Hepatit C tarihe karışacak! Hepatit C’nin yok edilmesi için yol haritası

Tedavilere erişimin önündeki tüm engeller kaldırılırsa birçok hayat kurtarılabilir. Hepatit C tarihe karışacak! Hepatit C’nin yok edilmesi için yol haritası açıklandı.

Barselona Üniversitesi Küresel Sağlık Enstitüsü, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) önderliğinde, Gilead Sciences’ın desteği ile Türkiye’nin tüm bölgelerini temsilen uzman hekimlerin katkılarıyla hazırlanan “Türkiye Hepatit C Eliminasyon Yol Haritası Raporu”nun sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.

Dünyada ve Türkiye’de hastalığı tamamen bitiren tedavilerin kullanıma sunulduğu belirtilen raporda, “Hastalığın kökünü kazıyan tedavilerin olması tek başına yeterli değil, bu tedavilere erişimin önündeki bürokratik ve fiziksel tüm engellerin kalkması, Halk Sağlığı açısından çok önemli olumlu sonuçlar doğuracaktır” denildi. Bu çerçevede, 2030 yılına kadar yaklaşık 6,320 karaciğer kaynaklı ölüm, 4,400 karaciğer kanseri vakası ve 4,060 dekompanse siroz vakası engellenebileceğine, böylece yaklaşık 15 bin hayatın kurtarılabileceğine dikkat çekildi.


Barselona Üniversitesi Küresel Sağlık Enstitüsü, Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği (TKAD) ve Viral Hepatitle Savaşım Derneği (VHSD) önderliğinde, Gilead Sciences’ın desteği ile Türkiye’nin tüm bölgelerini temsilen uzman hekimlerin katkılarıyla hazırlanan “Türkiye Hepatit C Eliminasyon Yol Haritası Raporu” 27 Temmuz’da İstanbul’da düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Hepatit C’nin 2030 yılında tamamen yok edilebilmesi için bazı planlar oluşturduğu ve hedefler koyduğu hatırlatılan raporda;

“Bunlar kısaca yeni Hepatit enfeksiyonlarında %90 azalma, Hepatit C hastalarının %90’ına tanı konması ve bu hastaların en az %80’inin tedavi edilmesi olarak sıralanabilir. Her ülkenin kendince bir yol çizmesi ve DSÖ hedeflerine katkıda bulunması beklenmektedir” denildi. Dünyada ve Türkiye’de bu hastalığa ilişkin çok önemli tedavilerin olduğu belirtilen raporda, “Tedavinin olmasının tek başına yeterli olmadığı, bu tedavilere erişimin önündeki bürokratik ve fiziksel tüm engellerin kalkmasının, Halk Sağlığı açısından çok önemli olumlu sonuçlar doğuracağı” vurgulandı.

Barselona Üniversitesi Küresel Sağlık Enstitüsü’nden Prof. Dr. Jeffrey Lazarus özel konuk olarak bir konuşma yaptı ve sonrasında bir panel düzenlendi. Panele TKAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ramazan İdilman, VHSD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, VHSD Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Prof. Dr. Rahmet Güner ve Asya-Pasifik Karaciğer Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci konuşmacı olarak katıldı.

Prof. Dr. Jeffrey V. Lazarus, bu raporun Türkiye’nin yol haritası olduğunu belirterek “Yapılacak yasal düzenlemeler ile Türkiye’nin DSÖ hedeflerine hızlıca erişip örnek bir ülke olabileceğini” ifade etti. Prof. Dr. Lazarus raporun hazırlanma sürecince gerçekleştirilen çalıştaylarda dünyada HCV eliminasyonu fikrinin nasıl ortaya çıktığını, DSÖ’nün HCV eliminasyonu için önerdiği hedefleri, mikro-eliminasyon yaklaşımını ve faydalarını ve HCV eliminasyonu konusunda diğer ülkelerde bugüne kadar yapılan en iyi uygulamaları örnekleriyle açıklarken, Türkiye’de temelde yapılması gerekenleri şöyle özetledi: “Devlet tarafından bir ulusal planın yürürlüğe konması, özellikle riskli gruplarda tarama ve tüm tedavilere erişimin önündeki engellerin kaldırılması”

