Süleyman Soylu: Şimdi bu ekip LGBT dahil olmak üzere İstanbul yönetimine hazırlanıyor. Ben bunu Türkiye için de İstanbul için de bir tehdit olarak görüyorum.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TV100’de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
İstanbul’un vereceği kararın Türkiye’nin geleceğinde etkili olacağını belirten Soylu, “Türkiye’nin istikrarını bozabilecek marjinal grupları görüyoruz. İstanbul’un başına böyle bir ekibin geldiğini düşünün. Bu elbet tehlikeli bir şeydir” ifadelerini kullandı.
Süleyman Soylu, “Şimdi Kandil, İstanbul seçimleri için ‘AKP-MHP faşizmine karşı İmamoğlu’nu destekleyeceğiz’ diyor. Ondan önce de Sezai Temelli, ‘Herhalde bu bizim seçimimizdir, biz de alacaklarımızı alacağız.’ diyor. Etrafta da hep şu konuşuluyor, İSPARK ve benzeri bilimum yerler HDP ile anlaşıldı. Bütün bunlar LGBT, terör örgütleri, kusura bakmayın Can Dündar’ın Gezi olaylarındaki tweetini hepimiz hatırlıyoruzdur, başka yerlerden copy-paste yaptıklarını, savaş manzaralarını Taksim Meydanı manzaralı olarak yansıttılar. Şimdi bu ekip LGBT dahil olmak üzere İstanbul yönetimine hazırlanıyor. Ben bunu Türkiye için de İstanbul için de bir tehdit olarak görüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
İmamoğlu’nun “Mahalle, ilçe meclisleri oluşturacağım” dediğini aktaran Soylu, “Ben buna dikkat kesildim. Ne demek istiyor? Zaten ilçe belediye meclisleri var siyasi partilerin katıldığı. ‘İlçe meclisleri, mahalle meclisleri oluşturacağım’ diyor. Oralarda farklı bir takım yapılar bunların akıllarında söz konusu. Oradan da bir yerlere mesaj veriyor. Bunun terör örgütüne yeni bir kanal açacağı, yani aslında kısa ve öz biçimde Kandil’den Saraçhane’ye bir tünel kazılmaya çalışıldığı apaçık ortadadır” diye konuştu.
Soylu, bir başka soru üzerine 31 Mart’ta sandığa gitmeyenlere yönelik çalışma yaptıklarını, yaklaşık 4,5 puanlık bir kararsız seçmen bulunduğunu, bu kesimin tercihinin seçimi belirleyeceğini söyledi.
Yıldırım-İmamoğlu ortak yayını
Yıldırım-İmamoğlu ortak yayınına da değinen Soylu, şunları kaydetti:
— Siz de gazetecisiniz, yıllardan beri bu işi yapıyorsunuz, bir millet bu tartışmaya kitlenmiş. Bu iş namuslu bir iştir. Düğmeye basıyorsunuz, ‘size 3 dakika verdim, size 3 dakika verdim’ diyorsunuz da buna hazırlanırken, otelde iş pişirirken diğer adaya niye bunu sormuyorsunuz, niye diğer adayla bunu konuşmuyorsunuz? Görüşme yapma hakkınız olabilir 1 saat onunla konuşursunuz, 1 saat de onunla konuşursunuz. Ama bunu kamuoyuna açık edersiniz. Dersiniz ki ‘Ben burayla da konuşuyorum, burayla da konuşuyorum, buraya da gideceğim.’ veya ‘Onların danışmanlarıyla konuşacağım, ikisinin de.’ ama ikisini eşit şekilde ortaya koyarsınız. Benim üzüldüğüm şudur, buradaki haksızlığı, bir barem daha yükseltiyorum, buradaki ahlaksızlığı görüp de bunu korumaya çalışan insanlar, bu doğru bir yaklaşım değil. Her işin bir namusu var. Gazeteciliğin de siyasetin de namusu var. Bu namusu korumak temel felsefedir ve burada millet aldatılmıştır, İstanbul seçmeni aldatılmıştır ve Binali ağabey aldatılmıştır. Bu kadar açık ve net.
“Şimdi İsmail Küçükkaya ile kimse programa çıkar mı? Bu saatten sonra kimse çıkmaz”
“Buna ihtimal veriyor muydunuz?” sorusuna karşılık Soylu, “Ben bu kadar mesleğinin ahlakına uygunsuz davranabileceğini hiç düşünmedim” ifadesini kullandı.
Soylu, “Şimdi İsmail Küçükkaya ile kimse programa çıkar mı? Bu saatten sonra kimse çıkmaz. Çünkü güvenilirliğini tamamen yitirdi ve Türkiye’ye yalan söyledi. Türkiye’deki seçmeni aldattı, tüm Türkiye’yi aldattı” dedi.
S-400 değerlendirmesi
Türkiye’nin S-400 alımına ilişkin ABD’den yapılan yaptırım açıklamaları soruların Soylu, bu durumun sürpriz olmadığını söyledi.
Yaklaşık 6-7 yıldır bunun Türkiye üzerine bir senaryo olarak uygulanmaya çalışıldığını belirten Soylu, “Bunu hepimiz görüyoruz, zaten yüzde 52’yi veren millet de bunun için verdi. Türkiye’nin terörle mücadele konusunda attığı adımları desteklemek için yüzde 52 oy verdi” dedi.
