Farmakogenetik ve nörogenetik: En pahalı tedavi, etkisiz tedavi!

Üsküdar Üniversitesi Farmakogenetik Laboratuvarı kurucusu merhum Prof. Dr. Tuncel Özden’i anmak amacıyla ikincisi bu yıl düzenlenen “İlaçtan Genetiğe” başlıklı Kişiye Özel Tedavi Paneli’nde Farmakogenetik ve Nörogenetik konuşuldu.

Farmakogenetik ve nörogenetik: En pahalı tedavi, etkisiz tedavi!

Farmakogenetik ve nörogenetik: En pahalı tedavi, etkisiz tedavi!

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 2009 yılında kurulan Farmakogenetik Laboratuvarının ülkemizde bir ilk olduğunu belirterek “Tedaviye dirençli hastalar için bu laboratuvarı kurduk. Bir insanı tedavisiz bırakmanın maliyeti daha pahalıdır. O nedenle en pahalı tedavi etkisiz tedavidir diyoruz. Bu nedenle biz ızdırap içinde tedavi arayan insanlara çare bulmak istiyoruz” dedi.


Tedaviye dirençli hastalar için kuruldu

Üsküdar Üniversitesi’nin 2015 G20 Toplantısına katılan tek üniversite olduğunu belirten ve Ar-Ge odağının beyin araştırmaları olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, Farmakogenetik Laboratuvarının kuruluş öyküsünü anlattı.

“2013 yılında Obama, Beyin İnisiyatifi Projesi başlattı. Orada şöyle söyledi: ‘Biz genetik bilimlere 1 yatırdık, 147 dolar kazandık. Şimdi de beyin araştırmalarına aynı şekilde yatırım yapacağız ve aynı sonuçları bekliyoruz.’

2015’te bunu 10 yıllık plana çevirdi. Bu çerçevede nörogenetik ve farmakogenetik ön plana çıktı. Bununla ilgili NASA’nın içerisinde bulunduğu büyük önemli çalışmalar var. Nöralnetwork’le genetik algoritmanın ve davranış bilimlerinin birleştiği bir dünyaya doğru gidiyoruz. Hatta bu yıl Davos’ta zihin kontrolü, yapay zeka konuşuldu. Üniversitemizin Ar-Ge odağı da bu çerçevede.

Farmakogenetik Laboratuvarını 2009 yılında şu gerekçelerle kurduk:

Tedaviye dirençli hastalarımız var. Bununla ilgili dünyada hangi yenilikler var diye araştırırken bilimsel referansı olan yeni çalışmalar, ilaç genetiği çalışmaları, farmakonenetik çalışmalar karşımıza çıktı. O dönemde Türkiye’de yoktu ve bu laboratuvarı kurmaya karar verdik.

Araştırma yaparken Tuncel Hoca’yı Ankara’da bulduk, laboratuvarda ilaç kan düzeyinin bakılmasıyla ilgili çalışıyordu. Daha sonra Selma Hanım, Uğur Hocam bir araya geldiler. Şu anda Ankara Tıp’ta psikiyatride ilaç kan düzeyi bakıldığını öğrendim, çok sevindim. Sadece bizde değil başka yerde de yapılması ve kabul görmesi çok güzel.”

En pahalı tedavi, etkisiz tedavidir

Bu alandaki yapılan çalışmalara kaynak aktarılmasının bazı çevrelerde gereksiz bulunduğunu ve eleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Tıpta bir söz vardır; en pahalı tedavi, etkisiz tedavidir diye. Bazıları niye bu kadar yatırım yapıyorsunuz diye soruyor. Ben onlara bu sözü hatırlatıyorum. Bir insanı tedavisiz bırakmanın maliyeti daha pahalıdır. Bu nedenle biz ızdırap içinde tedavi arayan insanlara çare bulmak istiyoruz. Zor olan bu, biz zor olana talip olduk. Dirençli psikiyatri hastalıklarının tedavisinde önemli olan bir yöntem. Bu nedenle bu yöntemin daha çok yaygınlaşması ve kabul görmesi bizim için önemlidir” dedi.

DNA pasaportunun kullanımı yaygınlaştırılmalı

Avrupa Farmakogenetik Derneği Başkanı ve Erasmus Üniversitesi Farmakogenetik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rohn Van Schaik;

“Günümüzde ve Gelecekte Farmakogenetik Testlerin Klinik Kullanımı” başlıklı sunumunda farmakogenetik çalışmaların ve kişiye özel tedavi yöntemlerinin önemine işaret etti. “DNA pasaportu” tanımını kullanan Prof. Dr. Schaik, bilim insanlarının DNA’nın ilaçlara olan tepkilerini araştırdığını belirterek şunları söyledi:

“Önemli olan bir şey olmadan önce öngörüde bulunup olmamasını sağlamak. Kişiye özel ilaçlar konusu çok önemli. Şöyle bir zaman gelecek mi dersiniz? Kişi eczaneye gidip DNA pasaportunu gösterecek ve karşılığında alması gereken ilacı, hangi dozda olması gerektiğine göre alacak. Hangi hastaların ilaçlara yan etkilerinin olabileceği bu sayede öğrenilebilecek.