Toplumda kontrol edilmeyen bulaşıcı hastalıklar yayılmayı sürdürür

Raporun açıklandığı toplantıda konuşan Viral Hepatitle Savaşım Derneği Başkanı Prof. Dr. Fehmi Tabak, “Elimizde çok önemli tedaviler var, ancak tedavinin olması tek başına yeterli değil. Bu tedavilere erişimin önündeki bürokratik ve fiziksel tüm engellerin kalkması, Halk Sağlığı açısından çok önemli olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ayrıca benim önemli gördüğüm husus tanı ve taramanın yaygınlaştırılması, ilaçlara eşit erişim gibi hususlar Türkiye’nin de DSÖ hedeflerine ulaşmasını sağlayacaktır” diye konuştu. Bulaşıcı hastalıkların toplum içinde kontrol edilmediği sürece yayılmaya devam edeceğine dikkat çeken Prof. Dr. Fehmi Tabak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz tam da bu konuya eğilerek bugün lansmanı yapılan raporun içinde neler yapılması gerektiğini değerlendirmeye çalıştık. ABD’den Dr. Homie Razavi ve bugün aramızda bulunan hocamız Prof. Dr. Lazarus ile beraber yaptığımız analizlere göre Türkiye’de DSÖ hedefleri doğrultusunda yapılacak düzenlemeler sonucunda 2030 yılına kadar yaklaşık 4,400 karaciğer kanseri vakası, 6,320 karaciğer kaynaklı ölüm ve 4,060 dekompanse siroz vakası engellenebilir. Bu vakaların önüne geçilmesi hem toplum sağlığı hem de kaynakların etkin kullanılması açısından çok kıymetli, bu nedenle DSÖ hedeflerine ulaşmayı çok önemsiyoruz.”

Rapordaki tavsiyeler takip edilirse, Hepatit C’nin eliminasyonu mümkün

Türkiye Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ramazan İdilman ise raporun hazırlık ve ortaya çıkış sürecine ilişkin şöyle konuştu:

“Viral hepatitler ülkemiz için önemli bir sağlık problemi olduğundan mücadele için ulusal bir programa ihtiyacı bulunmaktaydı. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü öncülüğünde TKAD ve VHSD ile birlikte çalışarak bir Ulusal Viral Hepatit Önleme ve Kontrol Programı hazırlandı. Yayımlanması ve sahada uygulanması bekleniyor. Her iki dernek ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri bu programın sağlıklı bir şekilde sahada uygulanabilmesinin takipçisi olacaktır.

Bununla birlikte, Gilead Sciences ile birlikte 2017 yılı başından beri “Hepatit C Eliminasyonu” Çalıştayları gerçekleştirdi. Günümüze kadar 4 geniş katılımlı toplantı yapılarak, Türkiye’de bu konuda deneyimli fikir liderlerinin öneri ve katkıları alınarak bir rapor oluşturuldu. Rapordaki tavsiyeler eşliğinde ülkemizde Hepatit C eliminasyonu konusunda önemli yol alınabileceğini düşünüyoruz.”

Hepatit C’nin artık kandan temizlenebildiğini birçok hekim bilmiyor

Asya-Pasifik Karaciğer Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necati Örmeci ise Hepatit C’nin tedavisinde sadece halk seviyesinde değil, hekim ve kamu seviyesinde de farkındalığın çok düşük olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Necati Örmeci, “Örneğin Hepatit C’nin artık kandan tamamen temizlenebildiğini birçok hekim bilmiyor. Özellikle bizim gibi konuyu takip eden hekimlerin Aile Hekimleri, Dahiliye Uzmanlar, Hemşireler, Cerrahlar, Anestezist, Psikiyatrist, Hapishane Hekimleri ve Nefrologlar gibi hekim gruplarını eğitmeleri ve farkındalıklarının arttırılması çok önemli. Kan yolu ile bulaşma çok yoğun olduğu için özellikle bu hekim gruplarının farkındalığının arttırılması birincil hedef olmalı” dedi.

