Horst P. Horst: Moda ve portre fotoğrafçılığının ışık ustası Türkiye’de

Moda ve portre fotoğrafçılığının “Işık Ustası” olarak bilinen Horst’un “Moda ve Portreler” başlıklı Türkiye’deki ilk kişisel sergisi ile Leica Gallery’de.

Doğuş Grubu’nun Leica Camera AG işbirliğiyle İstanbul’a taşıdığı Leica Gallery, moda ve portre fotoğrafçılığında Irving Penn ve Richard Avedon ile 20.yüzyılın öncü isimleri arasında yer alan “Işık Ustası” Horst’u ağırlıyor.

“Horst: Moda ve Portreler” başlıklı Türkiye’deki ilk kişisel sergisinin küratörlüğünü The Art Design Project Miami‘den Juan Carlos Arcila-Duque ve Leica Gallery‘den Yasemin Elçi üstlendi. Sergi, 13 Eylül – 24 Kasım tarihleri arasında Leica Gallery İstanbul’da sanatseverlerle buluşacak.


Sergide; Horst’un Yves Saint Laurent, Coco Chanel, Cy Twombly, Paloma Picasso, Marella Agnelli, Emilio Pucci, Elsa Peretti, Diane von Furstenberg portreleri, Classics ve Fashion in Color serileri sergileniyor.

İstanbul serisi

Salvador Dali, Coco Chanel, Elsa Schiaparelli gibi önemli sanatçı ve tasarımcılarla çalışan Horst’un, İstanbul serisinden oluşan fotoğrafları da Dünya’da ilk kez bu sergide görülecek.

1930’ların başında ustası Paris Vogue‘un baş fotoğrafçısı George Hoyningen-Huene yerine geçen Horst’un fotoğrafları kısa sürede Fransız, İngiliz ve Amerikan baskılarında yayımlanmaya başladı.

Gerçeküstü, etkileyici ve zamansız karelerin yaratıcısı Horst, 60 yıllık olağanüstü kariyerinde fotoğraflarıyla Vogue ve House and Garden dergilerinin sayfalarını süsledi.

Horst, moda fotoğraflarının dışında aktrislerden yazarlara, devlet başkanlarından kraliyet ailesine dek birçok ünlünün portresini de çekti.

Biyografi: Horst P. Horst

Horst Paul Albert Bohrmann, ya da moda dünyasında bilinen adıyla Horst P. Horst (1906-1999) gerçeküstü, etkileyici ve zamansız fotoğraf karelerinin yaratıcısı…

Biyografi: Horst P. Horst
Horst P. Horst – Yves Saint Laurent, Normandie (1983)

Irving Penn ve Richard Avedon ile birlikte moda ve portre fotoğrafçılığında, 20. yüzyılın öncü isimleri arasında sayılan Horst, ışığın, kompozisyonun ve atmosferik ilüzyonun ustası olarak anılıyor. 60 yıl boyunca, Vogue ve House & Garden gibi birçok derginin fotoğraflarının altında tek kelimelik ‘Horst’ imzası yer aldı. Çalışmalarını daha çok Paris ve New York’ta sürdüren fotoğrafçı, Almanya doğumlu. 1943 yılında Amerikan vatandaşlığına geçerek, Bohrmann soyadını Horst olarak değiştirmiş.

horst p horst

Vogue yılları Paris

Horst 1931 yılında Vogue dergisinde çalışmaya başladığında, Paris hala tartışmasız olarak dünyanın moda merkezi sayılıyordu. Moda dergilerini görselleştiren grafik ilüstrasyonların yerini artık fotoğraf almaya başlamıştı. Condé Montrose Nast, bütçesinin önemli bir kısmını görüntü çoğaltım kalitesini geliştirmeye adıyor; Vogue fotoğrafçılarının, yüksek görüntü kalitesi ve detay zenginliği sunan 10’e 8 inç boyutunda, büyük format çekim yapmalarında ısrar ediyordu.

Horst’un yaratımları aslında, fotoğrafçı ve model, sanat yönetmeni, moda editorü, stüdyo asistanları ve set teknisyenlerinin içinde olduğu ortaklaşa yürütülen bir sürecin sonucudur. Modellik mesleği 1930’larda hala emekleme aşamasındadır:

Sıcak stüdyo ışıkları karşısında poz veren modellerin çoğu, aktris ya da aristokrat olan, dergi ekibinin stil sahibi arkadaşlarından oluşuyordu. Horst 1930’ların başında ustası, Paris Vogue’un baş fotoğrafçısı George Hoyningen-Huene yerine geçer ve  kısa sürede fotoğrafları Fransız, İngiliz ve Amerikan baskılarında yayımlanmaya başlar.


Sürrealizm esinleri

Aynı dönemde, 1930’larda ortaya çıkan Sürrealizm sanat akımı, rüyalar ve bilinç altı yoluyla  dünyayı yorumlamanın yeni yollarını keşfediyor; sadece sanat dünyasını değil tasarım, moda, reklam,  tiyatro ve film alanlarını da etkiliyor ve dönüştürüyordu.

