Ekonomik büyüme mutluluk getiriyor mu?

Yapılan araştırmalara göre ekonomik büyüme mutluluk getirmediği gibi ekolojik borcumuzu da artırıyor.

Ekonomik büyüme mutluluk getiriyor mu?
Ekonomik büyüme mutluluk getiriyor mu?

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) iki ayda bir gerçekleştirdiği İklim Kafe Konuşmaları’nın Ocak ayı buluşmasına, İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Ahmet Atıl Aşıcı konuşmacı olarak katıldı.

“Ekonomik Büyüme Mutluluk Getiriyor mu? Mutlu Olmanın Ekonomisi” başlıklı toplantıda, araştırmacı ekibin hesapladığı Türkiye Dirlik Endeksi ve Türkiye Mutluluk Ağacı’na ilişkin sonuçlar aktarıldı.


Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) iki ayda bir gerçekleştirdiği İklim Değişikliği alanında çalışan araştırmacı ve akademisyenlerin, bu alandaki çalışmalarını masaya yatıran İklim Kafe Konuşmaları serisinin Ocak ayı buluşması yapıldı.

İklim değişikliğiyle ilgili çeşitli konuları, politikadan atmosfer bilimlerine, ekonomiden psikolojiye kadar disiplinler arası bir ortamda tartışmak üzere bir araya gelinen İklim Kafe Konuşmalarının Ocak ayı buluşmasında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden Ahmet Atıl Aşıcı, “Ekonomik Büyüme Mutluluk Getiriyor mu? Mutlu Olmanın Ekonomisi” başlıklı bir sunum yaptı.

Araştırmacının Türkiye verisiyle çizdiği Türkiye Mutluluk Ağacı’nda mutluluğa ve mutsuzluğa götüren faktör bileşimleri sunulup, katılımcılara web tabanlı bir uygulama üzerinden anket yapılarak ağaçtaki yerleri bildirilmiştir. Böylelikle benzer şartlara sahip olan insanlara kıyasla mutluluklarını nasıl arttırabilecekleri hususunda birtakım gözlemler paylaşılmıştır.

Sunum beraberinde yaptığı konuşmada Ahmet Atıl Aşıcı, şunları söyledi:

“Baskın iktisat öğretisi ekonomi büyürken, yani kişi başına düşen gelir artarken mutluluğun da otomatik olarak artacağını ileri sürmektedir. Ancak bilimsel çalışmalar tam böyle demiyor. Düşük gelirli ülkelerde (gelir adil biçimde paylaşıldığı sürece) ekonomik büyüme fiziksel şartları iyileştirdiği, eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimi arttırdığı için mutluluğu da arttırabilirken, belirli bir gelir düzeyinden sonra gelir artışı mutluluk getirmeyebiliyor.

Bir başka deyişle, geliriniz artarken ve daha çok tüketirken, bunu sosyal hayatınızdan, hobilerinizden ve sağlığınızdan feragat ederek yapmanız gerekiyorsa, gelirinizdeki artış sizi daha mutlu etmiyor. O zaman insanın aklına bu ekonomik büyüme çılgınlığı neden sorusu geliyor. Mutlu etmeyen bu ekonomik büyüme uğruna iklim değişiyor, ekolojik borç artıyor, gezegenimiz tahrip oluyor, gelecek kuşakların ve diğer canlıların hakları ellerinden alınıyor.”

2013-2017 arası bu yana kişi başı gelir %79 artmışken ekolojik borcun ve ekonomik kırılganlığın da arttığının vurgulandığı toplantıda, Türkiye’nin Çin’den daha az büyümesine rağmen ekonomik kırılganlığının Çin’den fazla olduğu ifade edildi. Diğer taraftan, ekonomik büyümeden ziyade adil vergilerle gelir adaletinin sağlanmasının daha mutlu bir toplum yaratacağı belirtildi.

