Ekrem İmamoğlu Ordu – Giresun Havalimanı’ndaki VIP salonunda yaşananları anlattı: Ordu Valisi Seddar Yavuz bize tuzak kurdu.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında Ordu-Giresun Havalimanı’na geldikten sonra VIP salonunda karşılandığını; dönüşte de VIP salonunun kapılarının açık tutulduğunu, salona girişte bir engellemeyle karşılaşmadıklarını belirtti.
VIP salonundan giriş-çıkış yapmak gibi bir talebi olmadığını söyleyen İmamoğlu, “Bunları önemseyen biri değilim” dedi.
Ekrem İmamoğlu Ordu ziyaretinde yaşananlarla ilgili şöyle konuştu:
— Benim gerçek yüzüm ortada. Süreci polis kardeşlerime anlatarak İstanbul’a seyahatimizi gerçekleştiriyorum. Iskalanan başka şeyler var. İnsanın kişisel alanına dahil olmak çabası içinde olan bakana buradan bazı uyarılarda bulunmak istiyorum.
“Firma gerekli açıklamayı yaptı”
— Biz kimseden uçak tahsisi vs almış birisi değilim. Siyasetin finansmanı konusundaki ahlakımla gurur duyuyorum. İftira ve yalanla ithamda bulunmak çok ayıptır, yazıktır günahtır. Zaten firma da gerekli açıklamayı yaptı. Devletin imkanları ile propaganda yapmayı nasıl tanımlıyor orasını da bilmek isterim.
— Özellikle VIP kullanma meselesiyle bizim kişiliğimizle iftiralarda bulunan sayın bakana soruyorum buradaki apronun kullanılmasını nasıl gözardı ederler? Bu kadar sözüm ona kişiler anlamış değilim. Biz yalan ve iftiralara alıştık.
“Sayın vali bize tuzak kurmuştur”
— VİP kapısının önünde ne olup bittiğinden haberdar değildim. Ben vatandaşlarımızla fotoğraf çekiniyoruz. Trabzon milletvekilimiz benim koluma girip içeri girdik. Bizim VİP’den geçmemize dönük bir engel oluşturulacaksa kapatırsın ışıkları kimseyi içeri almazsın. Ama siz kapıyı açık bırakıyorsunuz. Kapıdan içeri insanlar giriyor. Benim annem, babam çantalarını XR cihazından geçiriyorlar. Ben içeri giriyorum. Sayın vali bize tuzak kurmuştur. Güzel ortamı gölgelemeye çalışmıştır.
— Ben orada Seyit Torun’a rica ediyorum orada. Psikolojim ortada. Her şekliyle yaklaşımım ortada. Benim gerçek yüzüm ortada. Buradan pirim çıkartmak, başka ifadeler çıkartmak basitlik çabasıdır. Gerektiği ortamda gereken cevabı vereceğim ama ıskalanan başka şeyler var. Onlara özellikle değinmek istiyorum. Ben Sayın Bakan’a bazı uyarılarda bulunmak istiyorum.
“VIP meselesini konuşan, sözüm ona ahlak cümleleri kuran Bakan, apronu nasıl görmezler”
— Kiralanan uçakla ilgili, biz kimseden uçak tahsis almış değiliz. Ayıptır, günahtır. Firma açıklama yaptı. Bizim de her türlü belgemiz vardır. Devletin imkanları ile propaganda yapma, hepimizin vergileri ile propaganda yapma konusunda bir açıklaması olacak mı? VIP meselesini konuşan, sözüm ona ahlak cümleleri kuran Bakan, apronu nasıl görmezler.
“Sayın İçişleri Bakanı’nı kınıyorum”
— Kritik olan, bizim kiraladığımız özel uçakla ilgili yalan konuşulması değil. Benim 3 çocuğum ve eşimle ilgili yapmış olduğum tatilin, nereye gittiğime ilişkin takibe çalışan Sayın İçişleri Bakanı’nı kınıyorum. Benim özel alanımı hiçkimse deşifre etme hakkına sahip değildir. Uçak bizi Dalaman’a bırakmıştır. Bu sabaha karşı Sabiha Gökçen’e iniş yaptım. O fotoğrafları zaten göstermek istemiyorum. Birilerinin bizi tehdit edecek sözlerle ifadeler kullanmasını…
— Sayın Bakan açıklamalarıyla nereye varmak istemektedir? Sayın Bakan’ın bu süreçte yarattığı ve yaşattığı iftiralar ve yalanlar, terör örgütü ile yanyana anma isteği… Kim yalan ve iftira atıyorsa o insanın önce aynaya bakması lazım. İstanbullu hemşehrilerimiz 23 Haziran’da öyle bir cevap verecektir ki…
Yaşadığımız bu 2-3 günlük boşluktan sonra, yarından itibaren İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, İstanbul gerçeklerini topluma anlatmaya devam edeceğim. Bu tarz konuşmalara ve ifadelere cevap vermeyeceğimi ifade etmek istiyorum. Bizim alanımız 16 milyon insan.