Erdoğan’dan Ekrem İmamoğlu’na: Ben bu ülkenin Cumhurbaşkanı’yım. Bir Anıtkabir olayı yaşandı. Sen şu anda mazbatanı aldın mı? Almadın. Anıtkabir’in protokolünü de bilmiyor. Defterin nasıl yazılacağını da bilmiyor. Önce usul erkan öğrenmesi lazım.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı çıkışı seçim sonrası itirazlar ve yeniden sayım tartışmalarına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
31 Mart yerel seçimlerinin galibinin Cumhur İttifakı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Cumhur İttifakı olarak aldığımız oy yüzde 53.3’tür. Karşımızdaki 4’lü mekanizmanın oy noktasındaki durumu yüzde 47 bile değil” dedi.
Erdoğan, seçimin henüz resmileşmeyen sonuçlarına göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanan CHP’li Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasını almadan Anıtkabir’i ziyaret etmesini ve Anıtkabir Özel Defteri’ni ‘Büyükşehir Belediye Başkanı’ sıfatıyla imzalamasını eleştirdi:
“Kalkıp daha mazbatasını almadığı bir yerde altına da böyle bir isim işledi ve şimdi noldu? Milli Savunma Bakanlığı da defteri oradan çekti, aldı.”
YSK mahkeme sürecinin patronudur
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
— Öncelikle şunu ifade etmemiz lazım, olayın seçim süreci bitti. Şimdi olayın mahkeme süreci var. Bu mahkeme sürecinde bu işin 3 basamağı var. İlçe, il seçim kurulları ve YSK.
— YSK, bu mahkeme sürecinin patronudur. Nihai karar oradan çıkacaktır. Bazen bakıyorum, ağzı olan konuşuyor. Yaşamamışlar, belirli kariyeri olan da konuşuyor. Ben damdan düşerek geldim.
— İstanbul’da tercihli oyla seçim yapıldığı zaman İstanbul’un ilçe ve il seçim kurullarından milletvekili seçilmiştim. YSK’ya müracaat sonrası alındı. Nahai olduğu için yapılacak bir şey yoktu. Sonra İBB Başkanı oldum.
Aldığımız oy yüzde 53,3; dörtlü mekanizmanın oyu yüzde 47 bile değil
— 30 büyükşehirin 15 tanesini biz aldık. Cumhur İttifakı olarak bizim aldığımız oy şu anda son gelişmelerle yüzde 53.3’tür. Karşımızdaki dörtlü mekanizmanın oy noktasındaki durumu yüzde 47 bile değil. Arada böyle bir fark var.
— Bunu bir defa önce tüm benim milletimin de bilmesi lazım ama şu anda Türkiye’ye hiç onları alakadar etmediği halde iç işlerine karışma gayreti içerisinde olan Amerika’nın bunu bilmesi lazım, Avrupa’nın bunu bilmesi lazım. Önce siz kendi haddinizi bilin.
— Bu 39 belediyenin 25 tanesini İstanbul’da Cumhur İttifakı, Bunlardan bir tanesi MHP’dir, 24 tanesi AK Parti’dir. Burada bir ders var. Bir belediye başkanının kendi meclisinde sırtını dayayacağı bir çoğunluğu yoksa bu komisyonları da istediği gibi oluşturamaz, bütçeyi istediği gibi çıkartamaz.
— İlde (İl Seçim Kurulu) alınan neticeler bizim yaptığımız çalışmalarla örtüşmüyorsa, bizim için nihai merci, Yüksek Seçim Kurulu’dur. Ondan sonra da Yüksek Seçim Kurulu’na müracaat etme hakkımız var. Bu bir hakkın gasbı değildir.
— Bir defa şunu bilmeleri lazım, Türkiye dünyada ülkelerden bir ülke değildir. Herkes haddini bilecek. Türkiye’de katılımıyla, şu anda yüzde 82—83’e varan bir katılımın olduğu, bir demokrasi dersi tüm dünyaya verilmiştir. Bunlar böyle bir demokrasi mücadelesini veriyorlar mı? Vermiyorlar.
Milli Savunma Bakanlığı Anıtkabir’deki defteri çekti aldı
— Ben bu ülkenin Cumhurbaşkanı’yım. Bir Anıtkabir olayı yaşandı. Anıtkabir olayında bakıyorsunuz İstanbul’dan beyefendi çıkıyor, gidiyor. Sen bir defa şu anda mazbatanı aldın mı? Almadın. Mazbatanı almadığın halde, bir defa Anıtkabir’in protokol işlevi nedir, bundan da haberin yok. Orada buna kılavuzluk yapanlar, onlar da yanlış kılavuzluk yaptılar ve burada sen git Misak-ı Milli Kulesi’nde deftere nasıl yazılacağını da bilmiyor. Böyle bir şeyi zaten yazma hakkın da yok. Belediye başkanlığı mazbatanı alırsın, eyvellah. O zaman bunu rahat rahat yaparsın. Buna da kimse mani olmaz. Ama şu andaki yaptığı işlev, bir defa protokol usulü açısından kesinlikle yanlıştır.
— Hiçbir zaman bizler oradaki usule erkana aykırı hareket etmemişizdir. Ne oldu? Milli Savunma Bakanlığı defteri oradan çekti, aldı.