Türkiye’deki ekonomik krizin tablosu: Sanayi üretiminde düşüş

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye’de son 30 yıldaki sanayi üretimi düşüş dönemlerindeki dört kriz dönemine dikkat çekti: 1994, 2001, 2009 ve 2019.

Türkiye ekonomik krizin tablosu sanayi üretimi

Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, bugünkü köşesinde “Üretim ve tüketimden can sıkıcı sinyaller geliyor” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Sanayi üretiminin Nisan ayında da ciddi oranda düştüğünü vurgulayan Alaattin Aktaş, Türkiye’de, 1994 ekonomik krizinde, 2001 ekonomik krizinde ve 2009 küresel krizde sanayi üretiminin düştüğüne dikkat çekti. Aynı şekilde Türkiye’deki ekonomik kriz dönemlerinin benzeri olarak 2019 Nisan dönemine kadar da sanayi üretimin düştüğüne vurgu yaptı.


Alaattin Aktaş’ın yazısı şöyle:

“Sanayi üretimi nisanda da eksi geldi. Üstelik takvim etkisinden arındırılmış hesaplamaya göre gerileme mart ayına göre daha da hızlanmış durumda.

Bir yandan üretim gerilerken bir yandan da perakende satışlar azalma eğilimi içinde. Nisandaki satışların mart ayındakinden çok daha yüksek oranda bir gerileme gösterdiği de dikkat çekiyor.

Sanayi üretimi geçen yılın altında seyretmeye devam ediyor. Ama geçen yılla olan makas giderek kapanıyor. Yani kötünün iyisi durumundayız.

Toplam sanayi üretimi arındırılmamış endekse göre ocakta geçen yılın yüzde 7.4 altında kalmıştı. Oran şubatta yüzde 5’e, martta yüzde 4.6’ya indi. TÜİK’in dün yaptığı açıklamaya göre nisan ayındaki üretim ise geçen yılın yüzde 1.4 altında oluştu. Görülüyor ki fark önemli ölçüde kapandı, neredeyse geçen yılla aynı düzeyde üretim yapılır hale gelindi.

Bu oranlar biraz önce de belirttik arındırılmamış endekse göre. Bir de takvim etkisinden arındırılmış oranlar var. Takvim etkisinden arındırılarak yapılan hesaplamayla bulunan oranlar ocak ve şubatta arındırılmamış endeksle aynı düzeyde oluştu. Yani ocakta yüzde 7.4, şubatta yüzde 5 gerileme oldu. Sonrasında oranlar farklılaştı. Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre mart ayındaki üretim geçen yılın yüzde 2 altında kaldı. Nisana geldik, durum tümüyle değişti. Takvim etkisinden arındırıldığında nisandaki üretimin geçen yılın yüzde 4 altında olduğu görüldü.

Nisandaki üretim geçen yıla göre yüzde 1.4 mü azaldı, yüzde 4 mü?

Köşemizi izleyenler biliyorlardır, biz iki oran da doğru olmakla birlikte her zaman için takvim etkisinden arındırılmamış endeksi kullanmayı tercih ediyoruz. Bundan dolayı nisandaki üretim düşüşünü yüzde 1.4 olarak alıyoruz.

Bu oranlar bir önceki yıla göre hesaplanan oranlar. Mart ayma göre hesaplama ise takvim ve mevsim etkisinden arındırılarak yapılıyor. Buna göre nisandaki üretim martın yüzde 1 altında kalmış durumda.

Kriz yıllarının sarıları

Yazımızda sanayi üretiminin son otuz yıllık değişimine yer veriyoruz. 1990-2019 döneminin nisan, ocak-nisan ve nisan itibarıyla yıllık değişim oranlarını bilginize sunuyoruz.

1990-2019 döneminin nisan, ocak-nisan ve nisan itibarıyla yıllık değişim oranları

Tablomuzda sarı ile işaretlenen sayılar negatif oranları gösteriyor. Üretim gerilemesinin hangi dönemlerde yaşandığının kolaylıkla algılanabilmesi için böyle bir işlem yapıyoruz.

Sanırız iyi de oluyor. Sanayi üretiminin bu otuz yıl içinde hangi dönemlerde gerileme gösterdiği bir çırpıda gözlenebiliyor.


4 sarı dönem:

• İlk sarı dönemi 1994 yılında yaşamışız. 1994’ün kriz yılı olduğunu biliyoruz. 1994’ün ilk dört ayında yüzde 1 düzeyinde kalan üretim gerilemesi, sonraki aylarda da sürüyor ve 1995’in nisanındaki oranın bile negatif oluşmasına yol açıyor.

• İkinci sarı dönem 1999-2001 yıllarında kendini gösteriyor. Son otuz yılın en büyük ekonomik krizini zaten bu dönemde yaşadık.

