İnternet üzerinden alınan zayıflama ilaçları, takviye ve ilaçlar, çaylar ve bitkisel karışımların zararına dikkat çeken uzmanlar, yaptıkları uyarılarla böbrek ve karaciğer hasarlarından, ölüme kadar varabilen sonuçlarının önüne geçmeyi amaçladıklarını belirtti.
İnternetten takviye, ilaç, bitkisel karışımlar, zayıflama çayları alırken dikkat!
İnternet üzerinden alınan zayıflama ilaçları, çaylar ve bitkisel karışımların zararına dikkat çeken PGED Başkan Yardımcısı Ecz. Ayfer Denizoğlu, Eczane dışında satılan tıbbi ürünlerin tehlikesi konusunda uyararak, “2016 yılı sonunda Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan veriler, ilaçta sahteciliğin boyutunu gözler önüne serdi. Verilere göre; 316 bin adet cinsel içerikli, 626 bin 755 adet zayıflama ürünleriyle ilgili ve 107 bin 577 adet beşeri olmak üzere toplamda 1 milyonu aşan sahte ve kaçak ilaç ele geçirildi.”
“Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nca (TİTCK) 2017 Eylül ayında yapılan denetimlerde ise, ilaç gibi lanse edilerek piyasaya sürülen 73 sahte-kaçak ürün tespit edildi. TİTCK, sahte-kaçak ürünler ile mücadele kapsamında, 2017 yılında bunların satış veya tanıtımını yapan 724 internet sitesini kapattı.”
“Sağlığa ilişkin her türlü ürün Sağlık Bakanlığı’nın onayından geçtikten sonra, aldığı eğitimlerle bu alanlarda uzmanlaşan, meslek etiği içerisinde önce danışanını düşünen eczacı danışmanlığında hastalara ulaştırılmalı ve bu ürünlerin satışı yalnızca eczanelerimizden gerçekleştirilmelidir.” dedi.
“Bütünleştirici eczacılık, geleceğin eczacılığıdır”
PGED Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Armağan Ener, eczanelerin herkesin kolay ulaşabildiği ve sağlığıyla ilgili en doğru bilgileri alabildiği en yakın sağlık merkezleri olduğunu belirtti.
Geleceğin eczacılığına “Bütünleştirici Eczacılık” adını verdiklerini söyleyen Ecz. Armağan Ener, “Sağlığı ilgilendiren ilaç, OTC, kişisel bakım, besin destekleri, medikal ve dermokozmetikleri de içine alan her konuda eczacı danışmanlığının ve eczanelerin olması gerektiğine inanıyor ve geleceğin eczacılığına “Bütünleştirici Eczacılık” adını veriyoruz.
Bütünleştirici Eczacılık, bugün yaşanan ve halk sağlığını tehdit eden, etik ilkelerden uzak yaklaşımları ortadan kaldırdığı gibi, önleyici ve sağlıklı yapıyı destekleyici adımlarıyla yaşama katkı sağlayacaktır” dedi.
“Dijital dünyada kişiye özel ilaçlar olacak”
Ecz. Armağan Ener, PGED’in eczacılığın, eczanelerin ve tüm sağlık sektörünün geleceği için eğitimsel, sosyal ve ekonomik projeler üretebilmeyi hedeflediğini dile getirdi.
Dijital bir devrim sürecinde olduklarını anlatan Ener, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dijital dünyada artık kendini izleyebilen bilgili hastalarımız olacak. 3D yazıcılar ile hazırlanan, hastanın genetik yapısına, fiziksel bulgularına ve kullandığı ilaçlar göz önüne alınarak kişiye özel ilaçlar kullanılacak.
Giyilebilir teknolojik ürünler ile teşhis ve özellikle medikal tedaviler kolaylaşacak ve hızlanacak. Geleceğin eczacılığına ‘Bütünleştirici eczacılık’ adını veriyoruz. Bütünleştirici eczacılık bugün yaşanan ve halk sağlığını tehdit eden, etik ilkelerden uzak yaklaşımları ortadan kaldırdığı gibi, önleyici ve sağlıklı yapıyı destekleyici adımlarıyla yaşama katkı sağlayacaktır.”
