Kenevir üretimi Türkiye’de son 15 yılda nasıl düştü?

Kenevir üretimi rakamları 2001 yılında 1160 ton iken 2014 yılında toplam üretim 2 tona kadar geriledi. Kağıttan ilaç yapımına, kozmetikten kumaşa, otomotivden yakıt üretimine kadar pek çok sektörde hammadde olarak kullanılan kenevir üretiminin çarpıcı düşüşü…

Kenevir üretimi Türkiye'de son 15 yılda nasıl düştü?
Kenevir üretimi Türkiye’de son 15 yılda nasıl düştü?

Kenevir üretiminin yaygın olduğu Kastamonu Taşköprü’de SEKA‘nın kurduğu kenevir selülozundan kâğıt üreten fabrika ise 2003 yılında AK Parti iktidarı döneminde 9 milyon 100 bin dolara MOPAK firmasına satıldı. 2002 yılından itibaren hızla inişe geçen kenevir üretimi, 2014 ve 2015 yıllarında 1 ton seviyesine indi, 2017’de ise 8 ton olarak gerçekleşti. 2001 yılında 700 hektar olan ekim alanı ise 2017’de 2 hektara düştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı

Türkiye yaklaşık iki haftadır kenevir bitkisini tartışıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Ocak’ta yaptığı konuşmada, kenevir üretimine değinerek şunları söylemişti:


“Anacağım evde file dokurdu. File ile alışveriş yapar gelirdik. Bunun toprakla bir dostluğu var. O zamanlar bunlar kenevirden yapılırdı. Ülkemizde keneviri yok ettik. Kenevirden atlet, fanila dokunurdu. Çünkü teri emmesi çok farklı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı. Biz keneviri ithal ediyoruz. Kenevire dayalı yapılması gereken şeyler varsa ithal ürünlerle yapılıyor. Gıda Tarım Bakanlığı bu konuda çalışmalara başlıyor. Birilerinin bu işi başlatması lazımdı. Şu anda biz de bunun çalışmasını yapıyoruz.”

Türkiye’nin 15 yıllık kenevir üretimi rakamlarındaki düşüş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bize dost görünen düşmanlar ülkemden kenevir üretimini aldı” sözlerinin hedefinin kim olduğu henüz açıklanmadı. Ancak Türkiye’nin son 15 yıllık kenevir üretimine ilişkin rakamlara bakıldığında son 2001-2015 arasında lif üretiminin 1000 kat, tohum üretiminin ise 160 kat gerilediği görülüyor. Aynı dönemde kenevir ekim alanları da 700 kat düştü.

Türkiye'nin 15 yıllık kenevir üretimi rakamlarındaki düşüş

Kenevir lifi üretimi 15 yılda 1000 kat geriledi

Bilimsel adı ‘Cannabaceae’ olan bitki ailesine mensup bir tür olan kenevirin bazı türlerinden uyuşturucu ve ilaç ham maddesi elde edilirken lifleri için yetiştirilen türleri ise insanlık tarihinin en eski dokuma hammaddelerinden biri olarak biliniyor.

Tekstilden kâğıda, çuvaldan yelken bezine birçok alanda kullanılan kenevir bitkisinin tohumları ise kozmetik, tıp ve gıda alanında kullanılıyor. Anavatanı Orta Asya olan kenevir üretimi geçmişte Anadolu’nun önemli bir tarımsal faaliyetiydi.

Ancak 1960’lı yıllarda 10 bin ton seviyesinde olan Türkiye’nin kenevir lifi üretimi, 2000’li yılların başında 1000 tona, 2014’te ise yalnızca 1 ton seviyesine geriledi.

(2003’de özelleştirilen SEKA Taşköprü fabrikası kenevir selülozundan kağıt üretiyordu)

Anadolu’da 3500 yıldır kenevir üretimi yapılıyor

Türkiye’nin kenevir üretimine ilişkin bir değerlendirme yayınlayan Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), 1961’den günümüze geçen süreçteki üretim kaybını da gözler önüne serdi. ZMO’nun aktardığı bilgilere kenevir bitkisinin Anadolu’daki üretimin geçmişi M.Ö. 1500’lü yıllara kadar uzanıyor.

Kenevirin saplarından elde edilen lifler, pamuk ve ketenden elde edilenlerden daha sağlam özellikte olduğu ancak, daha kaba olduğundan daha ziyade ip, halat, sicim, kınnap, urgan, halat ve balık ağı yapımında kullanıldığı kaydedilen değerlendirmede şu bilgilere yer verildi:

Tekstil, tıp, kozmetik, gıda ve kimya gibi alanlarda kullanılıyor

“Ayrıca çuval, yelken ve çadır bezi, araba, vapur, vagon ve askeri top örtüleri, kese gibi dayanıklı malzeme üretimi ile banknot ve sigara kâğıdı gibi özel kâğıtların yapımında da kullanılmaktadır. Daha ince kenevir liflerinden ise iç çamaşırı ve yazlık kumaşlar dokunmaktadır.

