Karne sadece çocuğun değil, aile ve okulun da başarısını yansıtıyor!

Eskisine göre çok daha hızlı ilerleyen, yarışma ve rekabete odaklı şartlar doğal olarak anne ve babalarda çocukları için gelecek kaygısı yaratıyor.

Belki de bu yüzden çocuklarının akademik başarısı ebeveynler üzerinde sakinleştirici etki yaratıyor ve beklentileri artıyor. Ancak günümüzün baskın değerleri neye işaret ederse etsin karnenin sadece çocuğun yeterli olduğu ya da geliştirmesi gereken alanları belirten bir “bilgilendirme mektubu” olduğunun unutulmaması önem taşıyor.

Bu doğrultuda, ailelerin de karneyi bir övünç ya da utanç kaynağı olarak görmemesi gerektiğinin önemine işaret eden Acıbadem Maslak Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil, çocukların getirdiği karneyi değerlendirirken dikkat edilmesi gereken bazı ipuçları verdi…


Karne aile ve okulun da başarısını yansıtıyor

Karne, sadece çocuğun değil, ailenin ve okulun da değerlendirilmesini içerdiğinden, çocuğun gelişimini iyileştirme ve desteğe ihtiyaç duyduğu alanları belirlemek açısından önem taşıyor. Dolayısıyla bu aracın muhatabı çocukla birlikte okul ve ebeveynler oluyor. Yani göstergeleri değerlendirirken aile ve okulun da hatalarının görülmesi ve varsa eksiklerinin giderilmesinde yardımcı olacağının unutulmaması gerekiyor.

Çocuğunuzu başkalarıyla karşılaştırmayın

Her çocuk fiziksel, duygusal, sosyal, zihinsel gelişimi ile diğerlerinden farklılaşıyor. Doğal olarak öğrenme hızı, şekli, ilgi ve yetenekleriyle birbirinden ayrılan çocukların başarısı da aynı olmuyor. Sonuçta her çocuğun, parmak izi gibi, farklı olduğunu unutmadan birbiriyle kıyaslanmaması ve yarıştırılmaması son derece önem taşıyor.

Karneyi çocukla birlikte değerlendirin

Başarılar ve başarısızlıklar çocuğun kişiliğinden bağımsız, öğrenme sürecinin doğal aşamalarını oluşturuyor. Ancak elde edilen sonuçlarda ebeveynlerin de etkisinin olduğunun unutulmaması gerekiyor.

Bu nedenle anne ve babaların karneyle birlikte,”Eğitim dönemi boyunca çocuğumun hangi ders veya aktivitelerde zorlandığını fark ettim mi?”, “Bu sıkıntılarını, rahat ifade edebileceği duygusal olarak samimi ve güvenli bir ortam sağladım mi?”, “Bu sıkıntılar için doğru zamanda, yeterli çözüm önerileri getirdim mi?” ya da “Çocuğumla iyi bir takım çalışması yürüttüm mü?” gibi soruları kendilerine sorup, içsel bir değerlendirme yapması gerekiyor.

Bu değerlendirmenin de mutlaka çocukla birlikte yapılması, onun da konu ile ilgili fikirlerinin ve duygularının sorulması da ortak çözümler üretmede önem taşıyor.


Çözüm odaklı olun

Çocuk ve ebeveyn ilişkisinin temelinde güven yatıyor ve bu da sevgi ve duyarlık üzerinden inşaa ediliyor. Bu nedenle çocuklarımızla yapacağımız görüşmelerde sevgi dolu ve sorunu çözmeye yönelik yaklaşmak gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil, “Örtük veya açık şiddetten kesinlikle uzak durmak,daha az sevildiğini söylemek ya da görmezden gelmek gibi travmatik davranışlardan da uzak durmak gerekiyor.

Yıkım dürtüsüyle yapılan bu tarz konuşmalar fayda sağlamaktan ziyade olumsuzlukla sonuçlanıyor. Yaralayıcı, yargılayıcı tutumlar, çocuklarda kaygı ve yetersizlik duyguları yaratabildiği için sorun çözümlenemediği gibi şiddetlenebiliyor. Bunun yerine sorunlu alanlar için ortak yapılacak bir planlamayla çocuğa yalnız olmadığı hissettirerek, problemlerini çözerken gerekli motivasyon artırılabilir. Böylece geleceğe yönelik birlikte çözüm adımları atılabilir” diyor.

Karnenin çocuğunuzla aranızdaki ilişkiye zarar vermesini izin vermeyin

Her çocuk gibi her ailenin de özgün bir yapısı bulunuyor. Bu nedenle eğer karneyle birlikte sinyal veren bazı sorunlar varsa, çözüm arayışlarında çocuğun mizacı, duygusal yapısı ve çocuk-ebeveyn ilişkisinin özelliklerini ön planda tutmak ve esnek olmak önem taşıyor.

Ayrıca, çocuğun kendisini ifade etmesinin desteklenmesi ve söylediklerine değer verildiğinin hissettirilmesi de gerekiyor. Anne ve babasının desteğini bilen ve bu mesajı alan çocuk işbirliği yaparak daha başarılı oluyor.

Başarılı karnelerde abartılı kutlama ve ödüllere gerek yok

Sorunsuz /akademik olarak başarılı karneler için de abartılı kutlama ve ödüllerden kaçınılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İrem Yaluğ Ulubil, “Her bireyin sorumlulukları vardır. Bir öğrencinin de ödev ve sorumluluklarını yerine getirmek için çabalamasının doğal, beklenen ve olması gereken bir süreç olduğunun hatırlanması gerekiyor.


Bu nedenle de akademik olarak başarılı karneler için mütevazı ama çabalarını çok yürekten takdir eden kutlamalar yeterli olacaktır. Aynı zamanda çocuklarımıza duyduğumuz sevginin, onların başarısı ile herhangi bir ilgisinin olmadığını fark ettirmek, başarılarının da sadece onların gelecekte ‘daha mutlu, donanımlı, kendini yetiştirmiş’ bireyler olmaları için önemli olduğunu anlatmak değerlidir. Bu yaklaşım çocukların güvende hissetmelerini sağlayacaktır.”

Okul başarısını neler etkiler?

  • Kaygı düzeyinin farklı nedenlerle yüksek olması,
  • Depresif bir dönem, sürekli yorgunluk ve çocukluk çağı depresyonu,
  • Dikkat eksikliği ve/veya hiperaktivite, özel öğrenme bozukluğu,
  • İşitme, görme gibi duyusal ya da anemi gibi süreğen sağlık problemlerinin varlığı,
  • Doğru çalışma alışkanlıklarının kazanılmaması,
  • Çalışma ortamının uygun olmaması,
  • Uyku ve beslenme düzeninin bozukluğu,
  • Okul içinde, arkadaş ve öğretmenlerle yaşanabilecek iletişim problemleri, akran zorbalığı,
  • Anne-baba arasındaki tartışmalara çocuğun şahit olması, çocuğun taraf olmaya zorlanması,
  • Yetişkinleri ilgilendiren sorunların çocuk ile paylaşması,
  • Duygusal/ fiziksel şiddete maruz kalma, şiddete şahit olma,
  • Ebeveyn, kardeş hastalığı ya da kaybı,
  • Kardeş kıskançlığı.

Kötü karneden ebeveynler de ders çıkarmalı!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.