Ekrem İmamoğlu: Bize fırsat tanınmadı. 17-18 günde alelacele yetkimizi elimizden aldılar. Ama gördünüz, israfı önleyerek, tasarruf yaparak insanların cebine nasıl kazanç sağladığımızı bu kısa sürede ortaya koyduk. 18 günde yaptıklarımızı kıskanan o bir avuç insan düşünseniz ya, 1800 günde vallahi çatlarlar. Biz, o bir avuç insanı çatlatmaya ama 16 milyon insanı mutlu etmeye geldik.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bostancı Gösteri Merkezi’nde İstanbul Gönüllüleri için düzenlenen “Kampanya Koordinasyon Toplantısı”nda konuştu.
Sürprizlerim olacak
Bayramdan sonraki 2 haftanın çok önemli olduğunu vurgulayan Ekrem İmamoğlu; “Sizlere sürprizlerim olacak. Güzel şeyler söyleyeceğim son bir hafta kala. Sandığa hazırlık yapalım. Eğitimlere katılın. Mutlaka sandıkta görev alalım. Binlerce avukat görev alacak. Farkında mısınız? Her şey çok güzel olmaya başladı. Umut, yüzlerinizi güldürüyor. Enerjimiz çok yüksek. Bana 24 saat yetmiyor. Enerjisi yüksek bir kardeşiniz var. Ayağa kalkın İstanbul. Herkese söyleyin. Herkes konuşsun. Ve deyin ki, ‘Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak.” dedi.
Bu sürecin kahramanları var
31 Mart gecesi Anadolu Ajansı’nın veri akışını kesmesine bir kez daha tepki gösteren Ekrem İmamoğlu, “Sizlerin katkılarıyla, sandıklarda muhalefet partililerin ve tabii ki İstanbul Gönüllüleri’nin bilgi akışlarıyla inanılmaz bir çalışma ortaya koyduk ve hep beraber hakkımızı yedirtmedik. Yine, ‘Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyeceklerdi; dedirtmedik, dedirtmedik, dedirtmedik. 31 Mart gecesi ve sonrasındaki sandık sürecinin her anında, sandığın demokrasinin teminatı olduğunu gören halkımız, sürece sahip çıkmış ve en ufak bir sıkıntı getirmemiştir. Çok ciddi sayıda kahramanları var bu sürecin. Biz, halk adına haklı ve güçlüydük. Onun için kazandık” diye konuştu.
Yılmayacağız!
YSK denen bir avuç insan, bu sürece en büyük sıkıntıyı veren o anlayışa karşı, çok donanımlı hareket edeceğiz. Uydurma gerekçelerle, hayatta hiç kimsenin aklına gelmeyecek, şeytanın bile aklına gelmeyecek gerekçelerle, hakkımızı gasp ettiler. Demokrasiyi sıkıntıya soktular. Ama yılmayacağız. 23 Haziran’a giderken, bayrama gider gibi sandık mücadelesi vereceğiz. Coşkuyla, güler yüz ve mutlulukla. Onların istedikleri şey kavga ettirmek, kötü söz söylettirmek. Biz onlara fırsat tanımayacağız.
Biz, bu bir avuç kötü dil kullanan insana, bu milletin vicdanı ve ahlakıyla ders vereceğiz. İyilik ve sevgi kazanacak. Bize yapılan haksızlığı sahada anlatacağız. Güler yüzle anlatacağız. Makamı ne olursa olsun, kim olursa olsun kötü söz sahibine aittir. Umursamayın. Biz bu bir avuç ağzı kötü insana bu milletin ahlakıyla, vicdanıyla ders vereceğiz. İyilik kazanacak.
Güler yüzlü olacağız. Bu kötü boksörler kavga etmek istiyor. Onları ringde tek başına bırakacaksın. Biz, işimize bakacağız. Ondan sonra kendi ringde tek başına kaldığında kendilerini şamarlamaya başlayacaklar. Aklınıza gelip sinirlendiğiniz an, aklınıza ben geleyim. Güler yüz ve sabır gelsin aklınıza. Ama bu güler yüz ve sabrın ardında, inançlı ve güçlü bir duruş gelsin aklınıza.
Herkes bu ülkenin teminatı
Bu ülkede yaşayan her insanı Türkiye’nin teminatı olarak görüyorum. Türk’ü de teminattır, Kürt’ü de teminattır. Herkes bu ülke için teminattır. Bizi ayırmak için kullandıkları hiçbir şey bizleri bölemeyecek. Bunları anlatın. İstanbul’da ne yapmak istiyoruz biz? Adil bir şehir yaratmak istiyoruz. Yeşil bir kent istiyoruz. Aynı zamanda bu şehrin yeteneklerini ortaya çıkaracak bir yönetim istiyoruz. Bu şehrin nimetlerini, kabiliyetlerini, kazançlarını bir avuç insana değil, 16 milyon insana dağıtmaya geliyoruz deyin. Onların derdi bir avuç insan, bizim derdimiz 16 milyon insan. Bu farkı anlatacağız.
