Son zamanlarda sinema yapımcıları ile salon işletmecilerinin ortak noktada buluşamadığı krizde sular bir nebze durulmuşken, gerçek sinema seyircilerinin gün geçtikçe salonlardan uzaklaştığını görüyoruz.
Türkiye’de 2000’li yılların başından itibaren sinema seyircisi salonları dolduruyor, tüm tutkusuyla film seyretmeye başlıyordu. Film esnasında ne bir konuşma, ne telefonların ışığı, ne yiyecek paketlerinin sesi, ne arkadan koltuğunu tekmeleyenler, ne de etrafta gezinen insanlar vardı.
Perde açılır açılmaz ilk reklamla birlikte tüm gözler perdede olur ve filmler yüksek konsantrasyonla seyredilmeye başlanırdı. Hatta gerçek seyircilerin birçoğu film bittikten sonra çıkan yazıların dahi bitmesini beklerdi.
Özellikle son 5 yıldır sinema salonlarında film seyretmek dışında belki de her şeyin yapıldığını görüyoruz. Görgüsüzlüğün ilk sırasında kısık sesle konuştuğunu düşünen insanların cep telefonuyla görüşmesini sayabiliriz.
İkinci sırada da film esnasında sürekli cep telefonundan sosyal medyaya girenler göze çarpıyor. Bunlar işin teknolojiye yenildiğimiz boyutlarını gösteriyor. Ne yazık ki film yarısı boyunca telefonunu eline almadan duramayan çok insan olduğunu gözlemliyoruz.
Diğer tarafta da insani boyutlar göze çarpıyor. Örneğin; mısır, cips, bisküvi, dondurma ve içecek ile salona gelen insanların film boyunca paket seslerinden kendimizi alamıyoruz. İki ya da daha fazla kişiyle filme gelen insanların, sürekli film oyuncularıyla konuşması da bir başka handikap. Arkanızda oturan insanların sürekli koltuğunuzu tekmelemesi ne kadar hoşunuza gidiyor? Ya da iki sıra yanınızdaki koltuğa bir metre uzanan ayağıyla koltukları sürekli hareket ettirenler!
Sinemaya gitmek özellikle 2000’li yılların başından itibaren tutkulu insanların büyük bir merakla yaptığı kültürel bir aktivite iken, son yıllarda tamamıyla sosyal etkinlik halini aldı. Birlikte gezmek, sohbet etmek, vakit geçirmek isteyen insanların ne yazık ki “haydi gel sinemaya gidelim” dediğini görür gibiyiz.
Özellikle son zamanlarda dijital platformlarla birlikte çeşitli decoder cihazlarının birçok filmi yayınlayabildiğini düşündüğümüzde, eski sinema seyircilerinin salonlara yeniden dönmesi ve sinemayı sosyal aktivite olarak gören kişilerin salondan uzaklaşması için bilet fiyatlarının artırılması etkili olabilir. Belki de o zaman yalnızca gerçek seyirciler salonlardaki yerini alabilir.