Anne sütü, bebeğin büyümesi ve fiziksel gelişimi için olduğu kadar bebeğin ruhsal gelişiminde de oldukça önemli.
Anne sütü artırıcı yöntemler: Yardımcı besinler listesi
Anne sütü; %87’si su, %3.8’i yağ, %1’i protein ve %7’si laktozdan oluşan, bebeğinizin ihtiyacına göre kendini değiştirebilen, dinamik ve antienfektif bir besin olarak bilinmektedir. Bebeğinizin en kıymetli besini olan anne sütünün oluşumu hormonal, fiziksel ve psikolojik etmenlerin etkilediği kompleks bir süreçtir. Halk arasında “annelik hormonu” ya da “süt hormonu” da olarak bilinen prolaktin hormonu doğumdan sonra en üst seviyeye ulaşarak anne sütünün oluşmasını sağlamaktadır.
Prolaktin hormonun yanı sıra “sevgi hormonu” olarak adlandırılan oksitosin hormonunun da doğumdan sonra seviyesinde artış meydana gelir. Oksitosin hormonu anne sütünün meme ucuna gelmesini sağlayan hormondur. Sindirim sistemi henüz gelişmekte olan bebeğiniz için anne sütü kolay sindirilebilen, besleyiciliği yüksek en önemli besin kaynağıdır. Anne sütü, bebeğinizin zihinsel gelişmesini ve fiziksel büyümesini sağlar. İçerdiği antikorlar sayesinde bağışıklık sisteminde önemli rol oynayarak özellikle yenidoğanda sık rastlanan enfeksiyonlara karşı koruma sağladığı biliniyor.
Bebeğinizin günlük süt ihtiyacı ne kadardır?
Bebeğiniz 1 aylık olana kadar “yenidoğan” olarak adlandırılır. Yenidoğan bebeklerin mideleri oldukça küçüktür. Sindirimi kolaylıkla tamamlarlar ve bu da çabuk acıkmalarına neden olur.
Anne sütü artırıcı püf noktalar nelerdir?
Anne bebek arasındaki iletişim anne sütünün artmasında etkilidir. Emzirme sırasında oluşan tensel temas, göz kontağı prolaktin ve oksitosin hormonlarının seviyesini yükselterek anne sütünün artmasını sağlar. Annenin psikolojik durumunun iyi ya da kötü olması da süt üretimini etkiler. Uykusunu iyi almış ve stresten uzak annelerin süt üretimi daha fazladır. Daha çok emzirme, daha çok süt üretimine neden olur. Ayrıca doğru ve yeterli sıklıkta emzirmek de süt üretimini arttırmaktadır.
Anne sütü artırıcı besinler listesi
Su: Hayatın en önemli yapı taşı olan su anne sütün büyük bir kısmını meydana getirmektedir. Anne sütünü arttırmak için annenin günlük en az 2-3 litre su tüketmesi gerekiyor.
Maden suyu: Bol miktarda mineral içeren tamamen doğal olan maden suları, kan basıncını düzenler, vücut dengesini sağlar ve annenin süt üretiminin artmasına katkıda bulunmaktadır.
Yeşil yapraklılar: Emzirme sırasında annenin bol miktarda enerjiye ihtiyacı vardır. Ispanak, ısırgan, karalahana, dereotu, marul, maydanoz, roka, semizotu gibi yeşil yaprak sebzeler bol miktarda vitamin ve mineral barındırırlar. Anneye ihtiyaç duyulan kaloriyi sağlarlar. Aynı zamanda fitoöstrojen içeren bu sebzeler süt üretimini arttıran hormonların salgılanmasına katkı sağlar.
Fesleğen: Bol miktarda C ve K vitamini bulundurur.
Yulaf: Yüksek oranda demir içerir. Kan basıncını düzenler. Bu sayede anneyi sakinleştirir, olası stresi azaltır. Stresli durumlarda baskılanan oksitosin ve prolaktin hormonlarının tekrar salgılanarak süt oluşumunun artmasını sağlar. Aynı zamanda yulaf sütün kanallarla ilerlemesine yardımcı olur.
