Kim bunlar ve niye bu kadar çoklar?

Kim bunlar ve niye bu kadar çoklar? Tacizci, işkenceci, maganda, vandal, ırkçı, faşist, gerici, zorba… Her yerde karşımızdalar. Sen değilsin belki ama emin misin yan komşun, amcanın oğlu ya da iş arkadaşın olmadığından?

Çocuklar kaçırılıyor. Tecavüz edilmiş, öldürülmüş halde cesetleri bulunuyor…

Sokakta kuyrukları kesilmiş kediler, internette işkence edilen köpeğin can çekişmesi…


Kanser olmuş bir kızcağız sosyal medya hesabından derdini paylaşıyor. Paylaşımın altında; ‘Bu kız da ilgi çekmek için amma uğraşıyor ha…’ diye yorumlar…

Bir futbolcunun eşi düşük yapmış. Haberin altında; ‘Bizimle uğraşanın çocuğu olmaz.’ diye bir yorum…

Bu vahşeti ve iğrençlikleri yapanlardan biri olmamak, ne yazık ki bu arızalı toplumun bir parçası olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor.

Üzülüyoruz, sinirleniyoruz, protesto ediyoruz. Ancak cılız ve bir araya gelmeyen seslerimiz hızlıca boşlukta kayboluyor.

Kim Bunlar?

Gölgeleri sansürleyen beyinler…

Bir babanın kızından dine uygun şekilde nasıl tahrik olabileceğine dair fetva verenler…

Madımak katliamının yıldönümünde insanları ateşe verirken coşup eğlenenlerin videolarını paylaşıp, beğenip iyi oldu diyenler…

Onlarca çocuğa edilen tecavüzü görmezden gelenler…

Ödediği vergiyle yapılan ve geçmek için para ödemek zorunda olduğu yollarla, köprülerle övünenler…


Tarihi televizyon dizisinden, dini ve ahlakı kendisine tecavüz etmeye çalışan hoca efendilerden öğrenenler…

Hayvanat bahçesine dinozor geldiğine inanıp, belgeli ve kanıtlı yolsuzluklara, hırsızlıklara inanmayanlar…

Bir daha soruyorum bunlar kim?

Siyasi görüşün, dini inanışın, cinsel tercihin, hatta tuttuğun futbol takımı onlarınkiyle aynı değilse, seni düşman ilan edenler ya da en hafifinden hakarete layık görenler…

Kadının namusunu etek boyuyla belirleyip, namussuz gördüklerine tecavüz edenler…

Güçsüzü yakalayıp silindir gibi ezmeyi bekleyenler…

Güçlünün haklı olduğunu iddia edenler…

İşin kötü tarafıysa yalnız değiller, yüzbinlerceler…

Daha da kötüsü, can acıtmak için hep beraberler…

Madımak’ı ateşe verenlerle Ali İsmail Korkmaz’ı bir kuytuda öldürenler, o yavru köpeğin bacaklarını kesenlerle küçük bir çocuğa tecavüz edenler aslında hep aynı kişiler.


İsimleri, meslekleri, yaşları farklı belki ama iş bir yerde can yakma fırsatı doğduğunda hep beraberler. Ve lanet olsun ki burnumuzun dibindeler…

Boktan insanlardan kurtulma günü


Çağrı Gırlangıç
14.03.1985 tarihinde Kadıköy'de dünyaya geldim. Kadıköy'de doğdum, Kadıköy'de büyüdüm. Yazma sevdası içime düşünce önce 2 roman yazdım, sonra da sinemaya dair yazılar yazmaya başladım. 2011'in başından beri bloğum cagrigirlangic.blogspot.com da 500'ü aşkın filme dair yazdım. Hala da devam ediyorum. Sonra metin yazarlığı yapmaya başladım ve yazarlık mesleğim haline geldi. Yazımına devam ettiğim Türk Sinema Tarihi Ansiklopedisi, emek ve zaman isteyen bir proje. Sabırla yazımına devam ediyorum. Bir sinema yazarı olarak yazmaya başladığım, sonrasında ise deneme, gündem, kritik, yaşam ve kişisel gelişim yazıları yazmaya başladığım İndigo Dergisi ise hem beni geliştiren, hem de bir parçası olmaktan haz aldığım yer.