Lifleri alındıktan sonra geriye kalan sap artıkları yakacak olarak kullanılabilmektedir. Kenevir liflerinden bu kullanımlar dışında inşaat ve yalıtım malzemesi yapımında da yararlanılmaktadır. Tohumlarından elde edilen kenevir yağı Arap sabunu, vernik, cila, boya, kozmetik ürünlerin üretimi yanında, aydınlatma yağı olarak da kullanılmaktadır.

Yağı alınmış tohumlardan arta kalan küspeden, hayvan beslemede yararlanılmaktadır. Kenevir tohumlarından elde edilen ekstraktlar ilaç sanayinin hammaddesini oluşturmaktadır. Tohumları çerez olarak yenebildiği gibi kuşyemi olarak da kullanılmaktadır.

İlaç, kâğıt, biyoyakıt, kumaş, kozmetik alanlarından sabun üretimine ve otomotiv sektörüne kadar oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan kenevir, petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif bir bitkidir. Her geçen gün bir yenisi eklenen üstün özelliklere sahiptir.”

Kenevir lifi üretiminde dünyanın lideri Çin

ülkelere göre kenevir üretimi dünya rakamlar veriler

Dünya kenevir tohumu üretimin yüzde 80’ini Fransa gerçekleştirdiğine dikkat çekilen değerlendirmede, 2017 yılında dünya kenevir lifi üretiminin yüzde 28’ini Çin’in, 25’ini Kuzey Kore’nin, yüzde 16’sını ise Hollanda’nın gerçekleştirdiği kaydedildi.

Türkiye’nin kenevir üretim üssü Kastamonu’ydu

Türkiye’nin kenevir üretiminin ise Kastamonu başta olmak üzere, belirli illerde gerçekleştirildiğine dikkat çekilen ZMO’nun değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi: “Kenevir üretiminin değerlendirilmesi amacıyla kamu tarafından yapılan ilk yatırımlar Kastamonu’da gerçekleştirilmiştir.

Bu yatırımlardan ilki bölgede üretilen kendirlerin havuzlama ve soyma işleminin yapılarak değerlendirilmesi amacıyla Sümerbank tarafından 1946 yılında kurulan Taşköprü (Kastamonu) Kendir Fabrikasıdır.

4 bin ton çubuk kendir işleme kapasitesine sahip fabrika, bölgede 16 bin-24 bin ton üretim olmasına karşın, çeşitli nedenlerle kapasitesinin yarısı kadar kendir alabilmiştir. Fabrikanın tam kapasite ile çalışamaması ve zarar etmesi nedeniyle Sümerbank 1949 yılı sonunda kendir havuzlama ve soyma tesisinin kapatılması kararını alarak 1951 yılı ortalarında faaliyetine son vermiştir.

Yerli kendir yerine Hindistan’dan jüt ithaline başlandı

Kastamonu’da kurulan diğer bir tesis Kendir Sanayii Müessesesidir. Kendir elyafından sicim ve kanaviçe üretimi amacıyla 1945 yılında ivedili sanayi plânına dâhil edilerek 1949 yılında inşasına başlanmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisinin çuval ihtiyacını karşılayan fabrika, hammadde olarak kullanılan kendirin randıman ve kârlılığın düşük kalması nedeniyle 1953 yılından sonra, Hindistan’dan çok daha ucuz olan, kendirin muadili olarak kullanılan jüt ithal etmeye başlamıştır.”

Sanıldığı gibi Türkiye’de kenevir üretimi yasak değil

Kamuoyunda kenevir üretiminin yasak olduğu gibi bir intiba olmakla birlikte, Türkiye’de her dönem kenevir üretiminin yapıldığı kaydedilen değerlendirmede, konuyla ilgili yasal süreçler hakkında da bilgilere yer verilerek, “Kenevir yetiştiriciliğine bir önceki Yönetmelikte 18 ilde izin verilmişken, yeni yönetmelikte Şanlıurfa listeden çıkarılmıştır. Zonguldak ilinin bölünmesi ile il olan Karabük ve Bartın listeye eklenerek, izin alınması koşulu ile kenevir üretimi yapılacak il sayısı 19 olmuştur” denildi.

