Moody’s: Türkiye ekonomisi muhtemelen resesyona girdi

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye ekonomisinin büyük bir ihtimalle resesyona girdiğini belirtti. Kurum, Türkiye’nin 2019 ortasına kadar her çeyrekte daralmasını bekliyor.

Moodys: Türkiye ekonomisi muhtemelen resesyon girdi

Küresel Makro Görünüm: 2019-2020 başlıklı raporunda Türkiye’nin dış şoklara karşı duyarlı kalmayı sürdürdüğünü belirten Moody’s’e göre; Türkiye ve Arjantin ekonomileri gelecek çeyreklerde “sert küçülme” gerçekleştirebilir.

Kredi derecelendirme kuruluşu, Türkiye ve Arjantin ekonomilerinin küçülmesiyle Çin’in yavaşlamasının 2019’da G-20 gelişen piyasalar büyümesini aşağı çekmesini bekliyor.


Resesyon nedir?

Resesyon, kelime anlamı olarak “durgunluk” olarak tanımlanmaktadır. Bir kaç aydan daha uzun süren ekonomi genelinde belirgin bir düşüşü temsil eder.

Başka bir deyişle ülke ekonomisinde ki büyüme hızının, nüfus artış hızından daha düşük olması sebebiyle kişi başına düşen milli gelirin yerinde saymasıdır.

Makro ekonomik tüm göstergeler; Endüstriyel üretim, istihdam, reel gelir, toptan ve perakende ticaret verileri de bu ölçümlemenin içerisindedir.

Türkiye ekonomisi yıllara göre büyüme oranları:

Yıl Büyüme (%)
2002 6,2
2003 5,3
2004 9,4
2005 8,4
2006 6,9
2007 4,7
2008 0,7
2009 -4,8
2010 9,2
2011 8,5
2012 2,1
2013 4,1
2014 2,9
2015 4. 0
2016 2,9
2017 7,4

Teknik göstergelerin bir resesyonu işaret etmesi için birbirini takip eden iki çeyreklik dönemde negatif bir ekonomik büyüme göstermesi, bazı ekonomistlere göre ise bir ülke tarafından ölçülen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) izlenmesi yeterlidir. Bunun için Ekonomik Araştırmalarda bulunan Derecelendirme Kuruluşlarının bu verileri teyit etmesi gerekmeyecektir. Ancak genel anlamda tüm dünya ülkelerine zor durumlarda finansman sağlayan IMF’e göre bu göstergeleri ölçümlerken minimum bir zaman aralığı yoktur.


IMF’ye göre sırasıyla 1975-1982-1991 ve 2009 yıllarında dünyada dört küresel resesyon yaşanmıştır. 2009 yılında yaşanan bu son durgunluk daha önce yaşanan resesyonlardan daha etkili ve uzun süreli olmuştur. 2010 yılından itibaren yavaş olsa da dünya ekonomileri bir toparlanma sürecine girmiştir.

Daha önce yapılan başka bir araştırmaya göre de ülkelerin resesyona girmesi çok sık görülmese de 1960 ile 2007 yılları arasında 21 gelişmiş ekonomide 122 resesyon görüldüğü gözlemlenmiştir.

Resesyon ülke  ekonomilerinin karşılaşabileceği genel bir durumdur. Ancak Dünya genelinde yaşanacak kısa vadeli krizler bir durgunluk – resesyon başlangıcını tetikleyebilir. Ve bu etki geçmişe baktığımızda sıkça görülmüş bir durumdur. Küresel resesyon 2008-2009 yılları arasında neredeyse tüm ülkeler genelinde yaşandı.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genel anlamda bu durumdan etkilenmemek için bir takım önlemler almış olsalar da risk kaçınılamayacak kadar  büyüktü. Öncü göstergelerden bu durumu takip eden finansal kurumlar ülke ekonomilerini ne kadar uyarsa da küresel bir hareket olduğu için etkisi kaçınılmaz oldu. Yaşanılan bu  mali kriz her ekonomi kendi para politikasında farklı önlemler almasına rağmen bu durumdan zarar görmeden kurtulamadı.


Normal şartlar altında resesyonun altı ile on sekiz ay arasında sürmesi beklenmektedir. Ekonomiyi canlandırmak adına borç verme faiz oranları bu süre zarfında düşürülerek harcamaların ve tüketimin arttırılması hedeflenmektedir.

Türkiye 2019 ilk yarısında büyüme rakamlarında eksiye düşebilir!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.