26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası teması: Sınır!

İlk kez 1993 yılında, “Cinsel Özgürlük Haftası” adıyla düzenlenen İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, bu yıl 26. yaşını kutluyor.

“Sınır” temasıyla 25 Haziran-1 Temmuz 2018 tarihleri arasında gerçekleşecek haftada paneller, atölyeler, forumlar gibi birçok etkinlik yer alacak.

İstanbul LGBTİ+ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks, Artı) Onur Haftası bu yıl 25 Haziran – 1 Temmuz 2018 tarihleri arasında Taksim ve Kadıköy çevresindeki birçok mekanda ücretsiz olarak gerçekleşecek.


İlk kez 1993 yılında “Cinsel Özgürlük Haftası” adıyla düzenlenen hafta, Valilik engeline takılarak yasaklanmış, hafta etkinliklerine ve Onur Yürüyüşü’ne izin verilmemiş, aktivistler gözaltına alınmış, yurt dışından gelen konuklar sınırdışı edilmişti. Onur Haftası daha sonraki yıllarda da yasaklarla karşılaştı ancak etkinlikler düzenlenmeye devam etti.

Yasaklar karşısında hareketin talepleri ve aldığı toplumsal destek güçlendi ve ilk İstanbul Onur Yürüyüşü 2003’te, Onur Haftası gerçekleştirilmeye başlandıktan tam on yıl sonra yapıldı. O yıl ancak 20-30 kişiyle yapılan bu ilk yürüyüş, her yıl katlanarak büyüdü. 2013 yılında İstiklal’deki yürüyüşe 50.000 kişinin katıldığı ifade ediliyor.

2015 ve 2016 yılında ise Onur Yürüyüşleri beklenmedik şekilde polis tarafından engellendi. Ancak mücadeleyle kararlı olan LGBTİ+ hareketi, 14. Onur Yürüyüşü’nde önce tüm İstiklal’e, ardından da İstanbul’un birçok yerine “dağıldı.” Yürüyüşün 15. Yılı olan 2017’de ise polisin engellemelerine rağmen LGBTİ+’ların Taksim’in çeşitli yerlerinde bir araya geldi.

Onur Haftası Komitesi, bu yılın teması olan Sınır’la ilgili “sadece güçlünün lehine konan tüm sınırlar üstüne konuşmak, bu sınırlara karşı olanca gücümüzle savaşmak, görünmez sınırları görünür kılmak istiyoruz. Hayatlarımız, bedenlerimiz, duygularımız hakkında bol keseden nefret söylemi üreten özgüvenin sınırsızlığını kaldıracağımıza ve bize ait olanın sınırlarını belirleyebileceğimize dair inancımız tam,” diyorlar.

Onur Haftası’nda bu tema çerçevesinde hem yerelden hem de yurtdışından sınır temasının gündemleştirileceği çeşitli kolektiflerden, örgütlenmelerden konuklar gelecek, sınırlara rağmen dayanışmanın nasıl mümkün kılınabileceği, gerçek ve tahayyülümüzdeki sınırların aramızda nasıl düşmanlıklar, ayrılıklar yarattığı konuşulacak.

Bu Yılın Teması: Sınır!

Yazının ve düşüncenin sınırlarıyla ele aldığımız bu kavramı sınır kelimesinin anlamını hayatlarımıza dokunduğu yere doğru hep birlikte düşünerek, konuşarak, tartışarak genişletmek için bir çağrı yapıyoruz. Bu çağrıyı yapıyoruz çünkü kimliklerimizin, yönelimlerimizin, varoluşlarımızın, çeşitli bahanelerle sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz.

“Dört duvar arasında ne yaparsanız yapın” diyerek bizi kamusal alandan tecrit edenlere karşı, bizi sıkıştırdıkları alanlardan çıkarak bir araya geliyoruz. Her gün sokaklarda pervasızca varolmaya devam eden şiddete, işkenceye, tacize ve tecavüze ses çıkarmayanlara inat; sevmeye, hazza ve paylaşmaya konulan sınırları aşındırmanın ne denli önemli olduğunu biliyoruz.

Bu çağrıyı yapıyoruz çünkü çocuk yaşta beden sınırları ihlal edilerek toplum normlarına uydurulmaya çalışılan intersekslerin farkedilmesini istiyoruz. Kendi güç pozisyonlarını korumak için bizleri ikili cinsiyet sisteminin sınırlarına tıkanların karşısına dikiliyor, bizlerden “farklı” olduğumuzu düşünerek gözlerini kaçıranlara “buradayız” diyoruz. Yönelimlerin, kimliklerin ve varoluşların sayısına çekilen sınırlara karşı kuirlerin, sayısız cinsiyet kimliğinin ve cinsel yönelimin varlığını gösteriyoruz. Aseksüellerin, aromantiklerin ve nicelerinin varlığını haykırıyoruz.