Türkiye Dirlik Endeksi Düşüşte

Ahmet Atıl Aşıcı konuşmasının devamında; 2004-1014 dönemini gelir ve iş memnuniyeti, psikolojik iyi-oluş (umut), sağlık memnuniyeti, kamu hizmetlerinden memnuniyet, güvenlik memnuniyeti ile toplumsal ilişki memnuniyeti olmak üzere toplamda altı boyutu kapsayarak hazırlanan Türkiye Dirlik Endeksi‘nin ise kişi başına gelir artışı olmasına rağmen düştüğünü belirtti.


Ayrıca Aşıcı, 2003-2017 verileri incelendiğinde de büyümeye rağmen, halkın yarısından fazlasının haneye giren gelirden memnun olmadığını, umutlarının hep uzun vadeye ötelendiğini, asayiş ve sağlık hizmetlerinden yüksek memnuniyet duyulduğunu,
eğitim ve adli hizmetlerde artan memnuniyetsizlik olduğunu, güvenlik konusunda
evlerin güvenli, sokakların güvensiz bulunduğunu, toplumsal ilişkilerde de en çok arkadaşlardan memnun olunduğuna işaret etti.

Türkiye Mutluluk Ağacı: Bütünsel olarak ne kadar mutluyuz

Aşıcı, TÜİK’in 2013 yılında 196 bin kişiyle yapılan ankette “Hayatınızı bir bütün olarak düşündüğünüzde ne kadar mutlusunuz?” sorusunun cevabını belirleyen 300’e yakın soruyla çizilen 72 Yapraklı Türkiye Mutluluk Ağacı’nda insanların 6 adet “Çok Mutlu”, 7 adet “Mutlu”, 14 adet “Orta”, 19 adet “Mutsuz”, 26 adet “Çok Mutsuz” yaprakta yoğunlaşmış olduğunu belirtti.

Türkiye’ye dair bir mutluluk reçetesi verilmek gerekirse şu şekilde olabileceği ifade edildi.

Biyografi: Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı

1992-1996 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi, İşletme Mühendisliği Bölümü’nde lisansını; 1997-1999 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü’nde yüksek lisansını; 2000-2007 yılları arasında ise Cenevre Üniversitesi’nde İktisat doktorasını tamamlamıştır.

Çalışma alanları arasında, Uluslararası Finansal Mimari, Finansal Krizler, Büyüme-Doğa Baskısı İlişkisi ve Büyüme-Mutluluk İlişkisi bulunmaktadır. 2007 yılında Kahire’de düzenlenen ERF Konferans’ında En iyi Makroiktisat Makalesi Ödülü’nü kazanmıştır. Halen İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Mühendisliği Bölümü’nde Doçent Doktor olarak görev yapmaktadır.

Ayrılana kadar kurucusu olduğu Yeşiller Partisi ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin uluslararası ilişkilerden sorumlu sekreterlik görevini yürütmüş, 2011-2015 yılları arasında Avrupa Yeşil Partisi Balkan Ağı eş sözcülüğü görevinde bulunmuştur.

İklim Kafe Konuşmaları

İklim Kafe Konuşmaları, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi tarafından 2017-2018 öğretim yılında organize edilmeye başlandı. Bugüne kadar yapılan 5 buluşma boyunca 200 kişiyi ağırlayan etkinlik 2018-2019 öğretim yılı için de 5 buluşma hedefiyle başladı.


İklim değişikliği alanında çalışan araştırmacı ve akademisyenler, iki ayda bir bu alandaki çalışmalarını özel bir konu çerçevesinde masaya yatırıyor. İklim Kafe Konuşmaları’nda iklim değişikliğiyle ilgili çeşitli konuları; politikadan atmosfer bilimlerine, ekonomiden psikolojiye kadar disiplinler arası bir ortamda tartışmak üzere bir araya geliniyor. ipc. sabanciuniv. edu

Çalışan mutluluğu sıralaması: 45 ülke arasında 41’inciyiz


Editor
Haber Merkezi ▪ İndigo Dergisi, 19 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. Amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. Ayrıca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İndigo Dergisi herhangi bir çıkar grubu, ideolojik veya politik hiçbir oluşumun parçası değildir.