Pelvik ağrı, günümüzde kadınların “Kadın Hastalıkları ve Doğum” uzmanlarına başvuru sebepleri arasında ilk sıralarda yer almasına rağmen aslında bir çeşit damar hastalığıdır. Pelvik Konjesyon Sendromu nedir?
Pelvik Konjesyon nedenleri:
Gebelik, şişmanlık, hareketsizlik gibi çeşitli sebeplerle karın içinde bulunan ve kadın genital organlarının kanını toplayan toplardamarların varisleşmesi, hastalığın gelişimine sebep oluyor. Östrojenin, bu toplardamarlar üzerindeki olumsuz etkilerinin de hastalığın oluşumunda ve ilerlemesinde rolü mevcut.
Damar hastalıkları konusunda yurt içi ve yurt dışında önemli çalışmalara imza atan Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, bilinmeyen hastalık olarak adlandırılan Pelvik Konjesyon Sendromu ile ilgili şunların altını çiziyor:
Pelvik Konjesyon Sendromu belirtileri neler?
Hastalarda genelde nedeni başka sebeplerle açıklanamayan, menstrüel döngüden etkilenmeyen, cinsel ilişki ile şiddetlenebilen alt karın ve kasık ağrısı mevcuttur. Ağrı ile birlikte kasıklarda ve karnın alt kısımlarında dolgunluk hissi de görülmektedir.
Pelvik Konjesyona yakalanan kadınlarda, adet dönemi ağrıları, beklenenden ve normalden daha şiddetli olabilir. Hastaların bir kısmında genital bölgede, kasıklarda, uylukların iç yanında ve kasıklardan kalçalara doğru varisleşmiş damarlar dikkati çeker. Hastaların büyük bölümünde gebelik döneminde ortaya çıkmış varisler bulunmaktadır. Sık idrara çıkma, makat bölgesinde dolgunluk, idrarda kan görülmesi görülebilecek diğer şikâyetlerdendir.”
Pelvik Konjesyon Sendromu tedavisi
Hormon dengesini kuracak bir takım ilaçlar hastalığın ilerleme hızını azaltabilir ve bazen ilerlemeyi durdurabilirler. Bunun yanı sıra tanı sonrası kullanılacak tedavi yöntemi belirlenerek uygulama safhasına geçilmelidir.
Sevindirici olan ise bu hastalığın, son yıllardaki teknik ve teknolojik gelişmelerle birlikte katater aracılığı ile ameliyatsız tedavisinin mümkün olması.
Yılın her ayında yapılabilen, hastanede kalmayı gerektirmeyen ve gebe kalmayı engellemeyen bu ağrısız girişimler, sadece bir iğne deliğinden gerçekleştirilmekte ve işlem sonrasında iyileşme süreci oldukça kısa olmaktadır.