Yapay zeka ve robotlar 2030’a kadar 800 milyon kişiyi işsiz bırakacak!

Dijital dönüşüm ile birlikte 2030 yılına dek robotların ve Yapay Zeka’nın dünya genelinde 800 milyon kişinin elinden işini alacağı tahmin ediliyor. Gençlerin acilen geleceğin mesleklerine yönlendirilmeleri gerekiyor!

Yapay zeka ve robotlar 2030 yılına kadar 800 milyon kişiyi işsiz bırakacak.

İstatistikler dijital dönüşüm alanındaki çalışmaların dünyada olduğu gibi Türkiye’de de henüz beklenen başarı düzeyini yakalayamadığını gösteriyor. Yazılım hizmeti danışmanlığı şirketlerinden Ereteam’in CEO’su Kutlay Şimşek, “Gençlerimizi teknoloji ile oluşabilecek işsizliğe karşı yeni çağın mesleklerine yönlendirmemiz ulusal çıkarlarımız için bir zorunluluktur.” ifadelerini kullandı.

Dördüncü sanayi devriminin hayatımıza girmesiyle birlikte dijitalleşen yeni dünyada yazılım ve kodlama alanları da büyüme trendlerini hızlı bir şekilde sürdürüyor. Giderek büyüyen sektör gelecekte birçok kişiyi işsiz bırakacağı gibi geleceğin mesleklerini gündeme getiriyor. 2017 yılı verilerine göre dünyada 5 trilyon dolar hacme ulaşan bilişim sektörünün ana kollarından biri olan yazılımın küresel pazar büyüklüğü 3,5 trilyon dolar düzeyinde bulunuyor.


Kutlay Şimşek, Türkiye’nin yazılım ve bilişim alt yapısı bakımından dünya ortalamalarının gerisinde kaldığını söyledi. Katma değeri yüksek kalemler arasında gelişme gösteren yazılım sektörünün henüz hedeflenen seviyelerde olmadığını dile getiren Şimşek şöyle konuştu:

Gençlerimizi, gelecekte yok olması beklenen meslekler yerine, geleceğin dünyasını inşa edecek alanlara yönlendirmemiz ülkemizin geleceği açısından kritik önem taşıyor. Ülkemizin hızlı bir büyüme yakalayabilmesi için dijital ekonomiye önem vermesi ve bunun ülke stratejisi haline dönüşmesi ulusal bir sorumluluktur.

“Gençleri geleceğin dünyasına yönlendirmeliyiz”

Beklenen gelecek geldi. Artık yeni bir çağ başlıyor. Gençlerimizi bugüne değil, geleceğin dünyasına hazırladığımızı unutmamalıyız. 19. yüzyılda yaşanan endüstri devriminin ardından 21. yüzyıla damgasını vuran bilgi ve iletişim çağı, teknoloji ve bilim alanında son yıllarda yaşanan muazzam ilerlemelerin etkisi ile yeni bir çağa kapı aralıyor. Sürücüsüz olarak hizmet verebilen otonom otomobilleri, otobüsleri, TIR’ları görmeye başladık. Karada, havada ve denizde otonom hareket edebilen dronları, robotları duyuyor hatta çevremizde görmeye başlıyoruz.

Yapay zeka ve makine öğrenmesi alanlarında gerçekleşen ilerlemeler birçok sektörün iş yapma şeklini dönüştürmeye başladı.

Önümüzdeki 2 yıl içinde, 47 milyar nesnenin internete bağlanacağı, IoT devriminin gerçekleşeceği öngörülüyor. Öte yandan kripto para birimlerinin teknolojisini oluşturan blok zinciri (blockchain) teknolojisi tapu kayıtlarından, kamu kurumlarının iş yapma şekline, noter hizmetlerine kadar çok sayıda iş alanında dönüşümü tetikliyor.


2030 yılına dek robotların ve Yapay Zeka‘nın dünya genelinde 800 milyon kişinin elinden işini alacağı tahmin ediliyor. Lise ve üniversite eğitimimizi gözden geçirmemiz, ülkemizin en değerli insan kaynağı gençlerimizi, gelecekte yok olması beklenen meslekler yerine, geleceğin dünyasını inşa edecek alanlara yönlendirmemiz ülkemizin geleceği açısından kritik önem taşıyor.

Yapay zeka ve robotlar 2030 yılına kadar 800 milyon kişiyi işsiz bırakacak.

“Eğitim alt yapısı şimdiden kurulmalı”

“Bilişim ve teknoloji alanlarında yaşanacak ilerlemeler yeni mesleklerin ortaya çıkmasına sebep olacak. Ülkemizin bu alandaki kalifiye personel ihtiyacı her yıl katlanarak artarken, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin de aynı şekilde kalifiye çalışan açıkları büyüyecek.

Dolayısı ile yetişmiş iş gücümüzün yurt dışına gitmesi riski ile de karşı karşıyayız. Genç nüfusumuzu işsizliğin kucağına atacak mesleklere yönelmek yerine geleceğin en geçerli meslekleri arasında yer alacak bilişim ve teknoloji alanlarına yönlendirmemiz ulusal çıkarlarımız için bir zorunluluk. Yeni dönemde kodlama ve robotik eğitimi en geç lise döneminde başlamalı. Hükümetin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Yüksek Öğrenim Kurumu’nun ve ailelerin yaklaşan yeniçağı ciddiye almaları ve planlarını buna göre yapmaları gerekiyor.

Hükümetin ve ilgili kurumların gerekli adımları atmaması halinde, çok değil bundan 5 yıl sonra yazılım şirketleri yüksek ücretlerle dahi çalıştırabilecek iş gücü bulmakta sıkıntı çekecekler. Bunu bir ülke stratejisi haline dönüştürmeliyiz.İnsan kaynağımızı gerçek manada yazılım hizmeti ihracatı unsuru olarak kullanabiliriz. İyi yazılımlar geliştiriyoruz ama bunu daha geniş bir alana yaymalıyız.


Bunu başarabilirsek, Türkiye dijital endüstride ekonomik açıdan önemli bir pay alacak.Özellikle bunun ülkemize şu süreçte çok büyük katkısı olacaktır. Önümüzde Hindistan gibi yazılım sektörüyle hızla büyüyen bir örnek var. Türkiye Bilişim Fonu‘nu kurmalıyız ve bu fon, şirketlerin desteklenmesi ve yeni pazarlara açılmalarında devreye girmeli. Bilişim Üniversiteleri kurmalıyız. Örnekleri dünyada çok var. En önemli unsur teknoloji stratejisi belirlemek ve dünyanın yaşayacağı iş gücü açığını fırsata çevirebilmek.”

Prof. Dr. Ziya Selçuk’tan çarpıcı Türkiye gençlik ve eğitim sorunu analizi


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.