Hemen hemen hepimizin bildiği “magic mushroom” yani sihirli mantarların birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı ve olumlu sonuçlar alındığı bir gerçek. Özellikle ağır depresyon ve kanser tedavilerinde kullanılan bu sihirli sebze, eğer piyasaya sürülmesi gereken doğru miktarı belirlenirse ve diğer hukuki sorunları çözülürse yakında dünyanın birçok yerinde yasallaşacak.
Bu mantarlardaki “sihir” kontrol altında tutulamıyor!
Sihirli mantarlara bu ismi kazandıran kimyasal, insan vücudunda kontrol altında tutulamıyor. Aslına bakarsanız yasak olmasındaki tek mantıklı ve haklı gerekçesi de bu. Çünkü Psilocybin isimli bu kimyasal hayal gördürüyor.
Aynı zamanda beyin hücrelerine etki ederek belli bir süreliğine uyuşmalara sebep oluyor. Böylece beyin bu süre zarfında sonrasında hatırlamayacağı bilinç dışı eylemler yapabiliyor. Hal böyle olunca da sağı solu belli olmayan türümüz için bu sihirli mantarlar büyük tehlike işgal ediyor ve bu tehlikenin büyüklüğü kontrol edilemiyor…
Antik çağlarda ilaç olarak kullanılıyormuş
Aslında bu mantarların kullanımının binlerce yıl öncesine dayanan bir geçmişi var. Sihirli mantar (kanunlar tarafından kontrol altına alınmadan önce) antik medeniyetlerin olmazsa olmaz “ilaçlarından” birisiymiş. Antik çağlarda doğanın iyileştirici gücüne inanan medeniyetler için bu mantarlar “sihirli bir iyileştirici güce” sahip olduklarından isimlerini de buradan almışlar. İnsan vücudundaki etkileri sebebiyle bu ismi aldıkları düşünülse de gerçek çok daha eskilere dayanır.
Sihirli mantar etken maddesinin yapısı mutluluk hormonuna benziyor
Yukarıda bahsi geçen Psilocybin kimyasalı sihirli mantar yapısını oluşturuyor. Bu hormon, beyni kaba tabiriyle bulandırarak sizi bambaşka birine çeviriyor. Daha meraklı, yaratıcı, duygusal açıdan daha hassas; normalde öyle değilseniz daha korkak, kafası karışık, endişeli birine dönüşmenizi sağlıyor.
Sihirli mantar etkileri neler?
Etkisi birkaç saat içerisinde geçen bu durumların yanı sıra baş dönmesi, mide bulantısı, ışığa ve seslere karşı aşırı duyarlılık, uyku hali, göz bebeklerinde büyüme gibi mekanik değişikliklere de sebep oluyor. Anlayacağınız birkaç saatliğine bambaşka kafalar yaşayabiliyorsunuz…
Tabi bu durum insana inanılmaz cezbedici ve denenmesi gereken bir tecrübeymiş gibi görünüyor. Çoğu kullanıcı sihirli mantarların “müthiş kafa yaptığını” söylese de aslına bakarsanız çok fazla seratonin hormonuna maruz kalmaktan pekte bir farkı yok. Fazla seratonine maruz kalmak ve sihirli mantar tüketmek benzer etkilere sebep oluyor. İkisi de beynin saykodelik eylemleri gerçekleştiren bölgesini resetliyor.
Daha basit anlatacak olursam, üzgün olduğunuzda çikolataya saldırmanızın sebebi çikolatanın size kendinizi daha iyi hissettirmesiydi değil mi? Çikolata seratonin salgılamanızı sağlayarak beyninize kendini resetlemesi emrini veriyor; böylece aslında kendinizi daha iyi değil, yeniden (canınızı sıkan şeyi yaşamadan önceki haliniz) eskisi gibi hissediyorsunuz.
Sihirli mantarların da depresyon tedavisinde kullanılması prensibi tam olarak buna dayanıyor. Hastalar kendilerini sihirli mantar sayesinde 5 hafta boyunca “yeniden doğmuş” gibi hissettiklerini; saykodelik belirtileri (kafanın içindeki sesler, görüntüler gibi) yaşamadıklarını iddia ediyorlar.
Yasallaşması tehlikeli mi?
Kullandığımız tüm ilaçların belli sınıfları vardır. Bu sınıflar ilaçların yapısına ve kullanım sonuçlarına göre belirlenirler. Sihirli mantar da ilaç olarak kullanılabilirse, 4. Sınıf ilaçlar arasında yer alacaklar.
