Koç Üniversitesi, İsveç Başkonsolosluğu, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK) ve Engelli Kadın Derneği (ENGKAD) işbirliğiyle engelli bireylerin toplumsal hayata katılımı konusunda destek verdiği ‘Erişiyorsam Varım’ projesiyle farkındalığı artırmaya devam ediyor.
Koç Üniversitesi proje kapsamında, İsveç ve Türkiye’den engelli 22 bireyin portrelerinin yer aldığı “Erişiyorsam Varım” fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Koç Üniversitesi Rumeli Feneri Kampüsü’nde düzenlenen sergi, 3 Aralık tarihine kadar ziyaret edilebilecek.
Fotoğraf sergisiyle başlayan etkinlikler, 03 Aralık 2018 Dünya Engelliler Günü’nde Sevgi Gönül Kültür Merkezi’nde sahnelenecek “Farklı Bedenlerle Dans” gösterisiyle sona erecek. Halkın katılımına açık olan etkinlikler kapsamında 5 seminer, 4 atölye çalışması ve 4 film gösterimi de gerçekleştirilecek.
Etkinliklerle katılımcılar, öğrenciler ve akademisyenler “erişilebilirlik” konusunu farklı platformlarda tartışırken, “yeni” soruların, sorgulamaların ve yaklaşımların önünü açmaya ve toplumsal farkındalığa katkıda bulunacak.
Koç Üniversitesi, İsveç Başkonsolosluğu, Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK) ve Engelli Kadın Derneği (ENGKAD) ile birlikte yürüttüğü, engelli bireylerin binalar ve kamusal alana olduğu kadar toplumsal hayata katılımı konusunda da farkındalığı artırmayı amaçlayan “Erişiyorsam Varım” başlıklı fotoğraf projesine ev sahipliği yapacak.
Koç Üniversitesi Rumeli Feneri Kampüsü’nde düzenlenen proje kapsamında, İsveç ve Türkiye’den engelli bireylerin hayatlarını konu alan 22 portreden oluşan ‘Erişiyorsam Varım’ fotoğraf sergisinin yanı sıra “erişilebilirlik” teması çerçevesinde çeşitli atölye çalışmaları, seminerler, film ve dans gösterimleri gerçekleştirilecek.
Projenin ilk etkinliği olan “Erişiyorsam Varım” fotoğraf sergisinin tanıtımı için 24 Ekim 2018’de Koç Üniversitesi Rumelifeneri Kampüsü’nde açılış töreni düzenlendi.
Törene, İsveç Krallığı İstanbul Başkonsolosu Therese Hydén, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, Koç Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Medya ve Görsel Sanatlar (MAVA) Bölümü Öğretim Üyesi Laleper Aytek, Erişiyorsam Varım Projesi Eş Koordinatörleri İdil Seda Ak ve Sevgi Çiçek Hilton katıldı.
Açılışta konuşan Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan, üniversitelerin toplumun temel ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmaları gerektiğinin altını çizerek; erişilebilirlik üzerine konuşulması ve yeni bakış açıları kazandırılması için üretilen böyle projelerin her zaman destekçisi olduklarını söyledi.
Üniversite içinde 7 hafta boyunca devam edecek etkinliklerin toplumsal farkındalığın artmasına katkı yapacağından şüphesi olmadığını ifade eden Umran İnan, İsveç Başkonsolosluğu başta olmak üzere işbirliği yapılan tüm kurumlara teşekkür etti.
Serginin açılışında konuşan Koç Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Medya ve Görsel Sanatlar (MAVA) Bölümü Öğretim Üyesi Laleper Aytek, farklı engellere sahip bireylerin toplum içinde onurlu ve eşit bir yaşam hakkına sahip olmaları konusunda toplumsal farkındalığı artırmak hedefiyle yola çıktıklarını belirtti.
Laleper Aytek, şöyle konuştu: “Bugün dünyada 1 milyar engelli insan varsa ve engelliler dünyadaki en büyük azınlık grubunu oluşturuyorlarsa, bu engellerin farkına varılması ve sorgulanması hepimizin sorumluluğu.
“Hayatın her alanına tam, eşit ve onurlu katılım herkes için haktır” diyerek, başladığımız bu projeye ilk günden itibaren çok kişi destek oldu. Bu sergide İsveç ve Türkiye’den yer alan 22 farklı hayatın hikayelerine tanıklık ederek, her birinin toplum içinde eşit ve onurlu bir yaşama sahip olma taleplerinin neler olduğunu ve nasıl mücadeleler verdiklerini öğreneceğiz.
Fotoğraf sergimizle birlikte düzenlemekte olduğumuz yan etkinlikler ile de 7 hafta boyunca öğrencilerimiz ve tüm katılımcılar için farklı algıların, yeni sorgulamaların önünü açmayı ve hem bireysel hem de toplumsal farkındalığa katkıda bulunmayı hedefliyoruz.”
