Esasında, anlaşmalı boşanma, “ağzımızın tadı daha fazla bozulmasın, evlendik yürümüyor, en azından sonrasında birbirimizin yüzüne bakabilelim” demek isteyenler için mükemmel bir yol.
Her zaman dediğimiz gibi sulh (barış) her türlü savaştan iyidir, özellikle boşanmada. Çünkü, çekişmeli bir boşanmada, taraflar çok yıprandığı gibi, çiftlerin özeli ortaya dökülebilmekte, müşterek çocuklar zarar görebilmekte, ortak malların yönetimi zorlaşmaktadır.
Bu bakımdan, anlaşmalı boşanma davaları, boşanmak isteyen çiftlere önerebileceğimiz bir boşanma davası türü. Ancak herkes anlaşmalı boşanamıyor. Diğer bir deyişle, anlaşma boşanma davası açmak için birtakım şartlar var.
Anlaşmalı boşanmanın en önemli şartı, evliliğin bir en az 1 yıl sürmüş olması.
En az 1 yıldır birlikte olan taraflar bir protokol yaparak müşterek çocukların velayetinin kime verileceğini, nafaka ve/veya tazminat verilecekse miktarını ve detaylarını, malların kime nasıl verileceğini/dağıtılacağını, başkaca kararlaştırılacak hususları, her birinde hemfikir olarak, tutanak altına alıyorlar. Mahkemeye bu protokol sunuyor, mahkeme tarafların her ikisini de “bizzat” dinleyerek boşanmaya ilişkin karar veriyor.
Açılacak boşanma davası anlaşmalı boşanma olarak açılabileceği gibi, açılmış çekişmeli bir boşanma davası (taraflar arası anlaşma sağlanarak) anlaşmalı boşanmaya da dönüştürülebilmekte.
Davanın ilk duruşmasına eşler bizzat gelerek protokole mutabık olduklarını belirtilerse, hâkimin hakkaniyete ve Türk aile yapısına aykırı bir durum görmemesi halinde, eşler boşanabiliyorlar.
Şunu da söyleyelim hâkim protokol içeriğine müdahale edip değişiklik de yapabiliyor. Karar verilmesi halinde, gerekçeli kararın tebliğini takiben 2 haftalık süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmaz ise, karar kesinleşiyor. (Yazar: Av. Oğuz Kara)