Almanya ve Avrupa’da yaşayan Türkler ayrışmadan etkileniyor!

Özellikle Almanya ve Avrupa’da yaşayan Türkler için iklim daha da zorlaşıyor. Yabancı fobisi gelişmiş Avrupa ülkelerinde de ortaya çıkıyor. Almanya’da yaşayan nüfusun yaklaşık %20’sinin göçmen olduğundan hareketle 16 milyon insanın günlük hayatının bu durumdan etkileniyor.

Almanya ve Avrupa da yaşayan Türkler ayrışmadan etkileniyor!

İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü Fuat Keyman:

Sadece Türkiye, Polonya, Macaristan, Hindistan’da değil aynı zamanda Avrupa’nın gelişmiş demokrasilerinde ve Amerika gibi ülkelerde de gördüğümüz demokrasinin içini boşaltma temelinde oluşan, “popülizm”, “rekabetçi otoriterlik”, “demokratik otoriterlik”, “illiberal otoriterlik” dediğimiz bir süreçten geçmekteyiz.

Fareed Zakaria, illiberal demokrasi hakkındaki kitabında bunu demokrasiden bir sapma olarak ortaya koymuş fakat bazılarına göre günümüz liderleri bunu bir proje olarak görüyorlar. Hak ve özgürlüklerden daha çok hizmetler, güvenlik ve ekonomi alanındaki risklere hızlı yanıt vermeler olarak kendini gösteren bir dönemden geçiyoruz.


Oryantalist bir bakış açısından değerlendirildiğinde Türkiye, Hindistan, Brezilya ve Venezüella gibi ülkelerde bu tarz eğilimlerin görülebilir olduğu sonucu çıkartılır çünkü bu ülkeler gelişmiş ülke değildir ya da demokrasilerini tamamlayamamışlardır.

Fakat burada ilginç olan Avrupa Birliği üyesi Almanya, Hollanda ve gelişmiş ülke kategorisindeki Amerika’da da illiberal demokrasi kavramını bir proje olarak alan liderlerin ve yönetimlerin güçlenmeye başladığını görmemizdir.Bazı ülkelerde bunlar yönetimdeler, bazılarında da Almanya gibi muhalefet partisi olarak güçlenmekteler.

O yüzden de bu popülizm adı altında değerlendirdiğimiz süreci ciddi olarak masaya yatırmak gerekiyor. İlliberal demokrasiyi bir proje olarak almanın meşruiyeti nasıl sağlanıyor diye baktığımızda birkaç kavramın gelişmiş ülkelerde de ortaya çıktığını görüyoruz.

Bunlar genel olarak farklı olana karşı geliştirilen korkular olarak kendini gösteriyor; yabancı fobisi, göçmen fobisi ve İslam korkusu. Bu bağlamda Türkiye’yi ve Almanya’yı birlikte düşünüp ele almak gerekir.

Almanya’da yaşayan 16 milyon insanın günlük hayatı ayrışmadan etkileniyor

Almanya Federal Meclisi eski vekili Özcan Mutlu:

Birçok ülkede son yıllarda demokrasi, eşitlik kavramları sorun olarak görülmeye başlıyor. Avrupa’dan bakarsak Macaristan, Polonya ve İtalya; global olarak baktığımızda ise Brezilya’nın son seçimlerinde iktidara gelen başkanın söylemleri, bizim düşündüğümüz tarzda demokratik bir topluma çok çok uzak.

Mutlu, Avrupa’nın başka ülkelerinde de görülen popülist eğilimlerin Almanya’da 2013’te kurulan aşırı sağ parti AfD’nin (Almanya için Alternatif) liberal mülteci haklarını kaldırmayı hedefleyen popülist söylemleriyle Alman toplumundaki ayrışmayı daha da arttırdığına dikkat çekti. Mutlu, Almanya’da yaşayan nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinin göçmen olduğundan hareketle 16 milyon insanın günlük hayatının bu durumdan etkilendiğini belirtti.

Mutlu, bugün Federal Almanya´da yaklaşık 3 milyon Türk vatandaşının yaşadığını, nerdeyse yarısının Alman vatandaşı veya çifte vatandaşlığa sahip olduğunu, Türk vatandaşlarının toplumun sanat, spor, iş dünyası ve siyaset gibi her alanında başarılı olduğunu ve şu an Alman Federal Meclisi’nde aralarında Bakanlık yapmış olan 15 Türkiye kökenli milletvekilinin görevde olduğunu ifade etti.


Mutlu, “Almanya’da bugün 80 bin Türk işletmesi var ve bu işletmeler 900 bin kişiye istihdam yaratıyor. Günümüzde gittikçe artan ve toplumun farklı kesimlerine yönelik ırkçılığa varan söylemlerden maalesef Almanya’da yerleşik Türk Toplumu da son derece huzursuz.Almanya bizi hep öcü olarak, Türkiye de bizi uzun yıllar döviz makinesi olarak gördü, şimdi de beşinci koloni olarak kullanmaya çalışıyor. Bizim göç hikayemiz çok büyük bir başarı hikayesi ama bunu Almanya henüz kavramış değil” dedi.