• Geliyoruz 2009‘a, bu kez küresel bir kriz söz konusu ve bizim sanayi üretimimiz de bundan nasibini alıyor.

• Ve son olarak 2019… Sanayi üretiminin nisanda yüzde 1.4 gerilediğini görüyoruz, ilk dört aydaki gerilemenin oranı yüzde 4.5, son bir yılda da yüzde 2.8’lik üretim gerilemesi yaşanmış durumda.

Perakende satışlardaki azalma hızlandı!

TÜİK tarafından dün açıklanan bir başka önemli gösterge de perakende satışlara ilişkin endeks.

TÜİK, perakende satışlarla ilgili olarak da takvim etkisinden arındırılmış ve arındırılmamış iki endeks açıklıyor. Bunlar yıllık değişimi görmek için.

Herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış endekse göre perakende satışlar sabit fiyatlarla ocakta geçen yılın yüzde 6.4, şubatta 4.9, martta yüzde 4.7 altında kalmıştı. Nisanda durum daha da kötüye gitti ve geçen yıla göre azalma yüzde 5.7’yi buldu.

Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre de benzer bir eğilim ortaya çıktı.

İlginçtir, sanayi üretiminde olduğu gibi perakende satışlarda da takvim etkisinden arındırılmış ve arındırılmamış endekslere göre bulunan ocak ve şubat oranları aynı.

Yani takvim etkisinden arındırılmış perakende satışlar ocak ve şubatta geçen yıla göre yüzde 6.4 ve yüzde 4.9 geriledi. Martta gerilemenin oranı yüzde 3.4’e indi. Ancak gerilemenin oranı nisanda belirgin şekilde arttı. Takvim etkisinden arındırılmış perakende satışlar nisanda geçen yılın tam yüzde 6.9 altında kaldı.

Perakende satışlar, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre mart ayına kıyasla ise yüzde 1.8 azaldı.


TÜİK’in oluşturduğu resmi veriler gösteriyor ki ekonominin üretim ve tüketim cephelerinden tatsız sinyaller gelmeye devam ediyor.” (Dünya Gazetesi)

Moody’s THY ve Koç dahil 11 Türk şirketin kredi notunu düşürdü


Editor
İndigo Dergisi Haber Merkezi | İndigo Dergisi, 18 yıldır yayın hayatında olan bağımsız bir medya kuruluşudur. İlkelerinden ödün vermeden tarafsız yayıncılık anlayışı ile çalışmaktadır. 2005 yılında kurulan İndigo Dergisi, indigodergisi.com web sitesi üzerinden tamamen dijital ortamda günlük yayın yapmaktadır. Aynı zamanda Türkiye’nin ilk internet haber dergisi olmakla birlikte, tüm yayın kadrosu ve okurlarıyla birlikte sürekli gelişmektedir. İndigo Dergisi’nin amacı; gidişatı ve tabuları sorgulayarak, kamuoyu oluşturarak farkındalık yaratmaktır. Vizyonu; okuyucularında sosyal sorumluluk bilinci geliştirerek toplumun olumlu yönde değişimine katkıda bulunmaktır. Temel değerleri; dürüst, sağduyulu, barışçıl ve sosyal sorumluluklarının bilincinde olmaktır. İndigo Dergisi, Türkiye’nin saygın İnternet yayınlarından biri olarak; iletişim özgürlüğünü halkın gerçekleri öğrenme hakkı olarak kabul etmekte; Basın Meslek İlkeleri ve Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’ne uymayı taahhüt eder. İlaveten İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni benimsemekte ve yayın içeriğinde de bu bildiriyi göz önünde bulundurmaktadır. Buradan hareketle herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin eşitliğine ve özgürlüğüne inanmaktadır. İndigo Dergisi, Türkiye Cumhuriyeti çıkarlarına ters düşen; milli haysiyetimizi ve değerlerimizi karalayan, küçümseyen ya da bunlara zarar verebilecek nitelikte hiçbir yazıya yer vermez. İlkelerinden ödün vermeyen şeffaf yayıncılık anlayışını desteklemektedir. Herhangi bir çıkar grubu, örgüt, ideoloji, politik veya dini; hiçbir oluşumun parçası değildir. Köşe yazarlarımızın yazdıkları fikirler, kendi özgür düşünceleridir; İndigo Dergisi yayın politikası dahilinde değerlendirilir ve yayın ilkeleri ile çelişmediği müddetçe, düşünce ve ifade özgürlüğünü teşvik ederek yayına alınır. İndigo Dergisi, sunduğu tüm bilgilerin doğruluğunu teyit ve kontrol eder; bu bilgilerin geçerliliğine son derece önem verir.