Tedavi için karaciğer biyopsisi gerekli olmamalı

Viral Hepatitle Savaşım Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Rahmet Güner de, “Özellikle yüksek Hepatit C oranına sahip olması tahmin edilen 1970 ve öncesi doğanlar, karaciğer hastalığı olanlar, damar içi madde kullananlar, mahkumlar, transplantasyon hikâyesi olan hastalar, diyaliz tedavisi görenler, HIV ile veya Hepatit B ile enfekte olmuş kişiler ile tarama programları başlatılabilir. Gebelik esnasında HCV değerlendirmesi rutin gebe takibi programı içine alınabilir. Hepatit C tedavilerine erişim ülkemizde 39 ilde 58 hastanede yapılabiliyor. Bu nedenle tedaviye ülkemizin her ilinde erişilebilir olması önem arz ediyor” dedi.


Şu anda tedavi verilebilmesi için şart olan karaciğer biyopsisinin kaldırılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Rahmet Güner, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu şekilde daha hızlı ve rahat bir şekilde ilaca erişim sağlanabilir. Hekimler hastalarına hepatit C tedavisi için en uygun tedaviyi karşılayan doğrudan etkili antiviral ajan seçimini kendileri yapabilmeliler.”

“Ülkemiz koşullarına uygun bir şekilde hazırladığımız raporun olabildiğince basit ve uygulanabilir olmasına gayret ettik. Umudumuz bu raporun Hepatit C’nin ülkemizden elimine edilebilmesi için bir yol haritası olarak kullanılmasıdır”

Ülkemizde birçok hayat kurtarılabilir

Gilead Sciences Genel Müdürü Şebnem Girgin toplantıda, “Gilead Sciences dünyada eliminasyon planları çerçevesindeki çalışmaları ile ülkelerin en önemli stratejik paydaşı olmayı başarmıştır. Bugünkü raporun ortaya çıkmasına hem kurulan bilimsel platformu destekleyerek hem de diğer ülkelerdeki tecrübelerimizi taşımak suretiyle katkı sağlamış olmak bizi gururlandırıyor. Raporun içeriğindeki tavsiyeler uygulanabilirse 2030 yılına kadar yaklaşık 15 bin hayat kurtarılabilir, Hepatit C hastalığı elimine edilerek ülkemizin sağlık gündeminden tamamen çıkartılabilir” diye konuştu.

Şebnem Girgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu çerçevede Gilead Sciences olarak, devletimizin yenilikçi ilaçların ülkemizde üretilmesine yönelik yatırımları arttırma stratejilerine hizmet edecek şekilde Hepatit ürünlerimizin yerli üretilmesi konusunda tüm yatırım hazırlıklarımızı tamamladığımızı ve göreve hazır olduğumuzu burada beyan etmek isterim.”

Sinsi ilerlediğinden kolay fark edilemeyen Hepatit C, tedavi edilmediği takdirde siroz ve karaciğer kanserine neden olabiliyor.

Buna karşın hastalığın tedavisiyle ilgili çok hızlı yol alınması umutları artırıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Atakan Yeşil, “Hepatit C’den tamamen kurtulmak yeni ilaçlar sayesinde çok büyük oranda mümkün hale geldi. Önümüzdeki 15 yıl içerisinde tüm dünyada hepatit C’nin tamamen yok edilmesi planlanmaktadır” diyor.

‘Karaciğerin iltihaplanması’ olarak tanımlanan Hepatit C, Hepatit B virüsü ile birlikte karaciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri.

Veriler, ülkemizde yaklaşık 3,5 milyon Hepatit B, 750 bin de Hepatit C hastası olduğunu ortaya koyuyor. Yani her 100 kişiden 1’i Hepatit C hastası. Dünya genelinde ise sorun yaygın. Tüm dünyada 325 milyon kişide kronik hepatit olduğu tahmin ediliyor.

