“Havza Bir Su Hikayesi” The Circle’dan farkındalık yaratacak sergi

Avcı Architects ve işbirlikçilerinin öncülüğünde mimarlık, tasarım ve sanat odaklı bir platform olarak kurulan The Circle, 1 Kasım – 2 Aralık tarihleri arasında “Havza: Bir Su Hikayesi” sergisine ev sahipliği yapacak.

The Circle, 1 Kasım Perşembe günü saat 19:30’da “Havza: Bir Su Hikayesi” sergisinin açılışına ev sahipliği yapacak.

Profesör David Turnbull’un kurucusu olduğu, son on yıldır Doğu ve Batı Afrika’da etkin ve sürdürülebilir su toplama sistemleri inşa eden PITCHAfrica projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmalardan oluşan sergi 2 Aralık 2018 tarihine kadar The Circle’da ziyarete açık olacak.


Sergi, ayrıca su sorunu konusunda farkındalık yaratmaya ve ekolojik çözümler sunmaya yönelik olarak 2 Kasım 16.30’da İTÜ’nün akademik ortaklığı çerçevesinde, İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde düzenlenecek olan sempozyumla desteklenecek.

“Watershed / Havza” aynı zamanda Tasarım Bienali Paralel etkinliklerine dahil olarak ziyaretçilere açık olacak.

Mimari, tasarım ve sanat odaklı bir ortak çalışma ve işbirliği topluluğu olmanın yanı sıra bir sergi alanı, bir yaratıcı atölye, akademik bir araştırma platformu, müzik için bir mekan ve hayat ile iş pratiklerini bir araya getiren bütüncül bir çalışma alanı olarak tanımlanan The Circle, Eylül’de açılışını gerçekleştirdi.

Slovenyalı sanatçı Joni Zakonjšek’in “Kalp Olmak Ne Ola?” sergisinden sonra, 1 Kasım saat 19:30’da Profesör David Turnbull’un kurucusu olduğu, son on yıldır Doğu ve Batı Afrika’da etkin ve sürdürülebilir su toplama sistemleri inşa eden PITCHAfrica projesi kapsamında tasarlanmış modeller, çizimler, fotoğraf ve videolardan oluşan “Havza: Bir Su Hikayesi” sergisine ev sahipliği yapacak.

Sergi ayrıca Türkiye’de su sorunu üzerine çalışmalar yürüten bir sanatçı olan Sinem Dişli’nin yapacağı bir yerleştirme projesini de içerecek.

The Circle’da ziyaretçilerle buluşacak “Havza: Bir Su Hikayesi”sergisi, su sorunu konusunda farkındalık yaratmaya ve ekolojik çözümler sunmaya yönelik bir sempozyumla da desteklenecek.

2 Kasım Cuma günü İTÜ’nün ortak organizasyonu ile İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde gerçekleştirilecek olan sempozyum, 16:30’da David Turnbull’un konuşmasıyla başlayacak.

Ardından Selçuk Avcı ve Yüksel Demir (İTÜ) yönetiminde Aslıhan Demirtaş (Kadir Has Üniversitesi), Akgün İIhan (Boğaziçi Üniversitesi), Pınar Mengüç (Özyeğin Üniversitesi),Nevzat Sayın ve Zuhal Ulusoy (Bilgi Üniversitesi)’un yer alacağı bir panel ile tamamlanacak.

PITCHAfrica: Etkin ve Sürdürülebilir Su Toplama Sistemleri

Afrika’nın bütün kıta nüfusunun ihtiyaç duyduğu suyun 13 katı kadar yağmur alması ve aynı zamanda yaklaşık 400 milyon kişinin güvenli içme suyu erişimine sahip olmaması arasındaki dramatik ilişkiden yola çıkan Profesör David Turnbull kuruculuğundaki PITCHAfrica projesi, su kaynakları konusunda bilinç yaratarak kendine yeten “su toplama sistemleri” kurmayı ve Afrika’daki su kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmayı hedefliyor.

SU-BANKALARI adını verdikleri sistemi kullanarak su krizinin yaşandığı birçok bölgede su havzaları oluşturan PITCHAfrica, sadece Afrika’da değil, suya ihtiyaç duyulan her yerde okullar, stadyumlar gibi mimari yapıların bir SU-BANKASI’na dönüştürülebileceğine inanıyor ve tek bir coğrafyayla sınırlı olmayan, iyileştirici bir tasarlama-inşa etme biçimi olarak karşımıza çıkıyor.

Yeryüzündeki En Yeşil Okul

Kar amacı gütmeyen PITCHAfrica kapsamında, şu ana kadar birçok yenilikçi projeye imza atılmış, büyük ve küçük ölçekli mimari çözümler üretilmiş. PITCHAfrica’nın Kenya’da 2012’de The Zeitz Foundation işbirliğiyle kurduğu ilk SU-BANKASI Okulu, USGBC tarafından “Yeryüzündeki En Yeşil Okul” olarak tanımlanmış.

SU-BANKASI Okulları, Danimarka merkezli SUSTANIA tarafından dünyadaki en iyi 100 sürdürülebilir çözüm projesi arasında gösterilmiş ve 2013 Buckminster Fuller Challenge’da INTERFACE destek ödülünü kazanmış.

PITCHAfrica’nın ilk SUBANKASI Kampüsü, Londra Tasarım Müzesi tarafından “2015 Yılının En İyi Tasarımları” arasında seçilirken, bu proje kapsamında bir futbol stadyumu ve bir okul, yağmur suyu toplama merkezine dönüştürülmüş ve “Ekolojik Çevre Merkezi” kurulmuş.

