Hepimizin başına geldi. Bilerek ya da bilmeyerek ya maruz kaldık ya da maruz bırakıldık. O zamanlar, “Seviyor yapar” ya da “Yapıyorsam sevdiğimden” diye normalleştirdiğimiz şey aslında ileride ve ilişkilerde travmalara, aldatmalara ve aldatılmalara yol açıyor. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. İşte tüm detayları ve araştırmalarıyla flört şiddeti…
Ne demek flört şiddeti?
Flört şiddeti, flörtün yeni yeni başladığı 16-24 yaş döneminde romantik ilişkilerde yaşanan şiddete işaret ediyor. Aslında İngilizcede “Dating Abuse” diye geçiyor. Tam çevirisiyle ilişki içi sömürü. Gel gelelim Türkçede biraz vahşileştirip şiddet diye çevirmişiz. Ben de o şekilde devam edeceğim.
Bu durum fiziksel, sözel, duygusal, dijital ve cinsel olarak ortaya çıkıyor. Hani hepimizin bildiği ama normal kabul ettiği şeyler vardır ya. Telefona bakmadan tut, kıyafete ve arkadaşlarına karışmaya, “Yapmazsan sen bilirsin”e kader uzanan bir geniş yelpaze.
Hepsini daha detaylı anlatacağım elbet ama Loveisrespect’te yayınlanan ortak araştırmaya göre 16-19 yaşındaki ilişkilerde flört şiddeti oranı %90, 20-24’ün de %74 olduğunu da şuraya bırakayım ki hiç de azımsanmayacak kadar ciddi bir mesele olduğu anlaşılsın.
Kıskançlık
Flört şiddeti için en yoğun olarak öne sürülen gerekçe, “Kıskançlık.” Şimdi buradan bile duyuyorum, “Seven insan kıskanır” diyenleri. Yok böyle anlaşılmıyorsa bir de araştırma daha çok ilginizi çeker belki. Şirketin Türkiye’deki 400.000 üyesine, “Ne zaman kaçamak yaparsınız?” diye sormuşlar. Cevaplar arasında %66 ile en büyük alanı, “Eşimin (sevgilimin) özgürlüğümü kısıtladığını düşünürsem” olmuş. Kıskanmak alt metninde güvensizlik anlamı içerir sevgili dostlar. Kendinizi güvence altına almaya çalışırken aslında ne mesaj verdiğinizi ve neleri göze aldığınızı unutmayın.
Neler flört şiddetine girer?
Demin yazdığım gibi 5 temel alana ayrılıyor Flört Şiddeti:
1- Fiziksel
Gözünüzde hemen dayak canlanmasın. Fiziksel olarak flört şiddetine maruz kalmak için ille de işin içerisinde dayak olması şart değil. Kolunu sıkma, saçını çekme, çimdik atma gibi masum görünen ancak aslında altında şiddet içeriği olan eylemler de fiziksel flört şiddetine giriyor.
2- Duygusal (Psikolojik):
Bu hepimizin başına gelen ama ismini tam koyamadığımız, genelde trip atmak diye adlandırdığımız şey. Sevgi göstermemek, “Seni terk ederim. Onu giyersen seninle dışarı çıkmam. Onunla görüşürsen seninle konuşmam” gibi duygusal tehdit içeren sözler, duygusal flört şiddetine giriyorlar.
3- Sözel:
Şirket kendi alanında bir araştırma yapmış. 10.000 kadın profili üzerinde yaptığı ankete göre uzun ilişkilerin aldatmayla sonlanmasının en önemli sebeplerinden biri de bu flört şiddeti biçimi. Partnerlerin birbirlerine saygılarını kaybettikleri ve “Şişko, aptal, geri zekalı, mal, angut, öküz, hayvan, saçı uzun aklı kısa, şeyinden başka hiçbir şey düşünmez, duygusuz…” gibi sözlerle hitap etmeleri ve bunu periyodik olarak yapmaları ortaya sözel bir flört şiddeti çıkarıyor.
4- Dijital:
Araştırmalara göre en çok rastlanan flört şiddeti biçimi bu. Daha doğrusu araştırmaya göre de çiftlerin %79’u bir şekilde yapıyor ama ben dahil bunun bir flört şiddeti olduğunu daha yeni öğreniyorum. “Stolk, aşırı stolk, dijital kafes, tüm şifrelerini alma, sürekli telefonu isteme, biri arayınca bakma, bilgisayarını karıştırma” gibi her ergenin hayatında bir kere mutlaka yaptığı ya da maruz kaldığı eylemler aslında dijital flört şiddetine giriyorlar.
5- Cinsel:
Sadece cinsel birlikteliğe zorlama aklınıza gelmesin. Ergen yaşlarda yapılan zorla öpme, sıkıştırma, mıncıklama gibi masum görünen eylemler aslında özel olana müdahale içerdiğinden cinsel flört şiddeti içerisine giriyor.
Kim daha çok maruz kalıyor?