Bu çağrıyı yapıyoruz, çünkü yaşadığımız coğrafyanın sınırları ötesinde sürmekte olan savaşın yarattığı kıyımı görüyoruz ve milliyetçi, ırkçı, sömürgeci devletlerin koyduğu sınırlara karşı durmak istiyoruz. Devletlerin koyduğu sınırları binbir güçlükle aşan göçmen arkadaşlarımızla yabancı düşmanlığının ve ırkçılığın aramıza koyduğu görünmez sınırları konuşmaya ve sınırların yarattığı psikolojik, fiziksel problemleri görünür kılmak istiyoruz.

Kimliklerimizden duyduğumuz onuru göçmenler, etnik azınlıklar, diğer uluslardan herkesle sınırsızca kutlamak istiyoruz. Flörtlerimizde, ilişkilerimizde erkek egemen sistemin dayattığı sınırların değil kendi sınırlarımızın geçerli olduğunu haykırıyoruz. Eşlerimizin, aşklarımızın sayısına çekilen sınırları kaldırıyoruz.

Ankara Valiliği’nin il sınırları içerisinde konan ve süresinin sınırı olmayan yasağı İstanbul’dan protesto ediyor, onların sınırlarıyla alay ediyoruz. Son 25 yıldır söylediğimiz gibi: Sınırları içine hapsedildiğimiz “gettoları değil, kentin tamamını” istiyoruz.

Hapishanede insanî muamele istediği için açlık grevine başlayan ve sesini duyuran Diren’i ve birçok başka trans arkadaşımızı hapse koyup direnişimizi ve dayanışmamızı sınırlayabileceğini zannedenlere gerek açlığımızla, gerek mektuplarımızla sesimizi yükseltiyor ve insanca yaşamanın onurunu geri kazanıyoruz.

İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nda Neler Olacak?

Yıllardır çeşitli tema başlıkları altında düzenlenen haftada, şimdiye kadar Dikkat Aile Var! Tabu, Bellek, Direniş, Temas, Normal,Örgütleniyoruz! ve en son Aramızda Ne Var?temalarıyla şekillendi. Hafta etkinlikleri herkese açık ve ücretsiz olarak gerçekleşiyor.

Bu yıl da LGBTİ+ hareketinin gündemini oluşturan sağlık, görünürlük ve anayasal haklar gibi konularda yapılacak forumlar, paneller, tiyatro oyunları ve film gösterimlerine ek olarak, OHAL’e ve her gün artan baskılara rağmen nasıl politik bir aradalığın örülebileceği, bunun için nasıl alternatif yollar bulunabileceği de konuşulacak.

25 Haziran günü “Feminist Savunma Yöntemleri” atölyesi ile başlayacak olan Onur Haftası’nda 50’den fazla etkinlik yer alıyor. Bu yıl randevu hikayelerinden DJ’lik atölyesine, LGBTİ+ sağlığından hafıza yürüyüşüne, film gösterimlerinden özsavunma atölyelerine ve tabii ki çılgın partilere kadar pek çok şey Onur Haftası’nda yer alacak.

16. Onur Yürüşü

Haftanın kapanışının ise 1 Temmuz Pazar günü , 16. Onur Yürüşü ile yapılması planlanıyor. İstanbul LGBTİ Onur Yürüyüşü’ün bu sene saldırı ile engellenmesi değil, sorunsuz şekilde gerçekleşmesi için kamuoyu oluşturmaya çalışan Onur Haftası Organizasyon Komitesi, “bayraklarımız, renklerimiz, aşkımız, lolipoplarımız ile sokaklarda olmak istiyoruz” diyor ve önceki yıllarda on binlere ulaşan kitlesellikle gerçekleşen yürüyüşlerini tekrar gerçekleştirmek istiyorlar. Haklarının, varoluşlarının, aşklarının yok sayılmaya çalışıldığı bu dönemde,  OHAL baskısı altında hala burada olduklarını haykırıyorlar ve ekliyorlar: Sen yoksan çok eksiğiz!

LGBTİ+ fobiklerin korkulu rüyası hormonlu domates ödülleri sahiplerini buluyor!

Bu sene 14. senesi olan Hormonlu Domates Ödülleri ile yılın en LGBTİ+fobik söylemlerini yapılan çağrı ile belirlenen adaylarla oylamaya sunularak seçilecek. 16. Hormonlu Domates Ödülleri 29 Haziran Cuma günü Roxy’deki özel gecede sahiplerini bulacak.


Her yıl gönüllü bir ekiple düzenlenen Onur Haftası Komisyonu, hem haftaya hem de yürüyüşe toplumun her kesiminden katılım için çağrı yapıyor “Sen yoksan çok eksiğiz” diyor. Onur haftası tüm programı için buraya tıklayabilirsiniz.

Nefret suçları: Türkiye’de eşcinsel olmak!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.