PITCHAfrica kapsamında büyük çaplı projelerin yanı sıra, küçük yerleşim birimlerinde ve ev ölçeğinde de yağmur suyu toplama sistemleri inşa etmiş. Örneğin, bir paraşüte benzeyen ve “rain-chute” adı verilen kolay uygulanabilir yağmur suyu toplama sistemi gibi…

Proje kapsamında aynı zamanda su kaynaklarına erişimin önemi konusunda birçok yerde eğitim gerçekleştirilmiş.

1 Kasım’da The Circle’da açılışını gerçekleştirecek olan “Havza: Bir Su Hikayesi” sergisi, Fırat Nehri ve Mezopotamya etrafında doğa-insan ilişkisi ve bilhassa su kaynakları üzerine çalışmalar yürüten Sinem Dişli’nin yerleştirme işini de içeriyor.


Dişli, bu yerleştirmede geri dönüştürülmüş malzemeler ve atmosferi hatırlatan mavi ışıklar kullanarak, Urfa örneği üzerinden Türkiye’deki su kaynakları meselesine değiniyor.

Çalışma, insan müdahalesinin sonucu olarak yerin dönüşümünü ve bütünsel yaşamın döngüsel devinimlerini keşfederek, su kontrol sistemlerini çevreleyen konuları yansıtıyor.

Doğru ve sürdürülebilir çözümlerle her yerin bir “su havzası”na dönüştürülebileceğini gösteren bu sergi, su sorunu ve su hakkı üzerine düşünen mimar, tasarımcı ve akademisyenleri bir araya getirerek konuyu tartışmaya açmayı ve Türkiye’deki benzer çözümlere önayak olmayı amaçlıyor.

Sergi, Kumbaracı Yokuşu, Tercüman Çıkmazı’nda yer alan ve Avcı Architectsöncülüğünde Selçuk Avcı, Sanja Jurca Avcı, Markus Lehto, Eda Çarmıklı, Yüksel Demir, Kemal Seyhan, Nurgül Türker, Dilara Tekin Gezginti ve Yunus Tonkuş tarafından kurulanThe Circle’da 1 Kasım – 2 Aralık 2018 tarihleri arasında ziyarete açık kalacak.

David Turnbull kimdir?

Profesör David Turnbull, ekolojik ve toplumsal sorunlara mimari çözümler sunmaya odaklanan New Jersey merkezli ATOPIA Innovation’ın ve ATOPIA Research / PITCHAfrica’nın direktörlüğünü yürütüyor.

Turnbull ayrıca yaklaşık 30 yıldırmimarlık fakültelerinde profesör olarak görev yapıyor ve temelde tasarım sorunlarına odaklanıyor.

Akademik kariyerine 1989 yılında Londra’daki The Architectural Association’da başlayan Turnbull o zamandan bu yana Yale, Toronto, Colombia ve Bath gibi dünya çapındaki üniversitelerde görev aldı.

Şu anda New York’taki Cooper Union’da mimarlık bölümünde görev yapan Turnbull çeşitli kuruluş ve enstitülerde sürdürülebilir mimarlık ve yenilikçi tasarım konusunda çalışma ve faaliyetlerine devam ediyor.

The Circle Hakkında

“The Circle”, mimarlık ve tasarım odaklı bir ortak çalışma alanı, işbirliği, öğrenme ve öğretme topluluğudur.

Oluşum aynı zamanda sergi mekânı, işbirliği merkezi, etkinlik mekânı, üretim atölyesi, araştırma ve öğretim için akademik bir platform, müzik mekânı, yaşam ve iş ilişkileri için bütünsel bir uygulama alanı ve çok daha fazlası olma özelliğini taşıyor.

Felsefemiz samimiyet ve açıklık duygularından besleniyor. Bu felsefe aynı zamanda ortak çalışan kişilere hem kendilerini bireysel olarak daha iyi ifade edebilecekleri hem de bu topluluk üzerinden profesyonel ve özel hayatlarının potansiyelini geliştirebilecekleri bir platform sunarak, onları topluluğa davet etmemizin merkezinde yatan kapsayıcılık ilkesine dayanıyor.

Sadece mimarlığa değil, aynı zamanda mimarlığın özünde çok disiplinli bir sanat olduğunun farkında olarak kişisel ve profesyonel gelişime odaklanıyoruz.

Bu çok disiplini yapının içerisinde sadece teknik tasarım değil, aynı zamanda tüm bakış açılarımıza işleyen bir sürdürülebilirlik felsefesi de yer alıyor.

Esnek ve açık bir yapımız olduğundan farklı görüşlere açığız. Bu da yalnızca mimar olmanın ötesine geçerek kimliğimizi esnetmeyi mümkün kılıyor; çünkü biz sadece mimar değiliz.

Biz kendimizi daha çok düşüncenin ve etkileşimin tüm şartlarına ve etki alanlarına uyum sağlayabilen “Mekânsal Aktörler” olarak tanımlıyoruz.


The Circle, Avcı Architects öncülüğünde Selçuk Avcı, Sanja Jurca Avcı, Markus Lehto, Eda Çarmıklı, Yüksel Demir, Kemal Seyhan, Nurgül Türker, Dilara Tekin Gezginti ve Yunus Tonkuş tarafından kuruldu.

Etik Nedir tiyatro oyunu Şişli Blackout Sahnesi’nde


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.