Günlük tuz tüketiminin yüzde 77’si işlenmiş gıdalardan geliyor

Sodyum, vücutta sıvı-elektrolit dengesi ve kan basıncının düzenlenmesinde önemli rol oynuyor. Ancak aşırı tuz tüketimi yüksek tansiyon başta olmak üzere kalp, böbrek hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerine neden oluyor.

Günlük tuz tüketimi yüzde 77'si işlenmiş gıdalardan geliyor
Günlük tuz tüketiminin yüzde 77’si işlenmiş gıdalardan geliyor

Günlük tuz tüketim miktarı: Dünya Sağlık Örgütü (WHO); hastalıklardan korunmak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde maksimum 5 gram olarak öneriyor.

Tuz işlenmiş gıdalarda koruyucu olarak kullanılıyor

Sofra tuzunun yüzde 60’ının klor, yüzde 40’ının ise sodyumdan oluştuğunu söyleyen Sodexo Entegre Hizmet Yönetimi Sağlıklı Yaşam Yöneticisi Diyetisyen Sibel Mumcu, “1gr tuzun 400 mg’ı sodyumdur. Tuz, çoğunlukla lezzet verici olarak yemeklere eklenirken besinlerin uzun süre saklanması için işlenmiş gıdalarda koruyucu olarak da kullanılır” açıklamasında bulundu.


Günlük tuz tüketiminin yüzde 77’si işlenmiş gıdalardan alınıyor

Tuz alımının ihtiyaçtan daha fazla sodyum içeren işlenmiş besinlerin tüketimine bağlı olarak arttığını vurgulayan Sağlıklı Yaşam Yöneticisi Diyetisyen Sibel Mumcu, “Avrupa Komisyonunca hazırlanan raporda günlük alınan tuzun yüzde 77’sinin işlenmiş gıdalardan, yüzde 12’sinin besinlerin doğal yapısından, yüzde 6’sının sofrada eklenen tuzdan, yüzde 5’inin ise pişme sürecinde eklenen tuzdan geldiği belirtiliyor” şeklinde konuştu.


Besin etiketleri okunmalı

Tüm dünyada besin tüketim alışkanlıklarını iyileştirebilmek için birçok çalışma yapıldığını belirten Sağlıklı Yaşam Yöneticisi Diyetisyen Sibel Mumcu, “Değişen beslenme alışkanlıkları nedeniyle tükettiğimiz tuzun büyük bir kısmı aslında satın aldığımız gıdaların yapısından geliyor. Pek çok gıdada koruyucu ya da lezzet verici olarak kullanılan sodyum içerikli bileşikler, günlük tuz alımımızı artırıyor” dedi.

Tuz tüketiminin kontrol edebilmesinin en önemli yollarından birinin besin etiketlerini anlayarak okumak ve tuz bileşikleri içeren besinleri dikkatlice seçmek olduğunu söyleyen Mumcu; “Beslenme alışkanlıklarında yapılacak düzenlemeler de tuz tüketimini azaltmak için önemli” dedi.

Tuzu azaltmak için öneriler:


Beslenme Uzmanı Sibel Mumcu, tuz tüketimini azaltmak için şu önerilerde bulundu:

  • Taze yiyecekler daha az tuz içerdiği için özellikle taze sebze ve meyve tüketimini artırmak; masalarda tuzluk bulundurmamak; tadına bakmadan yemeğe tuz eklememek tuz alımını azaltmanın en pratik yolu.
  • Yemeklere lezzet vermek için mutlaka tuza ihtiyacınız yoktur. Yemeğe eklenen taze ve kuru baharatlar, maydanoz, nane, kekik, dereotu, fesleğen gibi taze otlar lezzeti arttırmanın diğer bir yolu.
  • İşlenmiş gıdalar önemli miktarlarda tuz içerirler. Bunun için gıda etiketlerini anlayarak okumak çok önemli. Aldığınız işlenmiş gıdaların etiketlerinde yazan karbonat, kabartma tozu, disodyum fosfat, monosodyum glutamat, sodyum sitrat, sodyum nitrat ve sodyum sülfit gibi maddeler, sodyum içerdikleri için “tuz” alımını arttırırlar. Bu nedenle etiketlerinin incelenmesi alışkanlık haline getirilmeli ve tuzsuz ya da tuzu azaltılmış ibarelerinin bulunduğu ürünler tercih edilmeli.
  • Genel olarak işlenmiş gıdalardan salamura besinler, turşu, peynir, zeytin, soya sosu, hazır soslar, tuzla kavrulmuş kuruyemişler, cipsler, kabartma tozu eklenmiş besinler, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler, tuzlu bisküviler, şarküteri ürünleri gibi yiyeceklerin yüksek oranda tuz içerdikleri unutulmamalı.

Sağlıklı böbrekler için altın öneri: Az tuz, çok su!


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.