23 Nisan 1920’de bir milletin kaderi değişti. 1922’den itibaren Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Ulu Önder Atatürk bu anlamlı günü bütün çocuklara armağan etti. Türkiye’nin ilk milli bayramı 23 Nisan bugün de coşkuyla kutlanıyor.
Bir millet, bağımsızlık için büyük bir mücadeleye başlamıştı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, yurt savunmasına göğsünü siper etti. Bağımsızlık ve millet egemenliği için o tarihi adımı atmanın da vakti gelmişti: Millet Meclisi’nin Ankara’da toplanması… Tarih ise 23 Nisan 1920 olarak belirlendi.
Büyük Millet Meclisi’nin açılması
23 Nisan’ın Türkiye’de ulusal bayram olarak kabul edilmesinin nedeni, 1920’de o gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmış olmasıdır. Milletvekillerinin belirlenişi ve Ankara’ya gelişi çok kısa bir zamanda gerçekleşmiştir. Milletvekili seçimleri Atatürk’ün Ankara’da bir meclisin toplanacağını ve neden toplanması gerektiğini açıklayan 19 Mart 1920 tarihli bildirisiyle başlamış; yine Atatürk’ün 21 Nisan’daki genelgesiyle de meclisin açılacağı tarih duyurulmuş ve milletvekillerinin Ankara’ya gelmesi istenmiştir.
23 Nisan 1920’de Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi açılmıştır. O günkü ilk toplantıya daha önce belirlenen 337 milletvekilinden sadece 115’i katılabilmiştir.
Çocuk Bayramı olarak kutlanılması
23 Nisan’ın Çocuk Bayramı olarak kutlanışı 23 Nisan 1927’de Atatürk’ün himayesinde başlamış, Cumhurbaşkanlığı Bandosu çocuklar için konser vermiş ve Ankara’da çocuk balosu düzenlenmiştir.
1928’de Dr. Fuat (Umay) Bey’in teklifiyle daha geniş içerikli bir program hazırlanmış, ilanlar verilmiş, halk davet edilmiş, çocuk alayları oluşturulmuş, yarışmalar ve geziler düzenlenmiştir.
Atatürk’ün ulusal egemenlik ile ilgili sözleri
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
“23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık dünyasına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder.”
“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”
“Özgürlüğün de, eşitliğin de adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir.”
“Ulusal egemenlik, ulusun namusudur, onurudur, şerefidir.”
“Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur.”