Kastamonu’da son 10 yıldır üretim bitti

Türkiye’nin kenevir üretiminin son yıllarda yok denecek kadar azaldığına dikkat çekilen ZMO’nun değerlendirmesinde, geleneksel olarak üretim yapılan Kastamonu’da son 10 yıldır üretim yapılmadığı belirtilerek, “Samsun’da kenevir üretiminin geliştirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar kapsamında bir miktar üretim gerçekleştirilmiştir. Kendir üretimi amacıyla kullanılan alan da üretime paralel olarak oldukça küçük düzeyde kalmıştır” bilgisine yer verildi.

Çiftçiler karlı olmadığı için keneviri tercih etmiyor

Çiftçinin üretim yapmasını sağlayıcı her türlü girişimin önemli olduğunun altı çizilen değerlendirmede,  kenevir üretiminin gelişmesinin ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı ancak bu katkının bir ‘mucize’ gibi gösterilmesi yanılgısına düşülmemesi gerektiği kaydedilerek, şu görüşlere yer verildi:

“Kenevirin dünya ticaret içindeki payı sınırlıdır. Bu durum göz önüne alınarak, kenevir üretiminin geliştirilmesine öncelikle üretimin çeşitlendirilmesi, alternatif ürünlere yönelinmesi ve ülke ihtiyacının yerli üretimle karşılanması olarak bakılmalıdır. Kenevir üretiminin geliştirilmesine ilişkin söylemlerin, bu konuda geliştirilecek bir politika ile desteklenmesi gerekmektedir.

Bu politikanın bir ayağı kenevir üretiminin karlı bir üretim haline getirilmesi olmalıdır. Bugün bu üretimin gerekli izinlerin alınması şartıyla yapılması önünde bir engel bulunmamaktadır. Ancak kenevir üretimi karlı olmadığı için çiftçi tarafından tercih edilmemektedir. Politikanın bir diğer ayağı ise kenevirin farklı kullanımına ilişkin tesislerinin kurulması olmalıdır. Bu tesisler keneviri hammadde olarak kullanmak suretiyle değerlendirilmesini ve kenevire olan talebin artmasını mümkün kılacaktır.” (Kaynak: Yusuf Yavuz – odatv.com)

İlk kağıt kenevirden üretildi

Milattan 140 yıl önce ilk kağıdın kenevirden yapıldığını belirten Degidiben, “Kenevirin lifinden selüloz hamuru yapılıyor, ardından silindir onu ince tabak haline getiriyor. Tarlalar mart ayında ekime hazırlanıyor ardından kenevir tohumu ekiliyor. Fakat bu tohum hint keneviri diye bilinen tohum değil. Esrar amaçlı kullanılan kenevir türleri bizim hedefimizde değil. Ekim yapıldıktan sonra 120 gün içinde çapası, sulaması yapılıyor” dedi.


Kenevirin köklerinin derine kadar gittiğini ve topraktaki suyu yukarı çektiğini söyleyen Degidiben,”O yüzden toprağı nemlendiriyor, detoks ediyor. Ağır metalleri temizliyor. Kenevirden sonra aynı yere kış bitkisi buğday veya arpa etkiyorsanız ürüne destek verir yüzde 10 verimini artırır. Kenevir lifi kadar tahtasında kıymetli tuğla, sıva ve çimento, tekstil ürünleri yapılıyor” diye konuştu.

“Karbondioksiti yok edip oksijen üretiyor”

Kenevirinin lif uzunluğu daha düşük olduğu için 9 kez kağıda dönüştürülürken ağacın 4 kez dönüştürülebildiği vurgulayan Degidiben, “120 günde 4-5 kat daha fazla selüloz miktarı elde ediliyor. Büyüyken karbondioksiti yok edip oksijen üretiyor. Yerli üretimde çok daha ekonomik ama Türkiye’de 1 milyon dönüm kenevir ekilmesi gerekiyor. Yaşadığımız dünyayı daha sağlıklı bir hale getirebilir. Sağlık ve ekonomik açıdan yaşam zenginliğimizi artırıp bizi daha varlıklı yapabilir. Kenevir 120 günde, bir ağaç 20 yılda yetişiyor” ifadelerini kullandı.

“Endüstriyel kenevir çeşitleri esrar içermez”

Endüstriyel kenevir çeşitlerinin esrar içermediğini aktaran Doç. Dr. Selim Aytaç, şunları söyledi:

“Kenevirin 2017 yılında Almanya’da üretim izni verilen 51 adet endüstriyel çeşidi var. Bizim ülkemizde endüstriyel çeşidi yok. Hatta şu anda Türkiye’de tescil edilmiş bir kenevir çeşidimiz bile yok. Halbuki bu topraklarda bizim bildiğimiz 400-500 yıldan beri, hatta yapılan kazılarda bulunan ve öğrenilen belki de binlerce yıldır kenevir tarımı yapılıyor. Bununla ilgili kenevir tescili yapmak için yaptığımız çalışmalar var. Onun dışında içinde esrar bulunmayan endüstriyel kenevir çeşitleri ortaya çıkarmak istiyoruz.”