Dünya Sağlık Örgütü, hastalığın sıklığının azaltılması amacıyla birtakım önlemler alındığını belirtirken, bu önlemler ile 2020 yılına kadar Hepatit B ve C’de yeni hasta sayılarında yüzde 30 ve bu hastalıklara bağlı ölümlerde yüzde 10 azalma bekleniyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Atakan Yeşil, son yıllarda tüm dünyada hastalığın görülme sıklığında azalma yaşandığını belirterek “Özellikle Hepatit A ve B’ye karşı aşılamanın yaygınlaştırılması, Hepatit B ve C tedavisine ulaşımın artırılması, anneden bebeğe geçişin engellenmesine odaklanılması, kan nakli ve cerrahi uygulamaların daha güvenilir hale getirilmesi hastalığın görülme sıklığını azaltmada önemli faktörlerdir” diyor.

Kolayca bulaşabiliyor!

Viral hepatitler bulaşıcı özellikleri nedeniyle önemli halk sağlığı sorunlarının başında geliyor. Hepatit C virüsü taşıyıcısı olanların, hasta olmasalar bile kan ve diğer vücut sıvıları yoluyla hastalığı başkalarına bulaştırabileceklerini bilmeleri gerekiyor. Bu nedenle diğer kişilerle temasta önlem almaları önemli. Bu hastaların düzenli doktor takibinde olmaları gerekiyor. Yılda 2 kere karaciğer fonksiyon testlerini yaptırmaları, alkol almaktan kaçınmaları, herhangi bir nedenle ilaç almak zorunda kalırlarsa doktora danışmaları da önemli.

Sinsice ilerleyebiliyor!

Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Atakan Yeşil, akut hepatitin genellikle halsizlik, iştahsızlık, yorgunluk, kilo kaybı, idrar renginde koyulaşma ve deriyle göz akında sararma ile kendisini gösterdiğini belirtirken, kronik hepatitte ise hastalarda herhangi bir yakınma olmayabileceğini söylüyor.

Hastalığın çoğu zaman belirti vermemesi nedeniyle fark edilemeyerek zaman kaybedildiğini söyleyen Doç. Dr. Atakan Yeşil “Akut Hepatit B ve Hepatit C enfeksiyonu gelişen olguların yakından takip edilmeleri ve erken tedavi ile hastalığın ilerlemesinin önlenmesi gerekmektedir. Aksi halde tanı konulmadığında ve gerekli önlemler alınmadığında yıllar içerisinde önce siroza ve daha sonra da karaciğer kanserine neden olmaktadırlar” diyor.

Bu önlemlere dikkat!

Hastalığın tehlikesi yüksek olmasına karşın alınacak önlemlerle korunmak mümkün. Hepatit A ve B’ye karşı aşılamalar ile hepatitlerin önemli bir bölümünün oluşması engellenebilirken, toplumda hastalığın bulaşma yolları konusunda bilinçlenme çok önemli. Doç. Dr. Atakan Yeşil diğer önlemleri şöyle özetliyor: “Güvenli kan ürünleri ve enjeksiyon kullanımı ile yenilen ve içilen gıdaların hijyenik şartlarda üretilmesi, paketlenmesi, saklanması ve tüketilmesi hepatit virüslerinden korunmada çok önemli adımları oluşturacaktır.”


Günümüzde önemli kronik hepatit etkenlerinden Hepatit C’den tamamen kurtulmanın yeni ilaçlar sayesinde çok büyük oranda mümkün hale geldiğini vurgulayan Doç. Dr. Atakan Yeşil, “Önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde tüm dünyada Hepatit C’nin tamamen yok edilmesi planlanmaktadır. Hepatit B için ise günümüzde virüsü tamamen yok edebilecek ilaçlar mevcut değildir. Gerektiği durumlarda Hepatit B’ye karşı verilen ilaçlar henüz hastalığın ilerlemesini durdurmaya yöneliktir. Bu alanda da çalışmalar devam etmektedir” diyor.

Kansere kadar gidebilen sinsi hastalık


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.