Arjantinli yıldız Claudio Caniggia FIFA.com’a verdiği röportajda futbolseverler ile Dünya Kupası’ndaki anıları ve Rusya 2018 ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Claudio Caniggia: Arjantin’in forvetleri herkese korku verebilecek güçte
Claudio Caniggia, Arjantin’de bir futbol ilahıdır. ‘El hijo del viento (rüzgarın oğlu)’ olarak bilinir. Ünlü yıldız dünya kupası tarihinin en renkli kahramanlarından birisidir. Futbol oynadığı dönemde çok büyük bir hayran kitlesi vardı. Futbol oynadığı dönemde ‘El Diego’ Maradona ile sağladığı uyum Arjantin’i dünyanın en sevilen ulusal takımı yapmıştı.
İnanılmaz derecede hızlıydı. Uzun, altın renkli saçları futbol tutkusuyla dalgalanırdı. İyi çalım atardı, son vuruşları çok etkiliydi. Yüreğiyle oynardı, sert darbeler aldığında bile yere yıkılmazdı. Rakipleri hızını kullanarak geçerdi, futbol sahasında koşarken yeşil çimenler sevinçten ağlardı sanki. Ondan sonra, Onun kadar seyir zevki veren bir futbolcu görülmedi.
Dünya Kupası’nın başlamasına günler kaldı. Futbolculuk döneminizde dünya kupası yaklaşırken neler hissediyordunuz?
Caniggia: Olağanüstü bir şeydir. Diğer turnuvaların yaşatamadığı bir duygudur. Heyecan duyardım, aynı zamanda sakin olurdum. Kendimi baskı altına almazdım. Bazı futbolcular turnuva yaklaştıkça uyumakta zorlanırlar. Bazıları ise oynayamadıkları için uykuları kaçar (Gülüyor). Bazıları çok iyi başlangıç yaparlar ama bir daha oynayamazlar. Ulusal takım farklıdır, üst düzey kulüp şampiyonalarında oynayanlar için bile.
Birçoğunuz doyumu olmayan bir açlığı tetiklemiş gibi görünüyordunuz.
Caniggia: O zamanlar futbolcular daha vahşiydi ve dışavurumcuydu. Oyuncular bugüne oranla çok daha büyük bir kitleyle özdeşleşirlerdi. Yalnızca Arjantin’den bahsetmiyorum. Bu kuşak ile ilgili bir şey. Bizim yaşadığımız şeyler çok daha çiğdi. Futbol bugünkü kadar düzenli değildi ama biz kaoslara uyum gösterebiliyorduk. Her şey ile başa çıkabiliyorduk. Tek önemsediğimiz üzerimizde taşıdığımız forma ve milyonlarca insanı temsil ettiğimiz gerçeğiydi.
İtalya 90’da Dünya İkincisi olmuştunuz ama Arjantin takımı vasat bir takım olarak değerlendirilmişti ve şanslı olduğunuz için final oynadığınız söylenmişti. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Caniggia: Yalnızca Brezilya ile oynadığımız ikinci tur maçında kötüydük. Maradona, Ruggeri ve Burruchaga turnuvaya sakat geldiler. Hiçbir takım bizi eleyemedi. Pumpido bacağını kırdı. Kupaya Dünya Şampiyonu olarak gelen Arjantin çok ağır sorunlar yaşıyordu. Bazı oyuncular antrenman yapamadı, bazıları sürekli iğne desteğiyle oynamak zorunda kaldı, ilk onbirde değişiklikler yapıldı. Korkunçtu! Başka hangi takım bunlarla karşı karşıya kaldı? Ama bizim tepkimiz parmak ısırttı ve az kalsın şampiyon oluyorduk. Bu, psikolojik güç ve zorlukların üstesinden gelmek adına verilebilecek en iyi örneklerden birisidir.
Brezilya’ya attığınız gol Arjantinli taraftarlar için bir ikon adeta. Bu konuda ne hissediyorsunuz?
Caniggia: Olağanüstü birşey. Benim için büyük bir gurur ve mutluluk. Bence yarı finalde İtalya’ya attığım gol de çok önemliydi ama Brezilya’ya attığım gol inanılmazdı gerçekten. Brezilya bizim en büyük rakibimiz. Gol, orta sahadan gelen bir hücum sonucunda oldu. Orta sahada beş Brezilyalı ve iki Arjantinli vardı. Son derece gösterişli bir futbol gösterisiydi. PlayStation kahramanları gibiydiler. O anı ölümsüz yapan oyunun atmosferi ve ilk yarıda olanlardır.
