CHP’li Tekin Bingöl: İşsizlik ve borçluluk öldürüyor!

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, her geçen gün artan işsizlik ve çalışma koşullarının güvencesizliği nedeniyle artan işçi intiharlarını Meclis gündemine taşıdı.

Chp’li Bingöl: İşsizlik ve borçluluk öldürüyor

AKP iktidarıyla her 4 gençten 1’inin eğitim ve iş imkanı bulamadığını belirten Bingöl, “İşe bağlı intiharların iş cinayeti olarak kabul edilebilmesi, gençlik üzerinde işsizliğin yarattığı psikolojik sebeplerin araştırılması ve tüm bunların yarattığı vahim sonuçların önüne geçilmesi için TBMM’nin araştırma yapması şarttır” dedi.

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, işsizlik ve çalışma koşullarının güvencesizliği nedeniyle yaşanan intiharların belirlenmesi ve özellikle genç emek üzerindeki üretim alanında yaşanan baskıların tespit edilmesi amacıyla araştırma komisyonu kurulmasını istedi.


Bingöl, “Uzun çalışma süreleri, ağır ve aşırı çalışma, yoğun çalışma, iş baskısı, geçici işlerde çalışma, iş stresi, düşük ücret, ücretsiz fazla mesai, performans sistemi gibi çalışma koşulları işçilerin yaşamını ciddi olarak tehdit etmektedir.

2013 yılında en az 15 işçi, 2014 yılında en az 25 işçi, 2015 yılında en az 59 işçi, 2016 yılında en az 90 işçi, 2017 yılında ise en az 89 işçi işyeri içinde (işyeri dışında ise işe bağlı olarak) intihar ederek yaşamını yitirmiştir” dedi.

Borç, mobbing ve işsizlik öldürüyor

İşçi intiharlarının en önemli nedenlerin borç, mobbing ve işsizlik olduğunu vurgulayan CHP’li Bingöl, “İşçi intiharları, Türkiye’deki işsizlik rakamları ile paralel bir artış göstermektedir.

AKP iktidarı ile olgunlaşan güvencesizleştirme politikalarıyla birlikte birçok öğretmenin ataması yapılmamış, eğitim sistemi öğretmenler ve öğrenciler de içinde olmak üzere alınıp satılan bir meta haline getirilmiştir. Ülkemizde banka çalışanlarından güvenlik emekçilerine, çiftçilerden inşaat işçilerine kadar birçok intihar yaşanmaktadır” dedi.

Türkiye’deki işsiz sayısı son 10 yılın en yüksek seviyesinde

AKP iktidarıyla Türkiye’deki işsiz sayısı son 10 yılın en yüksek düzeyine ulaştığını belirten Bingöl, şöyle devam etti:


“OECD’nin Mart 2018 verilerine göre OECD ülkeleri arasında en yüksek işsizlik 20,1 ile Yunanistan’da görülürken bu sırayı İspanya, İtalya ve Türkiye izlemektedir. Türkiye genelinde 15 yaş ve üstünde işsiz sayısı 2018 yılı Nisan ayı döneminde 3 milyon 291 bine ulaşmıştır. İşsizlik oranı ise 9.6 olmuştur.

Umudunu kaybetmiş, çalışmaya hazır yurttaşlarımız ve zamana bağlı eksik istihdam edilenler de dahil edildiğinde gerçek işsizlik oranı yüzde 17.3’e, gerçek işsiz sayısı ise 5 milyon 872 bine ulaşmaktadır.”

“Ertelenmiş bir işsiz ordusu var”

Bingöl, üniversitelerde artan öğrenci sayısının ertelenmiş bir işsiz ordusu oluşturduğuna dikkat çekerek, Türkiye’de son 10 yılda öğrenci sayısının üç kat arttığını vurguladı.

YÖK’ün verilerine göre, Türkiye’de önlisans, lisans, yüksek lisans ve doktora eğitim düzeyinde yaklaşık 7 milyona yakın üniversite öğrencisi bulunduğuna değinen Bingöl, “Son 10 yılda üniversite öğrencisi sayısının 2 milyondan 7 milyona çıktığı Türkiye, ‘diplomalı işsizler ülkesi’ olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir” dedi.

“Gençler ve emekçiler canından oluyor”

Bingöl, hükümetin 16 yıldır işsizlikle ilgili politika üretememesinin gençliğin ve emekçinin canına mal olduğunun açıkça görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:

“İşçilerin büyük mücadeleler sonucunda elde ettikleri 8 saat çalışma ve sendikalı olma hakları ellerinden alınmış, her geçen gün güvencesiz çalışma koşullarıyla yaşamları daha da kötü hale getirilmiştir. İşe bağlı intiharların önlenmesi için öncelikle bu intiharların iş cinayeti olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.


İşe bağlı intiharların iş cinayeti olarak kabul edilebilmesi, gençlik üzerinde işsizliğin yarattığı psikolojik sebeplerin araştırılması ve tüm bunların yarattığı vahim sonuçların önüne geçilmesi için gerekli önlemlerin alınması amacıyla bir Meclis araştırması açılması şarttır.”

Ekonominin kırılgan fay hatları: Enflasyon, cari açık ve işsizlik


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.