Soma’da 301 can gitti. Lakin 5. yıl dönümüne 1 ay kala, patronlara “beraat” kararları çıktı! Kim bilir belki yeni bir maden ocağı alırlar, belki orada başka başka madenciler “kader” adı altında “fıtrat” adı altında ölmeye devam ederler.
Dün Anneler Günü’ydü. Ermenek’te, “Oğlum yüzme bilmez ki…” diyen bir anne vardı hatırladınız mı? O annenin de evladı olmadan geçen 4. Anneler Günü!
Ermenek maden faciası, 18 can gitti. Geride oğlunu göçüğe veren, Ayşe Gökçe’nin “Oğlum yüzme de bilmezdi, suyun içinde ne yaptı?” sözleri kaldı.
Tarih 28 Ekim 2014’tü. 34 işçinin çalıştığı Has Şekerler Madencilik Şirketine ait kömür ocağında su baskını sebebiyle 18 işçi yaşamını verdi. Oysa Soma maden faciasının üzerinden epi topu 5 ay geçmişti ve güya Soma son olacak, adalet yerini bulacaktı!
Soma: Mahmut’u çıkarın abi! Beni bırakın Mahmut’u çıkarın! O’nun karısı hamile!
Bu sözleri hatırladınız mı peki? Bu sözler de Soma maden faciasından. Bugün Soma maden faciasının yıl dönümü! Kara elmas 301 cana mal oldu! Hatırladınız mı Soma’da olanları? Taze taze verilen iş güvenliği uzmanı sayılarının ardından eklenen “Maalesef onlar da toprağın altında, o yüzden net bir şey söyleyemiyoruz.” açıklamasını da hatırlıyor musunuz? O gün sizlerin de aklına geldi mi, işin bu şekilde kapanıp gideceği!
Beraat kararı!
Soma’da 301 can gitti. Lakin 5. yıl dönümüne 1 ay kala, patronlara “beraat” kararları çıktı! Kim bilir belki yeni bir maden ocağı alırlar; kim bilir belki orada başka başka madenciler “kader” adı altında, “fıtrat” adı altında ölmeye devam ederler. Ölümler de aklamalar da öyle sessiz sedasız olur, çoğu yerde yer bulmaz bile.
Sözcü gazetesinde 19.04.2019 tarihinde yer alan habere göre:
“Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesi ardından başlatılan adli soruşturmada; haklarında, ‘Olası kastla öldürme’, ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma’, ‘Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 51 sanık, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Geçen 11 Temmuz tarihinde Salih Pehlivanoğlu başkanlığındaki mahkeme heyeti kararını açıkladı.
Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 15 yıl, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı’ya 22 yıl 6 ay, İşletme Müdürü Akın Çelik’e 18 yıl 9 ay, maden mühendisi Ertan Ersoy 18 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Bunun yanı sıra Can Gürkan, 3 yıl süreyle maden faaliyetlerinde bulunmaktan men edildi.
Ayrıca tutuksuz sanıklardan emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’e 11 yıl 8 ay, maden mühendisleri Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık’a 10 yıl 10’ar ay, yönetim Kurulu üyesi Haluk Sevinç, çalışanlardan Hilmi Karakoç, Mehmet Eres, Hüseyin Alkan, Fuat Ünal Aydın’a 8 yıl 4’er ay ve Murat Bodur’a 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Aralarında Alp Gürkan’ın da bulunduğu 37 kişi ise beraat etti.
Gerekçeli kararın açıklanmasından sonra hem sanıkların hem de mağdur ailelerin avukatları, üst mahkeme durumundaki İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne temyiz başvurusunda bulundu. Davaya bakan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14’üncü Ceza Dairesi, yerel mahkemenin verdiği kararı onadı. Kararla birlikte, tutuklu sanıklardan sadece, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan tahliye edildi. Tahliye kararı Aliağa Şakran’da bulunan İzmir 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na bildirildi.”
Mahkeme akladı, patronlar çıktı!
Zaten işçinin kaderi değil miydi ölmek? Bu dünyada işçinin fıtratında ölmek, patronun fıtratında yükselmek vardır. Yükselmek ki bazen cesetlere basa basa yükselmek… O yüzden reva görür işçiye ölümü! Giden candan daha fazla üst üste giyilen gömleğinin konuşulması da ondandır, Soma’nın son olmayışı ve bu bakış açısıyla hiçbir zaman son olmayacağı da!
Soma son olmadı! Ardından giden 18 canla ERMENEK geldi! Ermenek’in ardından yine sayısız göçükte ölen ama tek haneli sayılarla ifade edildiği için normal sayılan onlarca göçükle devam etti. İşçinin kaderinde ölmenin olduğu düşüncesi değişmedikçe de ölümler devam edecek!
İşte bu düşünceyi yıkabilmek için unutmayın Soma’yı, unutmayın Ermenek’i! “Unutmayalım ama onlar da…” demeyin! Sıtmayla ölüm arasında kalan insanları kestirip atmayın! Attığımız gün o da kabullenecek, kaderindeki ölümü! Unutmayın Soma’yı da 301 madencinin cesetleri üzerinde yükselen plazayı da!