“Akılcı ilaç kullanımında eczacının rolü büyük”
Akılcı ilaç kullanımının önemine dikkat çeken PGED Başkan Yardımcısı Ecz. Mücahit Birik, hekim tarafından öncelikle hastaya doğru teşhisin konulması gerektiğini belirtti. Hekimin hastanın en son kullandığı veya kullanmakta olduğu ilaçları sorgulaması gerektiğini anlatan Birik, “Akılcı ilaç kullanım ilkeleri doğrultusunda eczacı, özel eğitim almış, ilacı hazırlama sanatını bilen ve ilaçları hastalar için sağlayan kişidir.”
“Hasta, hasta yakını, ilacın olası yan etkileri, besin ve ilaç etkileşimleri konusunda bilgilendirilmelidir. Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar, çocuklar, yaşlılar, böbrek ve karaciğer yetmezliği olanlar, ilaç alerji öyküsü olanlar, ilaç kullanımı konusunda daha dikkatli davranmalıdır. İlaçlar çocukların erişemeyeceği, görmeyeceği yerlerde ambalajında saklanmalıdır.” diye konuştu.
“Fermente gıdalarla antidepresan kullanmayın”
Besin ve ilaç etkileşiminde eczacının rolüne dikkat çeken PGED Genel Sekreteri Ecz. Özgül Karaoğlan ise, kişinin bir ilaç alırken eczacısından bilgi alması gerektiğini söyledi. Fermente edilmiş(sosis, sucuk, eski peynirler), incir, bakla, lahana turşusu gibi yiyeceklerle antidepresan ilaçlarının birlikte alınması hipertansiyona sebebiyet verebileceğini anlatan Karaoğlan, “Hasta hem antidepresan hem tansiyon ilacı kullanıyorsa bu yiyeceklerden sonra istenen etki görülmeyebilir ve sağlığını daha da tehlikeye atmış olur.”
“Kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaç kullananlar sarımsak, megadoz E vitamini (400ıu üstü), ginseng, ginkgo biloba kullanımı kanama riskini artıracağından birlikte kullanılmamalıdır. Demir ilaçlarıyla alınan süt ve sütlü ürünler demirin etkisini düşürür alınma zamanlarında araya birkaç saat konmalıdır.
Yeşil çay antioksidan, idrar söktürücü, yağ yakıcı etkisinden dolayı çok kullanılan bir bitkidir. Fakat kan sulandırıcılar, bazı antibiyotikler, bazı tansiyon ilaçlarıyla kullanımında ilaçların istenen iyileştirici etkisi düşebilir” uyarısında bulundu.
“Eşdeğer ilaç sağlıkta tasarruf sağlayacak”
Eşdeğer ilaç sorununa değinen Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Saymanı Ecz. Kazım Aykanat ise eşdeğer ilacın sağlık bütçesinde önemli tasarruflar sağlayacağını, patent süresinin dolmasıyla oluşan rekabet ortamında referans ilacın fiyatının da düşmesine neden olacağını, bu durumun üretici firmaları yeni ilaçlar keşfetmeye zorlayacağını, nispeten ucuz olmaları nedeniyle ilaca ulaşmayı kolaylaştırarak tedavi olanaklarını yaygın hale getireceğini ifade etti.
Aykanat, “Eşdeğer ilaç; güvenilir, etkin ve ekonomik ilaçtır. İlacın yarattığı etki, sağladığı fayda açısından baktığımızda orijinal ilaç ile eşdeğer ilaç arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Eşdeğer ilaçlar da diğer ilaçlarda olduğu gibi belirli aşamalar ve testlerden geçirilip ruhsatlandırılmakta ve halkın kullanımına sunulmaktadır.”
“Son yıllarda giderek artan sağlık harcamaları konusu tüm dünyada yaygın bir sorun haline gelmiştir. Bu maliyetlerin düşürülmesi için formüller arayan ülkelerde eşdeğer ilaçlar giderek önem kazanmaktadır.”
“Ülkenin sağlık kaynaklarının daha verimli kullanılabilmesi açısından “eşdeğer ilaç” konusunun hekimler, eczacılar, sağlık otoriteleri ve hastalar tarafından doğru anlaşılması eşdeğer ilaçlardan en etkin şekilde yararlanabilmek için temel gereksinimdir.