Törende konuşan İsveç Krallığı İstanbul Başkonsolosu Therese Hydén, üniversitelerin yeni nesillere eğitim imkanı sağlarken ülkenin ekonomik ve sosyal zenginliklerini de güvence altına alan önemli kurumlar olduğunun altını çizdi.
Sergi mekanının bir üniversite olması bu bakımdan kıymetli diyen Therese Hydén, “Bu nedenle üniversiteler engellilikten bağımsız ve herkese açık olmalı “dedi.
Sergide yer alan portrelerle ilgili de bilgi veren Therese Hydén, kişisel portreler, insan haklarının çerçevesini vurguluyor, ayrımcılık yapmamanın temel ilkelerinin nasıl sağlanabileceği ve desteklenebileceği konusunda farkındalık yaratıyor.
Bu portreler engellilikten bağımsız olarak, hepimizin yaşamlarımız hakkında beklentilerimiz ve hayallerimiz olduğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Farkındalık yaratmak ve engeller hakkında konuşmak çok önemli.
Aynı zamanda engelli kişilerin hayallerini ve beklentilerini, diğer herkes gibi elde edebilmelerini sağlamak için somut eylemler de atılmalı. Herkesin bir şehirdeki farklı yerlere ve binalara ulaşabilmesi, okullara ulaşabilmesi, üniversite eğitimi alabilmesi ve spor etkinliklerine katılabilmesinin sağlanması çok önemli” dedi.
Atölyeler farkındalığı artıracak
Proje kapsamında fotoğraf sergisinin yanı sıra dört atölye çalışması, beş seminer, dört film, bir dans gösterimi gerçekleştirilecek.
“Otizm Dostu Kampüs: Konfor Alanını Genişlet” başlıklı atölye çalışmasında katılımcıların görme, işitme, dokunma gibi duyusal algılarının iki uçtaki sınırlarına dair deneyim kazanmalarını sağlayarak, otizmli bir bireyin duyusal algılarına dair farkındalık ve iç görü geliştirilecek.
Yarım saatlik bu yürüyüşün ardından, gruplar tekrar bir araya gelerek, iç görülerini tartışacak ve bir otizm dostu kampüs haritası oluşturulacak. Diğer atölye çalışması olan “Yaşlı Bireyler için Tasarım: Bir Empati Deneyinde”, katılımcılar empati deneyi yöntemiyle yaşlıların hayatını kolaylaştıran günlük objeler için tasarım fırsatlarını belirleyecek.
“Erişilebilirlik ve Kapsayıcılık için İkon Tasarımı” atölyesi de katılımcıların erişilebilirlik kavramını ve gerekliliklerini anlamasını, erişilebilirlik ikonunun temsil eksikliklerini fark edebilmesini, ikonun kapsayıcılığı konusunda eleştirel bakış açısı geliştirebilmelerini ve bu adımların sonucunda alternatif tasarımlar üretilebilmesini amaçlıyor.
Dördüncü atölye çalışması olan “Sanal Gerçeklik ile Hikâye Anlatımı: Bütüncül Psikoz Deneyimi” başlıklı atölye ise katılımcıları sanal gerçeklikte hikâye anlatım evreniyle tanıştırmanın yanı sıra sanal gerçeklik ortamı üretimi hakkında giriş seviyesinde bilgi vererek psikozun deneyimlenmesine imkân sağlamayı ve iç görü tartışması yapmayı hedefliyor.
Seminerler ve film gösterimleri erişilebilirlik yaklaşımını ortaya koyacak
“Bağımsız Yaşam Hakkı Engelli Kişiler için Yeterince Bağımsız mı?”, “Engelleyici Ortam ve Teknoloji”, “Kampüs Erişilebilirliği”, “Sakatlık Çalışması Perspektifinden Erişilebilirliği Tartışmak” başlıklı seminerler zincirinin son ayağını da “DEPO: Akıl Hastanesi’nde Hayat belgesel filminin gösterimi üzerinden Ruh Sağlığı ve İnsan Hakları” konulu seminer oluşturacak.
“Seni Görüyorum”, “Özür Dilerim, “Sen Aydınlatırsın Geceyi”, “Kabile” adlı film gösterimleriyle devam edecek olan “Erişiyorsam Varım” projesinin son etkinliği, “Farklı Bedenlerle Dans” gösterisi olacak.