Havuç: Fitoöstrojen bir bitkidir. Ayrıca bol miktarda beta karoten ve A vitamini içerdiğinden anneye enerji sağladığı bilinir.
Protein: Kırmızı et, keçi sütü, kefir, köy yumurtası, ev yoğurdu, humus, nohut, mercimek, fasulye, barbunya bol miktarda protein bulundurur. İyi birer enerji kaynağı oldukları unutulmamalıdır.
Tahin: Her gün bir çorba kaşığı tahin pekmezle ya da salataya eklenerek kullanımı süt üretimini artırır.
Somon balığı: Omega 3 bakımından zengin olan somon balığı süt üretimini sağlayan hormonların aktifleşmesini sağlamaktadır.
Bitki çayları: Rezene çayı, ısırgan otu çayı, zencefil, papatya çayı süt üretimini arttırmaktadır. Bitki çayları içinde en çok önerilen ise rezene çayıdır. Fitoöstrojen bir bitki olan rezene çay olarak tüketilebileceği gibi yemeklerde veya taze olarak salatada kullanılabilir. Süt üretimini arttırır. Aynı zamanda anne sütüne karışarak bebeğe geçen rezene bebeğin sindirim sorunlarında yardımcı olur.
Çörek otu tohumu: Astımdan, romatizmaya, baş ağrısından egzamaya kadar birçok hastalığın üzerinde olumlu etkisi olan çörek otu yapılan araştırmalarda anne sütünü de arttırdığı kanıtlanmıştır.
Susam: Yoğun miktarda kalsiyum ve yararlı yağlar içerir. Düzenli kullanımda süt üretimini ve kalitesini arttırdığı bilinir.
Kuruyemişler: Ceviz, fındık, kuru incir, badem hamilelikte olduğu kadar doğum sonrasında da önemlidir. Enerji veriri ve süt üretimini arttırır. Günde 3-4 adet ceviz, 8-10 adet fındık yenilebilir.
Kimyon: Hem etkisi süte geçeceği için bebekte de gaz problemini azaltır hem de anne sütünü arttırır.
Sarımsak: Emziren anneler için sarımsak oldukça önemlidir. Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde etkili olan sarımsağın bebeğin uzun süre emzirilebilmesini sağladığı bilinmekte.
Beyaz üzüm: B, C, E vitaminleri, kalsiyum, fosfor, demir, kükürt bakımından zengin güçlü bir antioksidandır. Emziren annelerinin stresini azalttığı, yorgunluğa iyi geldiği ve anne sütünü arttırdığı bilinmektedir.
Kayısı: Hamilelikte ve emzirme döneminde hormonal değişimleri düzenleyen lifli bir meyve olduğu kanıtlanmıştır.
Kırmızı pancar: Haşlanarak ya da çiğ tüketilebilen kırmızı pancar kan temizleyici özelliktedir. Anne sütü artırıcı besinlerden biridir.
Anne sütü bebeği tüm enfeksiyonlara karşı korur
Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, doğru emzirmenin anne ile bebek arasındaki sevgi bağını güçlendirdiğini belirterek, “Özellikle enfeksiyona en açık olan yeni doğan döneminde anne sütüyle riskler kolayca atlatılabilir. Emzirmek de anne-bebek arasındaki bağı kuvvetlendirerek bebeği psikolojik olarak güçlendirir” dedi.
Bebeğin büyümesi ve gelişimi için gerekli tüm besinleri sağlayan anne sütü, psikolojik olarak da bebeğin güçlü olmasını sağlıyor. Bütün besinler içerisinde birebir karşılığı olmayan tek besin olan anne sütünün annelerin bebeklerine verebilecekleri en değerli besin olduğunu vurgulayan Dr. Ebru Gözer; “Doğru emzirme, anne ve bebek arasındaki sevgi bağının pekişmesini; bebekte güven duygusunun gelişmesini, bebeğin yeni doğan riskli dönemini mutlu ve sağlıklı bir şekilde atlatmasını sağlıyor” dedi.
