Bir kez daha gördük ve yaşadık ki, Türkiye spora yatırım konusunda voleybol spor branşını öncelikli olarak ele almalı ve birinci sırada değerlendirmelidir.
Voleybol spor branşı Türkiye’nin bir spor ülkesi olma yolundaki ilk seçeneklerden birisi olmalıdır. Bu bağlamda Türkiye, başta okullar olmak üzere; kurulması ve hayata geçirilmesi gereken voleybol spor kulüpleri ile sporunun asıl ve önemli yüzlerinden birisini oluşturmalıdır.
Kadın ve spor konusunda en güzel ve en uygun spor dallarından birisi olan voleybol; ulusal düzeyde ve özellikle kulüp takımları düzeyinde yıllardır ortaya koyduğu uluslararası performans ve klasman dereceleri ile Türkiye’nin sporlarından birincisi olmayı çoktan hak etmiştir.
Voleybol başta olmak üzere, diğer birçok spor dalı ve dallardaki verimlilik; Türkiye’nin esasen bir futbol ülkesi olmadığını, ortaya koyduğu sonuçlar ile adeta bağırarak kanıtlamaktadır. Üstelik yatırım maliyetleri ve ürün dengesi açısından bakıldığında; açık ara avantajlı ve yararlı bir tablo oluşturan voleybol ve diğer salon sporları, aynı zamanda kişisel gelişim ve kalite açsından da kayda değer bir atmosfer oluşturmaktadır.
Futbola yapılan yatırımların aynı düzeyde voleybola, basketbola, cimnastiğe ve coğrafyaların özelliklerine ve koşullarına uygun bazı spor branşlarına yapılmış olduğunu varsaydığımızda; elde edeceğimiz başarıların neler olabileceğini tahmin etmek için düşünmeye gerek yok. Çünkü her şey net olarak ortada. Her şeyin bu kadar açık ve somut olarak ortada olduğu bir durumda bunu anlamamak ve aldırmamak için kafanın arkasında başka şeylerin olması gerek.
Vakıfbank kadın voleybol takımı dünya şampiyonu
En son 9 Aralık 2018 tarihi itibariyle, Kadınlar Dünya Kulüpler Voleybol Şampiyonası finalinde Brezilya’nın Minas Tenis Clube takımını 3-0 yenen Vakıfbank Kadın Voleybol Takımımız dünya şampiyonluğunu kazandı. Yine aynı organizasyonda ve tarihte Eczacıbaşı Vitra Kulübü Kadın Voleybol Takımımız da Brezilya temsilcisi Pramia’yı 3-0 yenerek dünya üçüncüsü oldu.
Bilindiği üzere, VakıfBank Kadın Voleybol Takımı, FIVB Dünya Kulüpler Şampiyonasında üst üste ikinci, toplamda ise üçüncü şampiyonluğunu elde etmiş oldu. Her iki kadın voleybol takımımızı kutluyor ve Türkiye Spor Politikalarına sağlıklı ve doğru yön verilmesi üzerinde etkiler yaratmasını arzuluyoruz.
Okullarımızda giderek azalan ve neredeyse yok olmak üzere olan kız voleybol takımlarımızın, kamu spor kulüplerindeki kadın voleybol takımlarının lağvedildiği veya giderek kaldırılmak istendiği bir süreçte; bu sonucun bazılarını düşündürmesini ve utandırmasını diliyor, sporseverlerin ve spor eğitimcilerinin de bu konuda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirtmek istiyoruz.