Türkiye’de spor branşlarında, özellikle de futbolda asıl dert; hataların ve çözüm yollarının biliniyor olmasına rağmen bir şey yapılamıyor olmasıdır. Başlanacak yerlerden biri de “futbol altyapı kulüpleri” ağı kurmak ve bunları yerelleştirerek geliştirmek ve çoğaltmaktır.
1- Hata aramak kolaydır, çare olmak zordur.
Hata’yı yazmak, göstermek elbette gerekir ama çareyi de yazmak, söylemek ve en önemlisi göstermek gerekir.
2- Sorun değil, çözüm üretmek gerekir.
Sorunu ve sorunun nedenlerini yazmak, söylemek önemlidir. Çünkü teşhis olmadan tedaviye başlanmaz. Ama çözümün de (tedavinin de) ne olacağını ve nasıl gerçekleşeceğini de yazmak, söylemek ve mümkünse göstermek gerekir.
3- Asıl mesele ve asıl dert ise; hataların ve sorunların ne olduğunun biliniyor, esas itibariyle çarelerin ve çözümlerin de ne olduğunun biliniyor olduğu halde bir şey yapılamıyor olmasıdır.
İşte her şey tam olarak burada düğümlenmektedir.
Demek ki, mesele başka…
Demek ki,mesele düzen ve sistem ile ilgili.
4- O halde sorun veya hastalık spor ve futbol düzeni, işleyişi ve yönetimi ile ilgili ise, çözüm de spor ve futbol düzeni, işleyişi, yönetimi ile ilgili bir meseledir.
5- Özetle spor ve özellikle futbol düzeni ve sistemi olumlu anlamda dönüşmeden ve toplumsal modelleme açısından değişmeden varılacak nokta şu an içinde bulunduğumuz noktadır. Bu yeterli ise zaten mesele yoktur.
Ulusal ölçekte futbol altyapı model önerisi:
Eğer değilse işe başlanacak yerlerden birisi de “futbol altyapı kulüpleri” ağı kurmak ve bunları yerelleştirerek geliştirmek ve çoğaltmaktır.
Dahası ilaveten ve eş zamanlı olarak “bölgesel üst yapı” kulüpleri ile organik işbirliği ve ilişkisini yasal zemine oturtarak sağlamaktır.
Süper lig takımlarının özkaynak ve özkaynak gelişimi ve eğitimini oluşturacak olan kent ve bölgelerindeki futbol altyapı kulüpleri olmalıdır. Keza bu 1. Lig ve diğer profesyonel lig kulüpleri için de geçerlidir. Bu konuda kulüplerin gelirlerinin yasal olarak da belirlenmiş bulunan payları bu altyapı kulüplerine denetlenebilecek şekilde aktarılması sağlanmalı, federasyon bütçesinin ilgili kaleminden de “futbol altyapı kulüplerinin tesisleşmei antrenör eğitimleri ve ücretlendirmeleri ile desteklenmeleri sağlanmalıdır.
Bu modellemede özel futbol okullarının da durumu bu kapsamda yeniden düzenlenerek futbol altyapı kulüpleri bünyesinde ulusal bir futbol altyapı modelinin ve mevcut kulüp altyapılarının da yeniden gözden geçirilerek ele alınması ve her kulübün verimli olmayan altyapı birimleri futbol altyapı kulüpleri bünyesine alınması sağlanmalıdır.
(Ayrıntıdır ama olası bir yaklaşımla “futbol altyapı kulüpleri” kendi içinde performans düzeyleri veya yaş gruplandırmaları açısından sınıflandırılabilir. Altyapı temel eğitim futbol kulübü, Altyapı gelişim eğitimi futbol kulübü ve performans altyapı eğitimi futbol kulübü gibi)..
Kulüplerin ihtisas alanları ve antrenör kadroları ihtisasa dayalı olarak bu modellemenin bir detayı olabilir.
Yereldeki tüm “Futbol altyapı kulüpleri” her çocuğa açık olmak zorundadır. O mahallede, semtte oturan her çocuk o kulüpte yetisi, yeteneği ve becerileri ne olursa olsun istediği sürece eğitimlere ve çalışmalara katılma hakkına sahip olmalıdır. Bu daha çok çocuğa ulaşmanın biricik yöntemidir. Özel ve özellikli çocuklar ise kulübün seviye gruplarında veya ilgili diğer en yakın futbol altyapı kulübüne geçişi sağlanmalıdır.
Bu kulüplerin idaresi, yönetimi ve verimliliği için ilgili yasal düzenlemelere uygun yönetmelik ve yönergeler ile iş, iş verimliliği ve amaca ilişkin düzenlemeler detaylandırılmalıdır.
Türkiye’nin futbolda kurtuluşu veya düzey atlamasının var olan şekliyle mümkün olmadığı görülmüştür.
Avrupa’nın en iyi 6.ligi olmak demek sadece para dolaşımı ve piyasa ile ilgili bir şey demektir. Bu sizi Avrupa ve dünya kupaları ölçeğinde bir yere taşımaya yetmemektedir.