Bu bilincin toplum içinde yaygınlaşması ve ilgili uygulamaların yaşama geçirilmesi bakımından Eczacı tüm dünyada en önemli kaynak ve odak noktası olarak kabul edilmektedir.” diye belirtti.
“Dermokozmetik ürünler alırken dikkat”
Dermokozmetik ürünlerin cildi güzelleştirmenin yanı sıra tedavi edici bir etkiye sahip olduğunu belirten Ecz. Neylan Zırhlıoğlu, “Bu alanda Türkiye’de tek eğitimli meslek grubu eczacılardır. Bu tür ürünler mutlaka eczanelerden ve eczacı danışmanlarından alınmalıdır” dedi.
Dermokozmetik ürünlerin mutlaka bir eczacıya danışılarak alınması gerektiğine dikkat çeken Uluslararası Geleceğin E hali Yürütme Kurulu Üyesi Ecz. Neylan Zırhlıoğlu, “Kozmetik ürünler cildi güzelleştiren, dermokozmetik ürünler ise tedavi eden ya da tedaviye yardımcı ürünlerdir ve bunlar içlerinde aktif madde içerirler.”
“Dermokozmetik ürünler eczanelerden tüketicilere ulaştırılıyor ve içlerinde tedavi edici ürünler olduğu için bunların üretim aşamalarında zararsızlık, stabilite testleri yapılıp etken maddenin oranları ölçülüyor. Dolayısıyla bu ürünler mutlaka eczanelerden ve eczacı danışmanlarından alınmalıdır.”
“Hekimler de eczacılar da bu konuda öneride bulunabiliyor. Çünkü eczacılar olarak biz üniversitelerde fitoterapi, farmakognozi, kozmetoloji eğitimleri alıyoruz. Dolayısıyla biz bunlarla bir mesleki etkinliğe sahip oluyoruz. Eczacı bu konuda tavsiye gücü en yüksek meslek grubudur.” diye konuştu.
“Rafine gıdalardan kesinlikle uzak durulmalı”
Uluslararası Geleceğin E hali Yürütme Kurulu Üyesi Ecz. Selim Parlak da, şişmanlık ve beslenme ilişkisine dikkat çekti.
Parlak, “Yaşamsal fonksiyonlarımızın devamı için gerekli olan bazal enerjimizin ve harcadığımız enerjinin sürekli olarak üzerinde kalori alınırsa, düzenli olarak yaş alımına paralel olarak da kilo alınmaktadır.” dedi.
Sağlıklı bir yaşam için temel ihtiyaçların sağlıklı ve dengeli beslenmek, bol su tüketmek, sağlıklı uyku uyumak ve düzenli olarak egzersiz yapmak olarak sıralayan Parlak şöyle devam etti:
“Haftada en az üç gün düzenli egzersiz yapılması önerilmektedir. Günde en az yarım saat, spor kıyafetleri ile sağlıklı yaşam hedefiyle yürüyüşler yapılmalıdır. Buna düzenli vakit ayırılamıyorsa, hiç değilse arabaya, asansöre vb. bağımlı yaşamlardan kurtulmaya çalışılmalıdır.”
“Tüm canlıların yaşamlarının devamı için gereken; oksijen, besin ve sudur. Sağlıklı yaşam bu temel ihtiyaçların temini kadar denge, miktar ve kalitesine de bağlıdır. Beslenmemizden katı bir şekilde uzak tutmamız gereken besinlerin başında rafine gıdalar, özellikle rafine yani işlem görmüş, doğallığını yitirmiş, faydası kalmamış olan karbonhidratlar gelmektedir.”
“Bunlar da başlıca beyaz un, beyaz şeker ve tüm alkollerdir. Sağlıklı beslenme ile kast edilen aslında dengeli ve dönüşümlü beslenmedir. Beslenme bir alışkanlıktır. Beslenmeyi, ailesel, yöresel, kişisel, bilgi, görgü ve maddi etkileyen çok sayıda faktör vardır.”
“Sağlıklı yaşam için ya da hastalıklardan uzak olabilmek için beslenme önemlidir, o zaman halkımızın bu konuyu öğrenmesinde biz Eczacılara önemli bir görev daha düşmektedir. Bize danışan herkese ama öncelikle hastalarımıza, beslenmeleri ile ilgili bilgi vermemiz gerekir.”