Horst’un fotoğrafları, dönemi ifade eden gizemli, tuhaf ve gerçek üstü unsurları,  klasik bir estetik içinde sunuyordu. Trompe l’oeil tekniğiyle, still life kareler çekiyor; arkadaşı Elsa Schiaparelli’nin gerçeküstü giysi tasarımlarını görüntülüyor ya da  kimi işlerinde Salvador Dalí ile çalışıyordu. Kadın bedenini gerçeküstücüler gibi yorumluyor; bedenini fragmanlara ayırıp baştan çıkarıcılığını öne çıkarıyordu.

Döneminin en ünlü fotoğrafı Mainbocher Corset (1939) gerçeküstücü tavrını en iyi örnekleyen işleri arasındadır. Fotoğraf çekildikten yıllarca sonra bile Main Bocher, Horst’un virtüözlüğüne hayranlığını belirtmek için ona şöyle yazmıştır:

“Sizin fotoğraflarınız düpedüz deha ürünü. Ruhumu okşuyor ve her biri kendi içinde mükemmel.”

Sahneden ve perdeden portreler

Horst, 1930’larda moda fotoğraflarının dışında aktrislerden yazarlara, devlet başkanlarından kraliyet ailesine dek birçok ünlünün portresini de çeker. “Salute to the Thirties” (1971) kitabında yazdığı gibi, artık Avrupa aristokrat sınıfı yerini Hollywood sinemasının ışıltılı yıldızlarına bırakmaya başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın ayak sesleri duyulurken, tiyatro ve sinema da popüler olmaya başlar.

Horst bu dönemde, yıldızı yükselen “sınıfsız” şöhretleri, hem köstümleriyle hem de doğal halleriyle görüntülüyordu. Theatre Royal sanatçılarından İngiliz şarkıcı Gertrude Lawrence, ilk portreler arasındadır. Horst’un fotoğrafladığı ilk Hollywood yıldızı ise  1932’de, Vogue’un kardeş dergisi Vanity Fair’de yer alan portresiyle Bette Davis olmuştur.

horst p horst

Horst’un Victoria&Albert Müzesi’nde sergilenen işleri arasında, onun Patterns from Nature  (1946) kitabında yayımladığı, New York’un Botanik Bahçesi’nde, New England, Meksika, Atlantik ve Pasifik kıyılarında yakın çekim ve siyah-beyaz  olarak çektiği, çiçek, deniz kabuğu ve doğal taş fotoğrafları da yer alıyor.

Bu kişisel projesinde, dönemin bitki fotoğrafçısı Karl Blossfeldt (1865–1932)’in fotoğraflarından ilham alan Horst, basit bitki formlarının Gotik mimarisini anımsatan ve çelik kaplıymış gibi görünen sanatsal  formlara dönüşmesinden çok etkilenmiştir.

Bu yaklaşım, 1920’leri ve 30’leri etkilemiş Otto Dix öncülüğünde başlayan Yeni Nesnellik akımının da bir uzantısıdır. Bu akımın uygulayıcıları, seçtikleri nesneye o kadar yakından bakar ki sonunda kendi gerçekliğinden kopuk, tümüyle yeni bir görüntü ortaya çıkar.

horst p horst

1930’lerde renkli fotoğraf tekniğinin gelişmesiyle birlikte Horst da hemen bu yeniliği görsel dağarcığına dahil eder ve Vogue’un en çarpıcı renkli fotoğraflarına imzasını atar. 1935 yılında, Vogue için çektiği sayısız kapağın ilkinde, Rus Prensesi Nadejda Sherbatow, kırmızı kadifeden ceketiyle görüntülenmiştir.

Horst’un orijinal renkli baskılarından bugüne kalan  çok az sayıda örnek bulunuyor. Renkli fotoğraf dergi sayfalarında yayımlanmak için dia olarak çekiliyor, fotoğrafın kağıda basılmasına gerek duyulmuyordu. Sergide yer alan renkli baskıların çoğu, Horst’un 1938 yılında Condé Nast için çektiği fotoğrafların yeni basımlarından oluşuyor.

Nü’lerdeki heykelsi estetik

1950’lerin başında Horst, o güne dek ürettiği işlerin dışında, fotoğraflar da üretti.  İlk kez 1953 yılında  Paris’te sergilenen, erkek bedenini görüntülediği çalışmalar, 1980’lerde  platin palladium baskı tekniğiyle yeniden üretildi.

Bu çalışmalar, Horst’un form anlayışını gösteriyor,  ışık ve gölgenin ifade gücünü, idealize edilmiş insan bedenini öne çıkarıyordu. Anıtsal görünümlü nü’ler, klasik heykelleri anımsatmaktadır.  Amerikan Vogue dergisinin sanat yönetmeni Mehemed Fehmy Agha (1929-78)’nın da söylediği gibi:


“Horst, insan bedenini kilden yontarmış gibi modelliyor ve kendi araçlarıyla dekoratif biçimlere dönüştürüyor. Modelin her duruşu önceden planlanmış, her çizgi kontrol altında ve resmin bütünlüğünün birer parçası… Önceden defalarca tekrarlandığı için, kimi duruşlar doğal ve kendiliğindenmiş gibi görünüyor. Voltaire’in tanrı için söylediği gibi…  Sanatçı tarafından keşfedilmiştir, belki de daha önce hiç var olmadığı için…” (Biyografi kaynak: kolektomani)

Operation Room Sanat Galerisi’nden yeni sergi: Değil-Orada Değil


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.