Cumhur ittifakı sona mı erdi? Bahçeli ve Erdoğan’dan ittifak açıklamaları

MHP lideri Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında başlayan af tartışması Cumhur ittifakının çatlamasına neden olmuştu. Bahçeli bugün yaptığı konuşmada, “Hiçbir ittifak bir tarafın yok sayılmasıyla ayakta kalamaz. Bundan böyle kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. Hiçbir ittifak diğer tarafın parmak sallamasıyla yaşamaz. Kronikleşmiş süreci uzatmanın alemi yok. Bundan böyle ittifak arayışımız yoktur” dedi. 

MHP ile AK Parti Cumhur ittifak sona mı erdi? Bahçeli ve Erdoğan açıklamalar
MHP ile AK Parti arasındaki ittifak sona mı erdi? Bahçeli ve Erdoğan’dan açıklamalar

Devlet Bahçeli: AK Parti ile ittifak arayışımız kalmadı, seçimde kendi yolumuzu çizeceğiz

Partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart 2019’da yapılması planlanan yerel seçimlerde AK Parti ile ittifak arayışlarının kalmadığını söyledi. Bahçeli, “Hiçbir ittifak bir tarafın reddedilmesiyle, yok sayılmasıyla ayakta kalamayacaktır. Hiçbir ittifak daha diğer tarafın dayatmasıyla, parmak sallamasıyla yaşamayacaktır. Hiçbir ittifak çatladı, çatlıyor ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını devam ettiremeyecektir. AK Partisi içinde ittifakı dinamitlemek isteyenler taklalar atabilirler” dedi.

Devlet Bahçeli, “Zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı olmayacaktır. Oyalanmaya, umutlarla oynamaya lüzum da yoktur. Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz” diye konuştu.


bahçeli ittifak

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“31 Mart 2019 seçimlerine kendi adaylarımızla, kendi amblemimizle katılıp her seçim bölgesinde demokratik mücadelemizi yapacağız.”

“TBMM ye sunduğumuz kanun teklifi bir af değil”

Konuşmasında MHP’nin TBMM’ye sunduğu af teklifine değinen Bahçeli, “TBMM ye sunduğumuz kanun teklifi bir af değildir. Toplam 7 maddeden oluşmaktadır. Kanun teklifimiz 3. Maddesindeki hangi suçların olduğu bellidir. Milletimize neyi söylediysek onu yerine getirme peşindeyiz. Vazgeçmek yok geri dönüş yok” dedi.

Cumhur İttifakını bitiren açıklama: Artık herhangi bir ittifak niyetimiz kalmamıştır

Oyun bozanlık yapmıyoruz, tekere çomak sokmuyoruz, pişmiş aşa su katmıyoruz.

Kendi göbek bağımızı kendimiz kesmeye hazırız. İttifak, yok sayılması, tez ve önermelerinin görmezden gelinmesiyle ayakta kalmayacaktır. Diğer tarafın üstten bakması, parmak sallamasıyla yaşamayacaktır. Pozisyon hatırlatması, çatladı-.atlıyor ihbarlarıyla, şartların kollanmasıyla varlığını idame ettiremeyecektir. Dürüstlük olmadan eşitler arası ilişki sürmeyecektir. Bazıları sevinç taklaları atabilirler. Tartışmalara son vermenin vakti yoktur. Bu kronik süreci uzatmanın alemi yoktur. Herhangi bir ittifak beklentimiz, arayışımız, niyetimiz artık kalmamıştır.

Biz başkasına benzemeyiz MHP’yiz. İşin tadı kaçtığından zoraki görüşmelerle bir yere varmanın imkanı yoktur. Oyalanmaya, milleti aldatmaya, umutlarla oynamaya lüzum yoktur. Kendi yolumuzu sadece kendimiz çizeceğiz. Yerel seçimlere kendi adaylarımızla, kendi amblemimizle katılıp Türkiye’nin her seçim bölgesinde demokratik mücadelemizi yapacağız.
Bizi buradan gönderecek henüz kundağa düşmemiştir.

Bizim kimsenin kökeni ve mezhebini öne çıkaran bir zihniyete sıcak bakmamız mümkün olmamıştır. Millet kavramı birleştirici ve bütünleştirici bir işlev görmüştür.