Hacettepe Üniversitesi araştırmasına göre, flört şiddetine maruz kaldığını söyleyenler 1. sınıfta %19 flört 4. sınıfta %40. Dolayısıyla yaş 20’lerin ortasına geldiğinde ülkemizde flört şiddeti maksimum noktasına ulaşıyor. Kadını ve erkeği yok. Fiziksel şiddet daha çok erkeklerle özdeşleştirilse aslında her iki taraf da aynı ama tahmin edersiniz ki kadınlar biraz daha mağdur bu konuda.
Kadınların %43’ü maruz kaldıklarını, %59’u da bir arkadaşlarının maruz kaldığını söylüyor. Ancak ergenlerin sadece %33’ü bunu başka birine söylemiş. Bir başka flört şiddetinin ortaya çıkma olasılığının yüksek olduğu alan da internet üzerinden yapılan buluşmalar. Firma özellikle internet üzerinden yapılan buluşmalarda doğru profilleri seçmeye ve kullanıcılarının güvenliğini sağlamak için profillerin gerçek ve kaliteli kişilerden oluşmasına dikkat ettiğini söylüyor.
Flört şiddeti uyguladığını nasıl anlarsınız?
- Bir konudaki teklifinize “hayır” demesine rağmen partnerinizi bu konuda zorluyorsanız.
- Aynı duruma partnerinizin sizinle aynı tepkiyi vermesini bekliyorsanız.
- Beklentilerinizi ve isteklerinizi karşılaması için partnerinize duygusal veya fiziksel baskı yapıyorsanız.
- Partnerinizin beklenti ve isteklerini karşılaması için ayrılmakla tehdit ediyorsanız.
- Partnerinizi, kendi yaşam alanından ve değerlerinden uzaklaştırmaya ve soğutmaya çalışıyorsanız.
Maruz kalmamak için ne yapmalısınız?
1- Hayır demeyi öğrenin. Hem ilişkilerinizde hem de hayatınızda lazım olur.
2- En önemli kişi sizsiniz. Bunu unutmayın. Kendi değerinizi başkalarının sevgisi ya da iyiliği için harcamayın.
3- İlişki öncesi yaşam alanınızı tutun. Kendinizi, kişisel değerlerinizi ve arkadaşlarınızı terk etmeyin.
4- Kırmızı çizgilerin (ABD’de Red Flag diyorlar) olsun. Cömert olmakla aptal olmak arasındaki ayarı kaçırmayın.
Ortaya çıkma sebepleri neler?
Araştırmalara göre kaçamakla sonuçlanan kavgaların en önemli nedeni kıskançlık. Kıskançlığın da kaynağı sevgi ve güven travmalarıdır. Kıskanıyormuş. Özellikle de başta her şeye tamam diyen insna profilinin daha sonra güvenli alanında kısıtlamalara başlaması bence bir flört şiddetini körükleyen en önemli neden. “Madem rahatsız oluyordun başta neden tamamdın?”
Eğer biri kendini yeterince iyi, sevilebilir ya da değerli hissetmiyorsa onda ileri derecede sevdiğini kaybetme korkusu gelişmesi yüksek bir ihtimal. Bu da dolayısıyla kendisine ve ilişkide olduğu kişiye karşı güvensizlik duymasına yol açacaktır. Yani aslında biri kıskanıyorsa sevdiğinden değil de kendini yeterince sevemediğinden ya da sevilebileceğini düşünmediğindendir. Eğer kendi iyiliğinizi istiyorsanız yapmayın, eğer size yapılıyorsa da sevgilinizin iyiliği için bunu yapmasına izin vermeyin. Ona destek olun ya da profesyonel olarak destek olmasını sağlayın. Gerçek dostluk ve sevgi bunu gerektirir. Gerisi zaten çorap söküğü gibi gelir.
Sana kötü davranılmasını hak etmedin!
Şimdi gelelim flört şiddetine maruz kalıp buna sesini çıkarmayan ya da bunu normalleştiren, belki de bir gün istatistiklerden birine dahil olmak üzere hızla ilerleyen sevgili okuyuculara. Size tek bir şey söylemem gerekiyor. Dünya adil bir yer değil. Kimse de öyle söylemedi zaten. Söyledilerse de inanmayın. Bir de karmaya asla inanma. Çünkü karmaya inanmak iyi insanların başına iyi şeyler, kötü insanların başına kötü şeylerin geleceğine de inanmaktır.
Sizin başınıza da kötü şeyler gelebilir. Bu sizin kötü biri olduğunuzu ve bunları hak ettiğinizi göstermez. Dolayısıyla kimse size, sizi sevdiği için ya da başka bir bahaneyle size kötü davranamaz. Size kötü davranılmasına ne bir başka birinin hakkı vardır ne de sizin kendinize kötü davranma hakkınız… Hayat sizin ve bir tane. Siz de bir tanesiniz. Öyle yaşayın ve öyle yaşatın. Sevgiler.