Makam aracı saltanatında dünya rekoru Türkiye’nin!

Dünyanın en büyük araba üreticisi ülkelerinden Japonya’da, devletin elindeki makam aracı sayısının bin, Fransa’nın 2 bin, Almanya’nın 11 bin, İtalya’nın 29 bin, Türkiye’nin ise 158 bin adet kamuya ait kara taşıtı, makam aracı sayısıyla dünya liderliğini bu alanda da elinden bırakmadığı ortaya çıktı.

makam aracı

2013 yılından itibaren devlete ait makam aracı, kamu taşıtı, lojman ve sosyal tesis konusunda resmi verilerin yayınlanmadığını; 2013 yılı rakamlarıyla: Türkiye’de kiralama usulü hariç devlete ait 193 bin 425 adet otomobil, minibüs ve otobüs gibi resmi araç bulunduğunu kaydeden DESAM Ar-ge birimine göre;

Kamu araçlarının yalnızca yakıt masrafı 1 milyar dolara yaklaşıyor!

Partiler, sendikalar ve meslek örgütleri vb. kurumlar hariç 2013 rakamlarına göre; belediyeler, üniversiteler ve özel bütçeli kurumlar dâhil devlete ait tam 158 bin kara taşıtı var. 158 bin taşıtın dışında devletin kiraladığı araçlarda göz önüne alındığında Türkiye savurganlık ve israf anlamında milli geliri 30 bin dolar seviyesinde olan dünyanın en zengin ülkelerini bile fersah fersah geride bırakıyor.


Devlet, 158 bin aracı satın almak için bütçeden milyarlarca dolar harcadığı gibi, bu araçların yalnızca bakım, onarımı için yılda 100 milyon dolar dolayında masraf yapıyor. Makam ve hizmete tahsisli 158 bin aracı kullanan şoförlerin, tamir, bakım, kayıt ve takip personelinin milyarlarca TL’yi bulan maaşlarını karşılayan devlete bu araçların yalnızca yıllık yakıt masrafı 1 milyar dolara yaklaşıyor. Devlet araç kiralamalarına yalnızca 2012 yılında 200 milyon dolar civarında para ödenmiş durumda.

Türkiye Japonya, Almanya gibi otomobil üreten en zengin ülkelerin dahi önünde!

Türkiye resmi araç sayısıyla dünyanın en zengin ve gelişmiş ülkelerini açık ara solluyor. Bu lüks araçların çoğu da hizmet yerine makam aracı olarak kullanılıyor. Böylesi büyük bir israfa neden olan makam araçları yetmiyor olacak ki devlet binlerce araç kiralama yoluna gidiyor.

Gelişmiş ülkelerde hizmet özelliği gereği Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, bakan, kuvvet komutanları, vali gibi hizmete özel makamlara özel araç tahsis edilirken Türkiye’de müdür, amir unvanını almış hemen herkese makam aracı ve lojman tahsis ediliyor.

Kiralık lüks makam aracı modası tam gaz devam ediyor!

Bu araçların şoför, akaryakıt, yağ, bakım, yıpranma gibi giderleri göz önüne alındığında Türkiye’nin astronomik bir israfın içinde yüzdüğü ortadadır. Üstelik Türkiye son yıllarda üst düzey yöneticiler için lüks araç kiralama gibi sapkın bir müsriflik modası başlatmıştır.

Bizden fazla nüfusa sahip olan Almanya 11 bin adet resmi araçla kamu hizmetlerini en kaliteli bir şekilde karşılayabiliyor ama Türkiye 193 bin araç yetmiyormuş gibi bir de binlerce lüks ve şatafatlı makam aracı kiralama yoluna gidiyor.

Örneğin bir kamu kuruluşumuz BMW 760 i Long tipi araçlardan yalnızca bir tanesini aylık 7 bin 600 Euro kira ile üç yıllığına kiralamıştır. Bir başka kamu kurumu ise başkanına 5 milyon TL değerinde Mercedes marka bir makam aracı satın almıştır.

81 milyon vatandaşın vergisiyle sefa sürüp, saltanat yaşanıyor!

makam araçları

Ekonomik kriz ve sıkıntılarla mücadele eden Türkiye’nin Ekim ayı itibariyle tasarruf önlemleri kapsamında kamu araç sayısında azaltmaya gitmeyi planlaması gerektiğini ve ivedilikle kati bir planlama başlatması lazım geldiğini kaydeden DESAM Başkanı Gürkan Avcı, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm yetkili ve sorumlulara seslenerek şunları söyledi;


Elleri koynunda boş gözlerle ufuklara dalan milyonlarca işsizin, batan esnafın, aç ve yoksulun, engellilerin, kimsesiz kadınlarımızın, yetim ve öksüzlerin, işten atılan gençlerimizin, sahipsiz çocuklarımızın hak, hukuk ve istikbalinden kısılarak alınan yüzbinlerce makam araçlarında, lojman ve sosyal tesislerde torpil ve iltimas ile birilerinin sefa sürmesine, saltanat yaşamasına 81 milyon vatandaşımızın gönlü razı değildir.

Cumhurbakanı Erdoğan’a çağrı!

Devlette bu tip israf ve saltanatların haddi hesabı yoktur. Bu nedenle araç ve lojman israfına bizzat Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın katiyetle noktayı koymasını umuyoruz. Lojman ve makam aracı israf ve şatafatında şirazesinden çıkan devlet yöneticilerinin aklını başına alması, kendilerine çeki düzen vermesi ancak ve ancak Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın ikaz ve tehdidiyle ancak mümkün olabilir düzeye varmıştır.

Devletin makam aracı alımı, kiralaması, yakıt, bakım, onarım harcamaları ve kullanımı için şoför ve personel masrafları gibi müsrif politikalara dur demesi gerekmektedir.

Bu araçların giderleri vatandaşın verdiği vergilerle karşılanıyor. Her lojmanın bakım ve onarımı, her aracın benzin ve tamir masrafı tek tek 81 milyon vatandaşın cebinden çıkıyor. Bu garip ve yoksul milletin parasını israf etmeye ve hovardaca sefa sürmeye kimsenin hakkı yoktur.

Türkiye ekonomik kuşatma altında, ama…

Ekonomik kuşatma operasyonuna karşı altınını, dövizini bozdurarak ülkesine sahip çıkmaya çalışan yoksul, garip ama vakur bu milletin vergisiyle ve aciliyetle kemer sıkma kararı alan devletin bütçesini hovardaca harcayan, sefa süren aymaz yöneticiler hesap vermeli dahası cezalandırılmalıdır.

Milli ve yerli arabasını henüz dahi yapamayan ve yapmak için adeta milli bir seferberlik başlatan Türkiye, Dünyanın en büyük otomobil üreticisi ülkelerini 10’a 20’ye katlar derecelerde lüks makam aracı sevdasına tutulmuştur.

Dünyanın en pahalı benzinini kullanırken dahi kamunun her alanında makam sahiplerinin milyon liralık makam araçları kullanmaları vahim bir israftan başka bir şey değildir. Bazı devlet kurumları devleti zarara sokmamak için kiralama yoluna gidiyoruz diyorlar.


Fakat öncelikle araç kiralanan firmaların kime ait olduğu araştırılması gerektiği gibi kiralanan araçların neredeyse bir senelik kiralama bedeli aracın satın alma bedeline denk geliyor.

Şeker-İş Sendikası Başkanı 1 milyon TL’ye Audi aldı


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.