Gençken atletizm de yapıyordunuz. Atlet olmanız size futbolda nasıl bir katkı sağladı?
Caniggia: Bilinçli olarak kullanmadım ama yardımcı oldu. Benim tuhaf bir koşu stilim vardır. Kamburlaşarak ileri atılırdım ve ayaklarımın ucuna basarak koşardım. Bu teknik ile daha iyi bir başlangıç yaptığımı düşünürdüm. Çim üzerinde ışıklar saçıyordum çünkü 100 metre ve 200 metre koşmuştum. Bu altyapı hızla yavaşlayıp yön değiştirmemi sağlıyordu.
Bugünün futbol dünyasında bir Caniggia var mı?
Caniggia: Hayır, çünkü geniş alanda oynayan oyuncuların sayısı gitgide düşüyor. Bu, geri getirmemiz gereken birşey. İyi ve çabuk bir kanat oyuncusu rakip takım için büyük sorunlar çıkarır. Orta alanda çok fazla oyuncu var ve o bölge daha zordur.
Sizce Rusya 2018 nasıl bir dünya kupası olacak?
Caniggia: Atak ve çekici bir dünya kupası. Etkili hücum stillerine ve çok iyi hücum oyuncularına sahip iyi takımlar var. Bu oyuncular hücum için cesaretlendirilerse, çok iyi şeyler yaparlar. İlk 16’ya kaldıktan sonra kendisini rakipten zayıf gören takımlar daha sakıngan olurlar, bu da çok olağandır.
İnsanlar güçlü yönlerini kabul ederler ama konuşmaktan çekinseler de zayıf yönleri vardır. Zayıf yönler görüyor musunuz?
Caniggia: Favoriler iyi görünüyor. Arjantin’in birkaç sorunu var. Aşil topuğumuz var diyebilir miyiz bilemiyorum ama her zaman zayıf bir nokta vardır. İnsanlar hata yaparlar. İtalya 90’da kimse İtalya’ya gol atamıyordu ama biz onları eledik. Önemli olan zihinsel güçtür.
Arjantin’in güçlü ve zayıf yönleri ile ilgili neler söylersiniz?
Caniggia: İyi hücum oyuncuları rakibe korku verir. Bu bizim güçlü yönümüz. Adları bile rakibin düzenini bozmaya yeter. Rakip takımlar ‘Higuain Arjantin’de çok eleştiri alıyor’ diye düşünmezler. ‘O, Juventus’un gol kralı’ diye düşünürler. Zayıf yönümüz derseniz, savunmamız hala sağlam değil. Bazı mevkiler daha iyi olmalı.
Birçok insanın düşüncelerini özetleyen iki tümce söyleyeyim. ‘Messi, Maradona kadar büyük bir kahraman değil’ ve ‘Messi’nin takım arkadaşları Diego’nun takım arkadaşları kadar destekleyici değil’. Siz hangisini doğru buluyorsunuz?
Caniggia: Messi’nin takım arkadaşları Diego’nun takım arkadaşları kadar destekleyici değil. Bence, bu doğru.
Bir futbol dahisini yalnızca desteklemek değil onunla uyum içinde oynamak için nasıl bir hazırlık yapardınız?
Caniggia: Maradona’nın herşeyiyle bir futbol dehası olduğunu biliyordum ama Onunla uyum sağlamayı düşünmedim. Asla! Her oyuncunun sorumluluğu bellidir, az oynayanların bile. Bütün sorumluluğu Messi’ye veremezsiniz. Aksi takdirde sizin varlığınızın bir anlamı kalmaz. İtalya 90’da, benim ‘dünya şampiyonu oyuncular beni taşımalı’ diye düşündüğümü varsayın. Hayır! ‘Bizi taşımalı’ ne demek! Hep beraber bu işin içerisindeyiz. Ben, Arjantin’in santraforuyum ve ben de onları sürüklemek zorundayım. Bu benim sorumluluğumdu. Kişilik, kararlılık, hırs ve isteğiniz olmalı.
2009 yılının sonuna doğru, Carlos Bilardo sizi futbola geri dönmeye çağırdı ve Güney Afrika 2010 kadrosuna davet etti. Sizce nasıl bir performans gösterirdiniz?
Caniggia: 42 yaşındaydım ve 4.5 yıl önce emekli olmuştum. Şu anda bilmemiz mümkün değil ama 30 dakika oynamak mükemmel olurdu. Vücudum formdaydı ve hızımı kaybetmemiştim. Ama, karar veremedim ve sonra pişman oldum. Bir kere daha dünya kupasında oynamak inanılmaz olacaktı. (Orijinal metin: fifa.com)