Yan etkilerden dolayı ölenlerin sayısı ciddi oranda ve bunu azaltmak bu yöntemle mümkün. Herkesin aynı metabolik yapıda olduğunu düşünemeyiz. Bu farklılıklar insan ırkları arasında da mevcut ve etnik geçmişleri ile de alakalı. Hastanın genotipini biliyorsanız, çok doğru bir karar vermeye daha yakınsınız. Bu konuda oldukça bilgiye sahibiz.


Psikiyatride yan etkilerden dolayı ilaçlarını bırakanlar var. Psikiyatri, kardyoloji, onkoloji gibi birçok alanda faydalı. Türkiye’de de DNA pasaportunun tanıtılıp kullanımının genişletilmesi gerekir. Hastayı tedavi edeceksek, onlara en güvenli ilaçları sunmalıyız.”

Depresyon tedavisinde farmakogenetik çalışmaları anlattı

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Arıkan, aynı zamanda moderatörlüğünü yaptığı panelde “Farmakogenetik Klinik Avantajları” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

Depresyon tedavisi gören hastalarda farmakogenetik çalışmaların önemine işaret eden Arıkan, “Üsküdar Üniversitemizin veri tabanlı bir projesi var. Çok yakında hayata geçecek. O zaman bu tür çalışmalarda daha doyurucu bilgilere ulaşma ihtimalimiz olacak” dedi.

Prof. Dr. Uğur Atik: 3 yılda 45 bin analiz yapıldı

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Atik ise “Farmakogenetik Laboratuvarı İlaç Düzeyleri İzleme (TDM) Deneyimleri” başlıklı sunumunda” Farmakogenetik Laboratuvarının kuruluşundan bu güne kadar geçen süreçte yaşananları ve Prof. Dr. Tuncel Özden’in bu süreçte yaptığı çalışmaları özetledi.

Laboratuvarda 2015-2018 yılları arasında 45 bin 204 ilacın analizinin yapıldığını belirten Prof. Dr. Uğur Atik;

“NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile beraber yaklaşık 10 yıldır eşgüdümlü çalışan laboratuvarımızın verileri, bireyin genetik yapısına özel, akılcı ilaç kullanımı uygulamalarına yardımcı olmakta, sağlık ekonomisine katkı sağlamakta, hastalık merkezli tedaviden bireyselleştirilmiş tedaviye geçişte önemli mesafeler alınmasına aracı olmaktadır” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Korkut Ulucan;

“Güncel Farmakogenetik Uygulamalar; Üsküdar Üniversitesi Örneği” başlıklı sunumunda üniversitede bu alanda yapılan çalışmaları anlattı. Doç. Dr. Korkut Ulucan, 2015’ten bu yana 5-HTT (Serotonin Geri Alım Proteini) analizlerini laboratuvarlarında yaptıklarını belirterek “2015’te 24 analiz yaptık, 2016’da bu sayı 30’a çıktı. 2017’de ise 49’a ulaştı. Şu ana kadarki ortalama böyle giderse 70’leri bulabilir” dedi.

TDM, ilaç dozunu ayarlama imkanı veriyor

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi psikiyatri uzm. Doç. Dr. Gül Eryılmaz;

“Tedavisel ilaç kan düzeyi ölçümü” başlıklı sunumunda klinik örnekler verdi. Doç. Dr. Eryılmaz, terapötik ilaç kan düzeyi monitorizasyonunun farmakoterapiyi optimize etmek için en geçerli yol olduğunu belirterek TDM’nin klinisyene ilaç dozunu hastanın kişisel özelliklerine göre ayarlayabilmesi için imkan tanıdığını ifade etti.

İlaçtan Genetiğe paneli

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonunda düzenlenen “İlaçtan Genetiğe” başlıklı Kişiye Özel Tedavi Panele merhum Prof. Dr. Tuncel Özden’in eşi Seçkin Özden de katıldı.

Prof. Dr. Tuncel Özden’in anısını yaşatmak istiyoruz


Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, açılış konuşmasında hem Farmakogenetik Laboratuvarının kurucusu merhum Prof. Dr. Tuncel Özden’i anmak ve onun anısını yaşatmak hem de farmakogenetik alanındaki yenilikleri güncel hale getirmek ve yenilikleri takip etmeyi amaçladıklarını söyledi.

Teknoloji devleri ilaç sektörünü dönüştürecek!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.