Yani “düşük kötüye kullanım potansiyeli ve düşük bağımlılık yaratan ilaçlar” sınıfı. Peki bu ne demek oluyor ? LSD ve MDMA gibi çok tehlikeli kimyasalların yanı sıra sihirli mantar çok daha düşük riskler oluşturuyor. LSD’nin birkaç mililitresi bile saniyeler içinde ölümünüze sebep olurken sihirli mantar öyle değil.
Mantarların ilaç olarak tavsiye edilen dozda kullanılması halinde uyku haplarından farksız olacakları öngörülüyor. Bu da demek oluyor ki, klinik olarak bir doz sihirli mantar ölümcül dozda sihirli mantarın yalnızca 1000’de 1…
Sihirli mantar konusunda klinik çalışmalar
Bu dozda kullanılan sihirli mantarın; endişe, kaygı, korku gibi psikolojik sorunları giderebileceği öngörülüyor. Klinik araştırmaların gösterdiği en önemli sonuç ise, bu uygun dozda alınan mantarın bağımlılık belirtilerinden hiçbirini göstermemesi.
Doğrusunu isterseniz bu kadar güçlü ve etkili bir kimyasalın doğru dozunun bulunması bir mucize! Eğer çalışmalar yeterince doğru ve tutarlı sonuçlara ulaşırsa, sihirli mantar bağımlılığa sebep olmadan, insanlara yoksunluk duygusu hissettirmeden kullanılabilecek demektir.
Tıbbi amacın dışına çıkma riski
Sihirli mantar ile ilgili en önemli kısım ise, zarar verme tehlikesi. Eğlence amaçlı kullanıldığı durumlara oranla tıbbi amaçlarla kullanıldığından daha düşük olması. Fakat tamamen zararsız olmadığından da emin olunmalı. Buna rağmen hem yasal hem de yasadışı ilaçlara nazaran, farklı ülkelerde düzenlenmiş farklı çalışmalara göre bunların arasında en zararsız olanı yine de kendileri.
Türkiye’de nasıl olur?
Bildiğimiz üzere şu anda Türkiye’de herhangi bir uyuşturucunun kullanılmasına dair yasal bir izin yok. Bu da akla “Türkiye’de yasal olsaydı ne olurdu acaba?” sorusunu getiriyor. Muhtemelen eskisi kadar cazip gelmeyecektir… Ya da belki Hollanda’nın yaptığı gibi vergi koyup kullanımı şuan olduğundan bile aza indirebilirler…
Biliyorsunuz ki yasakların inanılmaz cazip geldiği bir ülkede yaşıyoruz. Böyle olunca da ilaç olarak bile kullanılıyor olması ülkenin gündemine bomba gibi düşecektir. Etrafta saykodelik olduğunu kanıtlamaya çalışanlar; hatta ilaca erişmenizi sağlayacak sahte raporları verecek insanlar bile olabilir… Tüm bunları düşününce “oh iyi ki bizde yasal değil” diyoruz…
Dünyanın belli ülkelerinde yasal olan bir maddenin bir gün her yerinde yasal olacağı düşüncesi yetkililerin sıcak baktığı bir şey değil şuan için. Bu mantarların kontrollü bir şekilde raflarda satılan ilaçlar haline gelmesi için hem ülkemizin hem de tüm dünyanın aşması gereken daha birçok bürokratik engel var.
Eğer bir gün başta sihirli mantar ve LSD gibi kimyasalların önündeki büyük bürokrasiler kalkarsa, dünya 1960’lı yıllarına geri dönebilir. Yani, dünya tarihinin en aktif sinirbilim ve beyin çalışma prensibi araştırmalarının sihirli mantarlar ve LSD ile yapıldığı dönemlere… Çünkü o dönemlerde yaşamış ve çalışmalarını bu kimyasalları kullanarak gerçekleştirmiş bilim insanları sayesinde bugün aktardığım bilgilere sahibiz…
Bu yasakların ortadan kalmasıyla, 1970’lerden itibaren getirilen kısıtlamalar sebebiyle başarısızlığa devlet eliyle uğratılmış ve önü kapatılmış projelerin önü tekrar açılabilir. Böylece insan beyni, hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi setimiz %3’ten fazla olabilir…
Yasal Uyarı: Uyuşturucu madde kullanmak veya bulundurmak Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Uyuşturucu kullanmak tehlikeli ve sağlığa zararlıdır. Madde bağımlılığı konusunda profesyonel destek almak için Sağlık Bakanlığı’nın ALO191 Uyuşturucu ile Mücadele, Danışma ve Destek Hattı‘na başvurabilirsiniz.