Süper Seçim Yılı 2019

Özcan Mutlu, Almanya’da hem Şansölye Angela Merkel’in hem de siyasi tarihin gidişatı açısından 2019’u ‘süper seçim yılı’ olarak tanımlayarak, ülke ve bölgede etkili olacak seçimleri şöyle sıraladı:

  • 26 Mayıs/ Bremen Parlamentosu seçimleri.
  • 26 Mayıs/ Avrupa Parlamentosu seçimleri.
  • 1 Eylül/ Brandenburg ve Saksonya eyaletleri seçimleri.
  • 27 Ekim/ Thüringen seçimleri.

Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının hayatlarının hiç bir zaman kolay olmadığını ifade eden Mutlu, 2019’da aşırı sağ kanadın istediği sonucu alması durumunda olası sonuçları şöyle sıraladı:

  • Şansölye Merkel´in siyasi hayatı olumsuz etkilenir.
  • Koalisyon hükümeti bitmesi ve erken seçim olasılığı doğar
  • Müslüman Karşıtlığı ile bilinen sağ partide İslam düşmanlığı artar
  • Almanya’da yasayan yaklaşık 3 milyon Türk Vatandaşı için iklim daha da zorlaşır.

Biyografi: Özcan Mutlu kimdir?

2013-2017 yılları arasında Almanya Parlamentosu’nda Yeşiller Partisi adına görev yapmış bir politikacıdır. Almanya Federal Meclisi vekilliği boyunca eğitim politikalarına önem vermiş, Eğitim, Araştırma ve Teknoloji değerlendirmeleri Komitesinde yer almış ve parlamento grubunun vatandaş katılımı raportörlüğünü üstlenmiştir. 1990’dan beri Yeşiller Partisi üyesi olan Özcan Mutlu, Berlin Yerel Parlamentosu’na 1999 yılında Friedrichshain-­‐Kreuzberg bölgesini temsilen katılmış, 2006 ve 2011 yıllarında ise tekrardan seçilmiştir. Kreuzberg ve Kadıköy arasında yapılan Kardeş Şehir Anlaşması’nda kurucu üye olmuştur.

Özcan Mutlu, 2018 Nisan ayından itibaren Berlin Paralimpik Spor Derneği’nin onursal başkanlığını yürütmektedir. Aynı zamanda, İki-­‐dilli Alman-­‐Türk Berlin Avrupa Okulu ve Berlin Uygulamalı Bilimler Uluslararası Üniversitesi’nin kurucu üyesidir. 1985-­‐1989 yılları arasında Berlin Teknoloji Enstitüsü’nde bilgi teknisyenliği eğitimi alan Mutlu, 1993 yılında ise Beuth Üniversitesi Uygulamalı Bilimler, Berlin İletişim ve Elektronik bölümünden mezun olmuştur. Özcan Mutlu’nun parlamento çalışmaları ve ilgi alanları gençlik ve spor ve eğitim üzerine yoğunlaşmıştır.

Avrupa Parlamentosu seçimleri sonuçları: Merkez sağ ve merkez sol gerilerken liberaller, yeşiller ve aşırı sağcılar yükselişte

Bugüne kadar merkez sağ partilerin üye olduğu Avrupa Halk Partisi (EPP) ve merkez sol partilerin üye olduğu Sosyalistler ve Demokratlar grubunun (S&D) sandalyeleri AP’de çoğunluğu sağlamaya yetiyordu. Fakat artık grup sırasıyla 182 ve 147 vekil ile 751 sandalyeli Avrupa Parlamentosu’nda çoğunluğa sahip olmayacak.

Avrupa Parlamentosu’nda yeni sandalye dağılımları
Parti Sandalye sayısı Değişim
EPP (Merkez sağ) 182 -39
S&D (Merkez sol) 147 -44
ALDE (Liberal) 109 +42
G/EFA (Yeşiller) 69 +19
ENF (Milliyetçiler) 58 +58
ECR (Muhafazakâr) 59 -11
EFDD (Aşırı sağ) 54 +6
GUE/NGL (Sol) 38 -14

Parlamentoda sandalyesini en fazla artıran grup ise Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) oldu.


ALDE sandalye sayısını 42 artırarak 109 sandalye ile AP’nin en büyük üçüncü grubu oldu. ALDE 22 sandalye ile en fazla Fransa’dan AP vekili çıkardı. İngiltere’de ikinci sıraya yerleşen Liberal Parti de ALDE’nin AP’deki sandalyelerine önemli bir katkı verdi.

Almanya’da ırkçılığın yükselişi


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.