Genetik ve Biyomühendislik alanında çalışacak bilim insanlarına ihtiyaç var

Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Genetik ve Biyomühendislik alanında çalışacak bilim insanlarına ihtiyaç olduğunu söyledi. İlaçlar biyoteknolojik olacak. Aşılar daha hızlı geliştirilecek.

Genetik ve Biyomühendislik alanında çalışacak bilim insanlarına ihtiyaç var

Genetik ve Biyomühendislik, gelecek vadeden bir alan olarak ilgi odağı olmayı sürdürüyor.Tüm dünyada ve Türkiye’de yürütülmekte olan genom projeleri, DNA programcılığı, enzim teknolojilori, kişiye özel ilaçlar ve daha birçokları… Kimi hayatımıza giren kimi ise bizi yakın gelecekte bekleyen gelişmeler.

Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fikrettin Şahin, bu alandaki gelişmelerle ilgili bilgi verdi. Genetik ve biyomühendisliğin uygulama alanlarının dört bölüme ayrıldığını ifade eden Prof. Dr. Fikrettin Şahin, “Kırmızı Biyoteknoloji”nin sağlık; “Yeşil Biyoteknoloji”nin tarım; “Mavi Biyoteknoloji”nin deniz ve su; “Beyaz Biyoteknoloji”nin ise endüstri alanındaki uygulamaları ifade ettiğini vurguladı.


Antibiyotik Direncine Çözüm

Mavi biyoteknoloji alanında; hızla büyüyen, hastalıklara dayanıklı, kaliteli eti olan balıklar ve deniz ürünleri üretilebildiğine işaret eden Prof. Dr. Fikrettin Şahin sözlerini şöyle südürdü:

“Denizlerde ve aynı zamanda derin su kaynaklarında bulunan yeni canlılar, yeni mikroorganizmalardan, alternatif yeni antibiyotik geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Antibiyotik direncinden dolayı varolan antibiyotikler kullanılamaz olursa, elde edilen bu yeni nesil antibiyotikler gelecekte insanoğlunun hayatına girebilir.”

İlaçlar da Biyoteknolojik Olacak

Kırmızı biyoteknolojide rejeneratif tıp alanında, kök hücrelerden elde edilen moleküller olduğunu ifade eden Prof. Dr. Fikrettin Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu özel moleküllerden çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmak üzere yeni formülasyonlar elde ediliyor. Bu formülasyonların bazıları, kullanmakta olduğumuz ilaçlara alternatif biyotek ilaçlar olarak hayatımıza girdi ve gelecekte daha fazlasıyla girecek. Yeni nesil ilaçlar, insanların genetik yapısına göre verilecek ilacın ve dozun belirlenmesine olanak tanıyor. Böylece yan etkiyi azaltırken veya ortadan kaldırırken, etkinliğini arttırabiliyoruz. Kişiye özel ilaçlar hayatımıza girmeye başladı. Önümüzdeki 10 yıl içinde ise ilaç teknolojisinin neredeyse tamamı biyoteknolojik ilaçlara doğru kayabilir.”

Aşılar Daha Hızlı Geliştirilecek

Yeni nesil biyoteknolojik ilaçların aşı geliştirme süreçlerini kısaltacağını ve bunu önümüzdeki 5 yıl içinde göreceğimizi ifade eden Şahin, “Nano medicine de ilaç teknolojisindeki en önemli gelişmelerden biridir. Çok daha düşük dozlarda ve özel taşıyıcı sistemlerle organa-hücreye gönderilen özel ilaçlar dizayn edilebiliyor” diye konuştu.


Telefonunuz Laboratuvarınız Olabilir

Prof. Dr. Fikrettin Şahin, biyomedikal cihazlarda yaşanan gelişmeler sayesinde, büyük laboratuvarlara gerek duyulmadan, kişisel çantalarda veya kol saatinde büyük bir laboratuvar taşıyabileceğimizi anlattı. Şahin, “Telefonumuz bir gün diagnostik (tanılama) laboratuvarımız olabilir” dedi.

Dünyanın hızlı bir şekilde genom projeleri üzerinde çalıştığını ve Türkiye’nin genom üzerinde çalışan ülkelerden biri olduğunu anımsatan Şahin, bu çalışmalar sonucunda bugün belki tedavisi mümkün görünmeyen birçok hastalığın tedavisinin geliştirilebileceğine işaret etti.

Bilgileri Analiz Edecek Bilim İnsanlarına İhtiyacımız Var

Biyolojik bilginin bilgisayar yardımı ile incelenmesi ve işlenmesi olan “Biyoinformatik” alanında çalışacak bilim insanlarına çok ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Fikrettin Şahin, “Türkiye’de de şu anda elde edilen bilgilerin analiz edilmesinde çalışan bilim insanlarında çok ciddi eksiklik var ve arayışlarımız devam ediyor” dedi.

Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Yeşil Biyoteknoloji yani tarımsal biyoteknoloji alanında ise genetiği değiştirilmiş mikroorganizmalarla üretilen ürünlerin gelecekte insan hayatına çok daha fazla gireceği öngörüsünü paylaştı.

Kimyasal Deterjandan Biyodeterjana

“Dünyada, günümüzde doğal olan mikroorganizmalardan enzim üretimi çok az. Tamamen GDO’lardan üretilen enzimler kullanılıyor” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Şahin, bu enzimlerin tarımda, endüstride ve deterjan sektöründe kullanıldığını vurguladı. Şahin şunları kaydetti: “Artık deterjan sektörü klasik kimyasal teknolojiden, kimyasal deterjandan biyodeterjana dönüşüyor. Enzimler şu anda katkı olarak kullanılıyor gelecekte ise bu teknoloji tamamen enzime dönebilir. Gelecekte tekstil sanayisinin her alanında enzimler kullanılmaya başlayacak. Enzim bugünün çok önemli bir alanı ama yarın daha sonraki yıllarda çok daha fazla ihtiyaç duyacağımız bir alan. O nedenle biz şu anda Türkiye’de, üniversite olarak da enzim üretimiyle ilgili pilot ölçekli bir üretim birimi kurduk.”

Probiyotikler Hastalıkların Tedavisinde Kullanılacak

Tarımsal biyoteknolojinin bir diğer alanı olan probiyotiklerin hastalıkların tedavisinde önemli bir yeri olduğunu ifade eden Fikrettin Şahin, Yeditepe Üniversitesi’nin bu alanda da yatırım yaptığını vurguladı.


Endüstriyel biyoteknolojide ise en önemli gelişmenin enzim teknolojisi olduğuna işaret eden Prof. Dr. Şahin, enerji, tekstil, yem, gıda ve ilaç sektörünün ihtiyacı olan enzimlerin artık büyük reaktörlerde üretilebildiğini anlattı.

Boğaziçi Üniversitesi doğaya ve insana zarar vermeyen pestisit geliştiriyor


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.