Vatandaşın bunu yaparak, “senin çizgin doğru” dediğini belirten Soylu, Türkiye’nin geçmiş yıllarda nasıl darbelere gittiği konusunda bilgi verdi.
Terör, anarşi ve ekonomik krizlerin bu süreçlerde etkisine değinen Soylu, bunlardan en önemlisinin ise ekonomik kriz olduğuna işaret etti.
Türkiye’nin bu tür eylemlerle altının boşaltıldığına dikkati çeken Soylu, “bu durumdan kim istifade ediyor?” sorusunu gündeme getirdi.
“Bu bir haraçtır” diyen Süleyman Soylu, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin bir devalüasyonla karşı karşıya kalması bir haraçtır. Bu haracı almak istiyorlar. 7-8 yıldır kazandığınız haracınızı verin diyorlar. Başka ülkelerden almadılar mı? Orta Doğu ülkelerine çökmediler mi? Şimdi Türkiye’ye de çökmeye çalışıyorlar. Bu kadar açık. S-400’ü bahane ediyor. Gezi’de Tayyip Erdoğan’a, Dolmabahçe saldırısıyla ‘koltuğunu alırız, haracını ver.’ dediler. 17-25’te de ‘seni içeri atarız, haracını ver’ dediler. 6-7 Ekim’de millete ‘seni bir birine düşürürüz’ dediler. 15 Temmuz’da da ‘Tayyip Erdoğan seni öldürürüz.’ Millete de ‘sana öyle bir acı çektiririz ki bu acıyı unutamazsın.’ Şimdi bunun tesadüf olduğunu hiç kimse düşünmesin. Şimdi de ‘önümüzde 4-4.5 yıl var bunu sana kullandırmayacağım’ diyor. ‘Sen Afrin’e benden izinsiz girersen, sen S-400 alırsan, sen 2 milyar doların üzerinde savunma sanayinde ihracat yaparsan, benim alanıma girersen ben sana bu hakkı kullandırmam, Avrupa ile kuşatırım, buldozer gibi üzerine gelirim.’ Bugüne kadar yaptığı açıklamaların tamamı budur. Bizden haraç istiyor, bildiğiniz haraç. ‘Ben yöneteceğim seni’ diyor. ‘Haraç verdin verdin, vermedin kapına geliyorum’ diyor. Türkiye de eski Türkiye değil, ayaklarının üzerinde duruyor, gayret gösteriyor.”
“ABD, İstanbul seçimi üzerinden, ‘Acaba Türkiye’nin istikrarına bir çentik vurabilir miyim?’ diyor”
ABD’nin İstanbul seçimi üzerinden, “Acaba Türkiye’nin istikrarına bir çentik vurabilir miyim?” dediğini aktaran Soylu, “Biz Amerika’nın Batman’da HDP ile ne konuştuğunu biliyoruz. ‘Siz söylemezseniz, Pentagon nereden bilecek sizin sıkıntınızı, nasıl müdahale edecek olaylara’ diyor. Öbür tarafta Kandil’de ne konuştuklarını biliyoruz, nasıl destek verdiklerini, nasıl moral vermeye çalıştıklarını biliyoruz. Nasıl onları hazırladıklarını biliyoruz. Aynen bir boksörü ringde hazırlayan gibi” diye konuştu.
“Nasıl destekliyorlar?” sorusuna Soylu, “Burada, o bölgede yapmak istediklerini ve onlarla beraber yapabileceklerini bir kere zihni olarak onların zihnine transfer etmişler” yanıtını verdi.
Suriyelilerin oy kullanacağı iddiası
Süleyman Soylu, Suriyelilerle ilgili “oy kullanacaklar” iddiasına ilişkin şunları kaydetti:
“İstanbul’da hiçbir Suriyeli oy kullanamayacak. Türkiye vatandaşı olanlar varsa onlar oylarını kullanacaklar. Hepsi bu kadar. O da neye tekabül ediyor özellikle bakmış değilim. Türkiye’de alınanların sayısı 80 bin civarında. İstanbul’da neye tekabül eder bilmiyorum. Onların da büyük bir bölümü çocuk. Seçmen kitlesi açısından çocuğun bir katkısı olmuyor.”
Göç meselesiyle ilgili çalışmalarını sürdürdüklerini ve bu yıl 120-122 bin kaçak göçmeni yakaladıklarını aktaran Soylu, şöyle devam etti:
“Cebinde ikametgahı olmayan kimseyi görmeyeceğiz. 6 ay içinde bunu sağlayacağız. Arapça tabelalar var. Biz bunu Kilis’te yaptık, Arapça tabelaların yüzde yüzünü kaldırdık. Oradaki usül şudur. Türkçe büyük bir bölüm, altına bir bantla beraber Arapça yazmak istiyorsa yazabilir. Kurallarımız ve standartlarımıza uygun. Gaziantep’te bir bölümünü kaldırdık. Bugün valimizle tekrar konuştum. İyi bir noktası kalktı. Arka sokaklarda olanların tamamı kalmayacak.”