sorunsuz bir şekilde işlemesi.