AK Parti’nin Andımız tepkisine Bahçeli’den çok sert cevap

Elbette Türküz, Türkçüyüz. Andımız Türk milletinin ruh kökünden doğmuş, gelecek kuşakları aynı heves ve hedef etrafında buluşturmayı esas almıştır. Danıştay, çözülme sürecinin kötü bir hatırasını söküp atmıştır.

Diyorlar ki, Danıştay anaysa ve yasalara karşı karar vermiştir. Bu nasıl bir şuur kaybıdır? Diyorlar ki, yargı denetimi idari eylem ve işlemin hukuka uygunluğuyla sınırlıdır. Neymiş Danıştay hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış. Bunların hepsi zırvadır, uydurmadır, temelsizdir. Papaz kararına ses çıkaramayanlar andımızın okunacağını duyunca ayağa kalkmışlardır. Bu tespiti yapanların milli kimlikten ne anladıkları şaibelidir.

Bize kırmızı çizgi hatırlatması yapan gafiller unutmasınlar ki, MHP’nin kırmızı çizgisi Türklüğün varlığı ve bekasıdır. Türkçülüğe karşı çıkıp Kürtçülüğü özendirenler kime ne anlatıyorlar. Biz doğarken varlığımızı Türk varlığına adadık. Atsız der ki, milliyetçilik milliyeti olmayanlar için faşizmdir. Eğer Türk olmanın bir bedeli varsa, eğer faturası olacaksa can feda olsun. Seve seve öder, sonuçlarına katlanırız.

Türklükle İslam’ı karşı karşıya getirmek vatana ve millete ihanettir.

2. Abdülhamit Oğuz soyudur. Türk’tür, Türk milletinin iftiharıdır. Gazi Atatürk Türk’tür. Türk milletinin gür ve güçlü kahraman sesidir. Türk milleti bu büyüklerimiz sayesinde var olmuştur.


Erdoğan’dan flaş ittifak açıklaması:

Erdoğan flaş ittifak açıklaması:

Türkiye siyasi işbirlikleri hususunda yeni bir döneme girdi. Bu işbirliği zemininin çok önemli katkısı olmuştur. MHP ile yeni yönetimin hayata geçirilmesi sürecinde son olarak 24 Haizran’da çok verimli bir ittifak sergiledik. Cumhur İttifakı adını verdiğimiz bu zemini hazırlayan milletimizdir. Milletimizin sesine kulak verdik ve samimi bir dayanışma içinde olduk. Yeni yönetim sisteminin inşası gibi temel konularda ittifak içinde olmak, iki partinin aynı çizigiyi takip etmesi beklenmiyor. AK Parti ve MHP iki ayrı partidir. Farklı düşündüğümüz konularda kendi yolumuzu takip ederiz.

MHP ile kimi hususlarda farklı düşündüğümüz görülüyor. Cumhur İttifakına verdiğmiz önem üzerine bu farklılıklara yapıcı bir dil ile ifade etmeye çalıştık. Kimseye kişisel olarak saygısızlık etmeyi aklımızdan geçirmeyiz. Esasen bizim siyaset tarzımızda böyle bir uslubun yeri yoktur.

“50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz?”

Af gündeme geldiğinde, bu işi tam manasıyla masaya yatırdık. Teklife sıcak bakmadığımızı çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştık. Burada temel bir ilke var. Temel ilke bir devlet kendisine karşı işlenen suçlara af yetkisine sahip olabilir ama kişilere karşı işlenen suçlara karşı devlet af yetkisine sahip değildir. Eğer adalet mülkün esasıysa o zaman biz bu mülkü ayakta tutmak için adil davranmaya mecburuz. Kalkıp da uyuşturucu baronlarıyla, torbacılık yapanları bir araya getirmek bunu anlamak da mümkün değil.

Biz devlet olarak baronlarla da torbacılarla da içenlerle de mücade ettik, etmeye devam ediyoruz. Hiçbir dönemde uyuşturucularla mücadelede bizim iktidarımız olduğu kadar yoğun bir mücadele verilmemiştir. En doğusundan güneydoğusuna kadar nerede ne gibi çalışmalar yapıldıysa hepsini topladık, gerekeni yaptık. 50 binin üzerinde uyuşturucu mahkumu var. Bunlara kader mahkumu diyebilir miyiz?

Ne demek aldatılmış? Öbür tarafta can alan katillere mi kader mahkumu diyeceğiz? Öbür tarafta hırsızlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Cezaevinden çıkarıyorsunuz daha fazlasını yapıyor, bunlara mı kader mahkumu diyeceğiz? Zanilere mi kader mahkumu diyeceğiz? Biz devlete karşı işlenen suçlarda devlet olarak yapılabilecek ne varsa gayret ederiz. Bir katili affettiğimiz zaman maktülün ailesine nasıl anlatacağız?