Bebeğin ağzına değen ilk damla olan önsütün, bütün bağırsak sistemini kaplayarak bebeği enfeksiyonlara karşı korumaya başladığını söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, “Zamanında ve erken doğmuş tüm bebekler için ilk ve en önemli besin anne sütüdür; ekonomiktir, temizdir, daima hazırdır, sindirimi kolaydır, gaz ve kabızlık daha az görülür” açıklamasında bulundu.
Kararlı olunursa her bebek emzirilebilir
Emzirme sırasında bebeğin memeyi kavrayamaması veya süt emmek için sabırsızlanmasının annede motivasyon düşüklüğü, bebekte ise ağlama krizleri gibi sorunlara neden olabileceğine dikkat çeken Dr. Ebru Gözer, “Böyle durumlarda, bebeği sakinleştirerek uygun pozisyonlarda tekrar memeye tutturmak, annede silikon meme uçları kullanmak, meme ucunu belirginleştirdikten sonra emzirmeye başlamakla sorun kolayca çözülebilir” dedi. Özellikle süt emmede aktif bir bebekse bu konuda sabırlı ve sakin olmak gerektiğini belirten Dr. Ebru Gözer, “Hemen her bebek emzirilebilir ama bu zaman alabilir. Sadece annenin başlangıçta desteğe ve özgüvenini sürekli pekiştirmeye ihtiyacı var” şeklinde konuştu.
Biberon bebeğin açlık ve doyma hissini zayıflatabiliyor
Anne sütünün bağışıklık sistemini güçlendirerek ileri dönemde hastalıklara yakalanmayı da önlediğini anlatan Dr. Ebru Gözer, “Anne sütü ile beslenen bebekler alerjik hastalıklar, kronik hastalıklar ve obeziteden korunuyor” diye konuştu. Her geçen gün yaygın bir sorun haline gelen obeziteden korunmak için emzirmenin önemine dikkat çeken Dr. Gözer, “Biberon, bebeğin açlık ve doyma hissini anlama yeteneğini zayıflatabildiği için kilo almasına neden olabiliyor” dedi.
Emzirme süresi anne ve bebeğe göre farklılık gösterir
Her bebeğin anne sütü ihtiyacı, annenin bebeğiyle olan ilişkisi ve emzirmeye olan yaklaşımı farklı olacağından, bebeğin ne kadar emzirilmesi konusunda net bir öneride bulunmadıklarını belirten Dr. Ebru Gözer, “İlk zamanlarda anne, bebeği istediği kadar istediği sürede emzirmeli. Zaten doğumdan sonraki birkaç hafta içerisinde emzirmenin süre ve miktarı bir dengeye oturacaktır” dedi.
Bebek susturulmak için sürekli emzirilmemeli
Akranlarına göre anne sütüyle çok kilo alan, çok sık emmek isteyen veya anne tarafından çok sık emzirilen bebeklerde ciddi kilo fazlalıklarının görülebildiğine de dikkat çeken Dr. Ebru Gözer, “Kolay ağlayan, çabuk uyarılan veya isteklerini ağlayarak belirten bebeğin neden ağladığı keşfedildiğinde susturmak için sürekli emzirmeye gerek kalmıyor.
Anne açlık ve doyum hissini okumaya başlıyor ve gerektiğinde kendiliğinden dengeleyici bir sistem içinde emzirebiliyor” şeklinde konuştu. Bebeğin açlık dışında başka sebeplerden dolayı da ağlayabileceğini belirten Gözer, “Ağladığında emzirme ile sakinleşmeyen bebek kucağa alınınca susuyorsa anne ile temas kurmak istiyordur” dedi.