“Farklı Bedenlerle Dans” Türkiye’de alanında bir ilk ve aynı zamanda uluslararası platformlarda hareket araştırma metotları paylaşılan ve performanslarıyla ilgi gören bir sanat topluluğu. Topluluk farklı fiziksel özellikleri olan kişilerle, bedenin düşünsel, duyusal ve plastik yapısındaki çeşitliliğe, dönüşüme odaklanarak, çeşitli atölye ve gösterilerle çalışmalarına devam ediyor.
Koç Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı “Erişiyorsam Varım” projesiyle ilgili ayrıntılı bilgi ve etkinliklere kayıt için erisiyorsamvarim.ku.edu.tr adresi ziyaret edilebilir.
Koç Üniversitesi Hakkında
1993 yılında, en yetkin mezunları yetiştirmek, bilimin sınırlarını ilerletmek ve bu alanlarda ülkemize, insanlığa ve Türkiye’ye hizmet etmek misyonuyla kurulan Koç Üniversitesi, uluslararası düzeyde eğitim veren bir kurumdur.
22 lisans, 29 yüksek lisans ve 30 doktora programı bulunan Koç Üniversitesi’nde lisans programındaki öğrencilerin yüzde %36’sı burslu olarak eğitim görmektedir. Koç Üniversitesi’nde öğrenim gören 7.048 öğrenci bulunmaktadır.
Koç Üniversitesi’nin lisans ve yüksek lisans programlarından bugüne değin 14.000 öğrenci mezun olmuştur. Koç Üniversitesi, dünya standartlarında geniş laboratuvar, bilgi işlem ve araştırma olanaklarıyla, öğretim üyesi başına düşen bilimsel makale sayısında Türkiye’deki eğitim kurumlarının arasında en üst sıralarda yer almaktadır.
Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK) hakkında
2018 yılında 12. yılını kutlayan RUSİHAK, ruh sağlığı alanında toplumsal, hukuki ve kurumsal anlamda gerçekleşen hak ihlalleriyle mücadele eden bir sivil toplum örgütüdür.
Kurucuları, yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının büyük kısmı, ruh sağlığı sorunu yaşayan bireyler ya da yakınlarından oluşan RUSİHAK hak-temelli bir öz-savunu mücadelesi yürütmektedir.
Ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylerin ve yakınlarının toplumsal hayata eşit ve tam katılımını benimseyen RUSİHAK, başta BM Engelli Bireylerin Haklarına Dair Sözleşme (BM EHS) olmak üzere, uluslararası ve bölgesel sözleşmeler ve temel insan hakları prensipleri ışığında çalışmalarını sürdürmektedir.
Engelli Kadın Derneği (ENGKAD) hakkında
2011 yılında kurulan “Engelli Kadın Derneği” (ENGKAD), engelli kadınlar tarafından kurulmuş ve yine engelli kadınların hakları için faaliyet gösteren hak temelli bir sivil toplum örgütüdür. Merkezi Ankara’da olan derneğin üyelik sistemi engelli ve engelsiz tüm kadınlara açıktır.
Kurulduğu günden itibaren ENGKAD; engelli kadınları ayrımcılık, engelli hakları, toplumsal cinsiyet, kadına karşı şiddet ve şiddet önleme/korunma mekanizmaları hakkında bilgilendiren projeler yapmaktadır.
Şu ana kadar 12 farklı ilde yürütülen seminerlerde ENGKAD ekibi, farklı engel gruplarından kadınlara ulaşarak engelli kadınları hakları konusunda bilgilendirmiş, kendi hakları için öz-savunuculuk yapmaları yönünde kadınları teşvik etmiş ve desteklemiştir.
Yanı sıra ENGKAD halen, engelli kadına yönelik şiddet ile ilgili bir izleme ve raporlama çalışması yürütmekte, bu konuda BM ve AB mekanizmalarına doğrudan raporlamalar yapmaktadır.
İsveç Başkonsolosluğu
İsveç, Türkiye’de, Ankara’daki Büyükelçiliği ve İstanbul’daki Başkonsolosluğu ile temsil edilmektedir. İsveç’in ayrıca İzmir, Antalya, Alanya, Mersin ve Kulu’da fahri konsoloslukları bulunmaktadır. Bugün İsveç Başkonsolosluğu olarak kullanılan saray Osmanlı döneminde Büyükelçilik olarak hizmet vermekteydi.
İstanbul’daki bu temsilcilik, İsveç’in dünyadaki en eski yurt dışı temsilciliği olma özelliğini taşımaktadır. İsveç Başkonsolosluğu uzun yıllardır hem kalkınma desteği anlamında hem de kültür alanlarında Türkiye’den kurumlar ile işbirliği yapmaktadır.
2013 yılından itibaren konsolosluk bünyesinde bir Kültür Ataşeliği açılmış olup bugüne kadar AccessAbility’e benzer ve daha farklı alanlarda birçok kültür etkinliğine imza atılmıştır.