Emeklilite yaşa takılanlar için gerekenler söylenmiştir.

“Bizim tek andımız İstiklal Marşıdır”

Bizim kimseyi ne kurum ne isim olarak hedef almamız söz konusu değildir. Sosyal medyadaki kimi açıklamaların yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını düşünüyoru ve üzülüyorum.

Andımız geride bıraktığımızı sandığım bir konuydu. 2013’te bunu çözmüştük. Yetki aşımı yaparak maalesef bu düzenlemeyi iptal etmiştir. Türkiye’yi hak etmediği bir tartışmanın içine sürükleyen bu karar, eski hastalıkların yaşadığını gösteriyor. Tek parti CHP’si döneminde başlatılan uygulamayı hala sürdürmeyi çalışmak yanlıştır. Andın ilk halini Türk Ocaklarını kapatmasıyla, üniversitelerini perişan etmesiyle bilinen tıp doktoru Reşit Galip yazmıştır. Türkçe Ezan zulmünün de mimarıdır. Milletimizin en etkili andı İstiklal Marşıdır. Bunun dışına bir and tanıyoruz, tanımayacağız.

“Ben Türk’üm ama Türkçü değilim”

O başka bir şey, o başka bir şey. Irkçılık bizim dinimizde yasaklanmıştır. Her etnik unsur kendi etnik unsuruyla iftihar edebilir. Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapmak hakkı doğar. Asla bunu ırkçılık yapma boyutuna taşımayalım. Bunu yaptığınız anda ayrımcılık yapmış olursunuz. AK Parti olarak bu yanlışa düşmedik.

Türkiye Cumhuriyeti devleti 81 milyonun ortak devleti olduğuna göre, sembolik unsuların hepimizi kucaklaması gerekir. Rabiamız budur. Tek millet. Kökenine, bölgesine bakmaksızın 81 milyon vatandaşımızın tamamını ifade ediyoruz. Ayrımcılık yok. Tek bayrak. uğrunda dedelerimizin ve evlatlarımızın kan döktüğü istiklalimizin alameti farikasını olan değerini vurguluyoruz. Tek vatan derken, 780 bin kilometre vatan toprağının hepimize ait olduğunu söylüyoruz. Tek develt derken maziden atiye uzanan köprü üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti’nden başka devlet tanımadığımızı belirtiyoruz.

“Tek tipçi bir metin özentisinin çocuklarımıza her sabah okutulmasının yeri var mıdır?”

Anayasa Komisyonu Başkanımızın kökeni ve meşrebi üzerinden eleştirilmesinin kime ne faydası vardır? Ben ayrımcı değilim diyeceksin, Anayasa Komisyonu Başkanımız benim milletvekilim, bakanlık yapmış arkadaşımıza, bakanımıza hem hakaret, hem tehdit savuracaksın. Onun arkasında bizler varız. Bakanımıza yönelik bu tehdidi ve hakareti gerçekten bir genel başkana yakıştıramadım. Bu çok üzücüydü. Buna yol arkadaşımı feda edemem. Benim bu yol arkadaşımızın ırkçılıkla alakası yok. Kökeni Kürt olabilir ama kendisi bu millete hizmet etmenin şuurunda. Niye hedef saptırıyor, damgalama yapıyoruz.

“Madem ‘Biz yolumuza’ diyorlar, biz de ‘Herkes kendi yoluna’ deriz.”


Ülkeyi ve milleti sevmek çocuklarımızı buna uygun bilgi, beceriyle donatmakla olur. Biz 2053, 2071’i inşa etmek için ittifak kurduk. Bunun için artık bu tür meselelerdeki görüş farklılıklarının Cumhur İttifakı’na gölge düşürmesine izin vermemeliyiz. Biz bu ittifakın ruhuna zarar verecek hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Milletimizn emaneti olan Cumhur İttifakını günlük siyasetin üzerinde tutmak istedik. Gördük ki MHP farklı bir tercih yaptı. Madem ‘Biz yolumuza’ diyorlar, biz de ‘Herkes kendi yoluna’ deriz.

Bahçeli’den Erdoğan’a sert af yanıtı: Fuzuli bir demagoji


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.