Bir avuç insanı çatlatacağız
Bize fırsat tanınmadı. 17-18 günde alelacele yetkimizi elimizden aldılar. Ama gördünüz, israfı önleyerek, tasarruf yaparak insanların cebine nasıl kazanç sağladığımızı bu kısa sürede ortaya koyduk. Herkese bunu anlatın. 18 günde öğrencilerimizin cebine 45 TL koyduk. Suyu ucuzlattık. Dini, milli ve resmi bayramlarda ücretsiz ulaşımı sağladık. 18 günde yaptıklarımızı kıskanan o bir avuç insan düşünseniz ya, 1800 günde vallahi çatlarlar. Biz, o bir avuç insanı çatlatmaya ama 16 milyon insanı mutlu etmeye geldik.
Ramazan ayında her türlü kötü sözü söylüyorlar
Bu arkadaşlar, Ramazan ayında her türlü kötü sözü söylüyorlar. İftiralar atıyorlar. Bazen din adamlarını yanında bile konuşuyorlar. Biz, toplum olarak din adamlarına ayrı bir değer veren bir milletiz.
Buradan sesleniyorum: Ey siyasiler veya siyasi davranmayı kendilerine ilke edinmiş olan insanlar. Siyasete dini asla alet etmeyin. Bu milletin vicdanı bunu kabul etmez. Güzel şeyler söyleyin.
Örneğin, güzel bir ayettir: ‘Yiyiniz, içiniz ama asla israf etmeyiniz.’
Bunları anlatın. Niye anlatmıyorsunuz? Ucu size dokunur diye mi? ‘Haksızlıkta susan dilsiz şeytandır’ deyin. Topluma ders veren, yön veren güzel sözler. Ama herkese güzel söz söylemek nasip olmuyor. Bazı insanların sözleri 100 yıl geçse de unutulmaz.
Örnek mi? Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Bazılarının da sözleri akşamdan sabaha değişir. Bir günde hatta bir saatte bile kıymeti kalmaz. Onun için kötü söz sahibine aittir. Ramazan’a uygun disiplinle çalışacağız. 16 milyon insanın çeşitliliği içerisinde herkesin inancına saygı duyan güzel yürekli insanlar olarak çalışacağız” şeklinde konuştu.
Disiplinli çalışacağız
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Gönüllüleri’ne, “Disiplinli çalışırsak başarıyı elde ederiz. Ev ziyaretleri yapın. Sandıklarda görev almayı teşvik edin. Bu kardeşinizin selamını onlara iletin. Tartışın ama asla kavga etmeyin” uyarılarında bulundu. “Alın terimize zarar verenlere, alın terimizi helal etmeyeceğiz” diyen İmamoğlu; “Onları Allah’a havale edeceğiz. Biz, onlar gibi değiliz. Biz, demokrasiye inanmış, milli birlik ve beraberliğe inanmış insanlarız. En büyük ilacımızın umut olduğuna inanan ve topluma umut vermeye çalışan bireyler olacağız. Ben öyleyim. Kendimi umut olarak görüyorum, siz de kendinizi öyle görün. O bilinçle çalışın. Asla yılmayacağız. Çok çalışacağız. Moralimiz bozulduğunda aklımıza şu cümleyi getireceğiz: Asla vazgeçmeyeceğiz”
Aslanım benim, bak oradaymış
“Çok terledim. Ceketimi çıkaracağım da yanlış anlarlar diye çıkarmak istemiyorum. Müsaade ederseniz çıkarmak istiyorum” diyen Ekrem İmamoğlu, ceketini çıkarıp, gömleğinin kollarını sıvayınca büyük alkış aldı.
Ekrem İmamoğlu, dün gece katıldığı Saadet Partisi iftarında yaşadığı bir olayı anlattı: “Davet ettiler, dün Saadet Partisi’nin iftarına gittim. 13-14 yaşında bir kızımız yanıma geldi. Ağlıyor, konuşamıyor. Ağlayarak, bana ‘Bu ülkeye adalet gelecek mi başkanım’ diye sordu. 13-14 yaşındaki kızımız adalet istiyorsa, hep birlikte adalet getireceğiz bu ülkeye.”
Ekrem İmamoğlu, yine dün gece Esenler’de yapmak istediği ancak izdiham nedeniyle kısa kesmek zorunda kaldığı mitingin ardından arabasını kilometrelerce takip eden Murat Kurtaran adlı gençle yaşadığı anıya da konuşmasında yer verdi:
“Genç kardeşim, arabanın camına şamarıyla vurdu. ‘Durun’ dedim. Aslanım benim, bak oradaymış. Ya bunlar da beni takip ediyor. Ben ne diyeyim ya. Aslan yürek. Bu adam bana, ‘Ekrem Abi, kurtaralım bu şehri. Benim çocukluğumu, gençliğimi çaldılar’ dedi. Beraber kurtaracağız. Sana helal olsun.”
İmamoğlu, konuşma yaptığı platformdan inerek Kurtaran’la dün geceden sonra ikinci kez kucaklaştı. Bu sırada ilginç görüntüler oluştu.