Jehan Barbur: Cinsiyet eşitliğini gemi batmadan sağlamak gerekiyor

Bilgi Üniversitesi cinsiyet eşitsizliği seminerinde konuşan müzisyen Jehan Barbur: Ben kadınım algısını kabul ederek şovenist bakış açılarını beslemeye devam ediyoruz. Eşitlik diye bağırdıkça eşit olmadığımızı kabul ediyoruz…

Jehan Barbur: Cinsiyet eşitliğini gemi batmadan sağlamak gerekiyor
Jehan Barbur

“Eşitliği gemi batmadan sağlamak gerekiyor”

Seminerde söz alan isimlerden biri de Müzisyen Jehan Barbur‘du. Toplumumuzda her konuya cinsel kimliğin önceliklendirilerek bakıldığını vurgulayan Barbur, “Ben kadınım algısını kabul ederek şovenist bakış açılarını beslemeye devam ediyoruz. Eşitlik diye bağırdıkça eşit olmadığımızı kabul ediyoruz. Dildeki bozukluğu düşünceye yansıtmış bir toplum kabülüne sahibiz. Kadının güzelliği sanatta bile bu doğrultuda işleniyor. Batan gemide önce kadınlar ve çocuklar algısı güdülüyor, oysa ki kadına eşitliği gemi batmadan evvel sağlamak gerekiyor.”

“Kadın = Erkek, Ne Eksik! Ne Fazla!”

İstanbul Bilgi Üniversitesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmek amacıyla “Kadın = Erkek, Ne Eksik! Ne Fazla!” seminerini düzenledi. İletişim Fakültesi tarafından Santralistanbul’da gerçekleştirilen ve farklı disiplinlerden yaklaşımlara yer verilen seminerde, cinsiyet eşitsizliğinin yanı sıra kadın haklarına dair konularında uzman isimler konuştu.


Bilgi Üniversitesi cinsiyet eşitsizliği tartışıldı

“Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine farklı disiplinlerden genel bir bakış” başlığıyla düzenlenen ilk oturumda; İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Melisa Soran, Avukat Aslı Karataş, AÇEV Aile Birimleri Eğitim Direktörü Hasan Deniz, Borusan Grubu Kurumsal İletişim Direktörü ve Bilim Virüsü Kurucusu Şule Yücebıyık gibi isimler yer aldı.

“Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine farklı disiplinlerden yaklaşımlar” başlığıyla düzenlenen ikinci oturumda ise Avukat Ece Güner Toprak, Müzisyen ve Yazar Jehan Barbur, Yapımcı ve European Woman Audiovisual Başkan Yardımcısı Zeynep Atakan, Psikoterapist ve Yazar Alper Hasanoğlu gibi isimler toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin küresel boyutunu ele aldı.

“Başka bir dünya mümkün”

Betul Mardin
Betul Mardin

Açılış konuşmasında kürsüye çıkan Betul Mardin, “Her neyiniz eksikse onu kendi kendinize tamamlamanın bir yolunu bulun. Hiçbir şeyden korkmadan, örnek bir vatandaş olarak yaşayın ve çok çalışmaktan asla vazgeçmeyin” diyerek gençlere nasihatlerde bulundu.

Bir diğer açılış konuşmacısı BİLGİ İletişim Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu ise, “Günlük hayatın akışı içinde hepimiz topluma karşı sorumluluklarımızı unutuyoruz. Kadın erkek eşitliği gibi bitmemiş, bitmeyecek ve kökü çok derinlerde olan bir konu tüm detaylarıyla ele alınacak. Böylesine önemli bir seminere ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyor, tüm katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.


Seminerde söz alan isimlerden İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Melisa Soran, cinsiyetin toplumda inşa olduğuna vurgu yaptı. Soran şu ifadeleri kullandı:

“Kimlik inşası öğretici ve sarsıcı bir süreç. Tarihte rasyonellik erkeğe, irrasyonellik ise kadına atfedilmiş. Erkeğin akılcı, kadının ise duygusal olarak konumlandırılması eşitsizliğin fitilini ateşlemiş. Yapı daha önce böyle kurulduysa şimdi baştan inşa edilebilir. Her şey kurguysa başka bir dünya da mümkün demektir.”

“Sorumluluklar birlikte üstlenilmeli”

Cinsiyet eşitsizliğiyle mücadelenin ilk adımlarının ailede atıldığını vurgulayan AÇEV Aile Birimleri Eğitim Direktörü Hasan Deniz şu ifadeleri kullandı:

“İstatistiklere göre ülkemizde babaların %50’si çocuğunu hiç tuvalete götürmemiş, %36’sı çocuğunun altını değiştirmemiş, %84’ü ise çocuğunun okul aktivitelerine hiç eşlik etmemiş. Sorumluluklardaki bu tip paylaşım dengesizlikleri bile çocuğun gelişim sürecini olumsuz etkiliyor. Çocuklar her zaman ailelerinden gördüklerini uyguluyor ve kısır döngü böylece devam ediyor. Cinsiyetler arası eşitliğin güçlendirilebilmesi için anne babaların, çocuklarının bakım ve gelişimine dair sorumlulukları birlikte üstlenmesi gerekiyor.”

“Karar alıcı kadın sayısı artmalı”

Eşitsizliğin önüne geçmek için kadına yönelik şiddete dur denmesi gerektiğini belirten Avukat Ece Güner Toprak şu açıklamaları yaptı:


“Kadınlar kendi kararlarını vermek istediğinde çevresinden şiddet görüyor. Geçen yıl 409 kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Kadınlarımızın %36’sı hayatında en az bir kez şiddet görüyor. Aile Bakanlığı’nın verilerine göre kadınların %89’u şiddet görüyor ama sesini çıkarmıyor. Bu konuda devlet, emniyet ve yargıda şiddete tolerans sıfır olmalı. Şu anda Türkiye’de 16 bakandan 2’si, 52 bakan yardımcısından 4’ü kadın. Ülke yönetiminde karar alıcı kadın sayısı artmalı.”

Toplumsal cinsiyete tekrar bakmak


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.