İtalya’da geçtiğimiz aylarda yapılan seçimlerden beklenmedik bir şekilde galip çıkan iki popülist parti Movimento 5 Stelle ve Lega, koalisyon hükümeti kurma sürecinde sona yaklaştıklarını açıkladılar. Resmen henüz süreç bitmemiş olsa da genel çerçevenin sonuca bağlandığı yönünde açıklamalar geldi iki taraftan da. Ancak buna rağmen, halen daha yaygın tedirgin bir bekleyiş ve küçük meselelerden dolayı sürecin bir sonuca ulaşmadan bitirilmesi tehlikesi olduğunu düşünen bir kesim mevcut.
Luigi Di Maio nun partisi Movimento 5 Stelle’nin seçim kampanyasının temelini oluşturan önemli bir mesele İtalya’nın fakir kesimini minimum düzeyde bir gelire bağlamaktı. Kampanyalarının bu karakteristiği nedeniyle de özellikle ülkenin güney bölgelerindeki oy pusulalarından galip çıkmıştı.
Öte yandan Lega’nın lideri Matteo Salvini’nin ülkeyi göçmenlerden arındırmanın yanı sıra en dikkat çeken seçim vaadlerinden birisi de öncelikle belli bir sabit gelir vergisi uygulamaya koymaktı, o da bu şekilde zengin kesimin oyunu toplamayı başarmıştı. İtalya için önemli bir konu elbette nüfusun büyük bir kısmının yaşlı olduğu İtalya’daki emeklilik sistemi idi.
İtalya’da emeklilik sistemi uzun bir süredir ciddi bir sorun teşkil etmekte.
Sebebi de büyük bir yaşlı kesim olması, ancak buna karşılık yüksek düzeyde işsizlik (gençler arasında) ve kamu borcunun bulunması. Bu emeklilik sistemi ta 90’lardan beridir üzerinde tam olarak uzlaşılamamış bir mesele oldu ve ülkenin GSYH’nın çok büyük bir bölümü de bu harcamalar için kullanılmakta. Defalarca teknokrat hükümetler kuruldu, özellikle bu meseleye çok kafa yoruldu, 2011’deki borç krizi döneminde de bir nebze piyasaları sakinleştirme adına halen daha geçerli olan emeklilik reformunu uygulamaya konuldu.
Görünen o ki İtalya’da yeni hükümetin hedeflerinden biri minimum ücret uygulaması olacak. Vergilerde de düşüş olacağına kesin gözüyle bakılıyor. AB ekonomisinden gelen veriler 2017’deki kadar parlak görünmemekte. Küresel ekonomiyi tehdit eden gelişmeler ve başta petrol olmak üzere kimi emtia fiyatlarının yükselişi ise belirsizlikleri arttırmakta. Alman ekonomisindeki son çeyrekte gözlemlenen beklenmedik ağırlaşma dikkate alındığında da 2018 den çok iyi bir beklenti en azından şimdilik yok gibi.
Vergi ve kamu harcamalarını arttırma konusundaki yeni kurulmakta olan popülist hükümetin politikaları İtalya’nın mali disiplini hakkında ciddi şüphelere sebep olmakta. Henüz popülist partilerin sebep olduğu bu tedirginliğin etkileri piyasalarda görünmüyor. Hatta söylenen o ki artık piyasalar bu tür siyasi, popülist tehditlere değil, sadece mali disiplini bozulan ekonomiler karşısında tepki göstermekte.
Seçim döneminden sonraki dönemde, seçim sonuçlarından dolayı piyasalarda henüz sert bir negatif şok görülmemiş olsa da, popülist partilerin iktidara gelişi Eurozone bölgesinde ciddi tedirginlik yaratmakta. Mali disiplinin bozulacağına yönelik öngörülerin piyasaları etkileyeceğine ise kesin gözüyle bakılmakta.