Esrarsız kenevir projesine TÜBİTAK onayı

Esrarsız kenevir projesine TÜBİTAK onayı thc oranı düşük cannabis

THC Oranı Düşük Genotiplerin Geliştirilmesi Projesi’nin başlattıklarını belirten Doç.Dr. Aytaç,

“Geçen ay projemiz Türkiye Bilimsel ve Teknoloji araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından onaylandı ve 260 bin TL’lik toplam proje maliyeti karşılandı. Bunun üzerine bizde çalışmalarımıza hız verdik. Belirlediğimiz serada kenevir ekimine başladık. Umuyorum ki esrarı olmayan Türkiye’nin kendi kenevir çeşidi olacak. Şu an belirlediğimiz serada deneme üretimine başladık. Islah çalışmalarıyla kenevirdeki esrar miktarını azaltacağız. Eğer çeşidi çıkarabilirsek Türkiye’deki üretim miktarında ivme sağlanacağını düşünüyoruz” dedi.

Keneviri yetiştirmek için koşullar neler?

Kenevirin üretimi için başvuruda, çiftçinin daha önce izinsiz ekim, uyuşturucu imal etme, dağıtma, ticaretini yapma veya kullanma suçu işlemediğine ilişkin taahhütname verilmesi gerekiyor.

Yönetmeliğe göre yetiştiricilik izni; lif, tohum, sap ve benzeri amaçlara yönelik başvurularda en fazla bir üretim dönemi, bilimsel araştırmalar için yapılan başvurularda proje uygulama süresi dikkate alınarak en fazla üç yıl geçerli olacak.

Ayrıca, Bakanlığın il veya ilçe müdürlükleri teknik personelince izin verilen yerler kenevirin ekiminden hasada kadar en az ayda bir defa kontrol edilecek.

Kenevirin faydaları neler?

• Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

• Bir dönümünden, dört dönüm ağaca eş kâğıt çıkar.

• Bir ağaç 20-50 yılda yetişir, kenevirse dört ayda…

• Kenevirler 8 kez kâğıda dönüştürülebilir, ağaç 3 kere…

• Dönüşümlü ziraatta uygun yaz bitkisidir, dünyanın her yerinde kolaylıkla yetişir.

• Çok az suya ihtiyaç duyar.

• Kendisini böceklerden korumak için tarım ilacına ihtiyacı yoktur, dayanıklıdır. Yani kenevirle yapılan tekstil ürünleri yaygınlaşsa tarım ilacı sektörüne de gerek kalmaz.

• Tüm petrokimya ürünleri yenilenebilir olarak kenevirden daha ucuza üretilebilir.

Kenevirin kullanıldığı başlıca sektörler:

  • İlaç yapımı
  • Kâğıt yapımı
  • Yakıt yapımı (bio yakıt)
  • Kumaş yapımı
  • Otomotiv sektörü
  • Petrol ve petrokimyanın kullanıldığı her alanda alternatif
  • Kozmetik ve sabun yapımı

Kenevirin medikal ve çevresel kullanımı

• AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini, ayrıca ağrıyı azaltmada kullanılıyor.

• Glokom, artrit, romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalığın tedavisinde kullanılıyor.

• Bazı doktorlar bilinçaltı temizliği için kenevirin tek yöntem olduğunu söylüyor. Eski yıllarda, eski medeniyetlerde bu gerekçe ile yoğun olarak kullanılıyordu.

• Bataklık kurutmada çok etkilidir.

• Radyasyon temizleyicidir.

• Olağanüstü miktarda Oksijen üretir.


• Bir dönümlük kenevir, 25 dönümlük orman kadar oksijen üretir.

Yasal Uyarı: Bu yazıda yer alan içerik ve fotoğraflar yalnızca kamuyu bilgilendirme amacı taşımaktadır. Uyuşturucu sınıfında olan esrar, marihuana, THC maddesi ile her türlü uyuşturucuyu kullanmak veya bulundurmak Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur. Uyuşturucu kullanmak tehlikeli ve sağlığa zararlıdır. Madde bağımlılığı konusunda profesyonel destek almak için Sağlık Bakanlığı’nın ALO191 Uyuşturucu ile Mücadele, Danışma ve Destek Hattı‘na başvurabilirsiniz.

Kenevir üretimi kağıt krizi için çözüm olabilir mi?


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.